Prof. Dr. Mustafa Es-Sıbai

0
12552

  SURİYE MÜSLÜMAN KARDEŞLER KURUCU GENEL MURAKIBI   
alim-davetci-mucahid-prof-dr-mustafa-es-sibai-onizleme

Doğumu, Eğitimi ve Yetişmesi

Üstad Mustafa es-Sıbai 1915 yılında Suriye’nin Humus şehrinde doğdu. Babası ve dedelerinin birçoğu Humus’un el-Camiu’l-kebîr’inde hatiplik yapmışlardı. Üstad Sibai’nin babası Hasaneyn (Hüsnü) Sıbai âlim ve mücahid bir şahsiyetti. Osmanlı’nın dağılması ile birlikte Suriye 1917’de Fransızların işgaline girmişti. Bu işgalcilere karşı da Sıbai’nin babası istiklal harbini başlatanların başında geliyordu. Bu yüzden babası düşmanların gözünde korkulacak bir konuma sahipti. Babasının bu özellikleri Mustafa Sıbai’nin yetişmesinde hem ilmi hem de hareket açısında etkili oluyordu. Babasıyla beraber devamlı âlimlerin oluşturduğu ilim meclislerinde bulunan Mustafa Sıbai ilkokulda hafız oldu.

1930’da Şer’i İlimlerin okutulduğu Mesudiye lisesinden mezun oldu. 15 yaşında babasının yerine hutbelere çıktı. Yine 15 yaşındayken yabancı misyon okulları ile mücadele etmek için Humusta “Rabitatu-d Diniyye” Şam’da “Muhammedi Gençlik” adında gizli cemiyetler kurmuştu.

Genç yaşta işgallere karşı çıkmaya başlayan Üstad Sıbai 1931’de Fransızların Fas’taki sömürge yönetimi aleyhine bildiriler yayımladı, 1932’de de Suriye’deki işgallere karşı Cuma hutbeleri verdiği gerekçesiyle ilk kez kısa bir süreliğine tutuklandı.

Bu şekildeki siyasi baskı atmosferinde ilmi, ameli ve hareketli bir kişilik olarak genç yaşta İslami çalışmalara başlayan Üstad Sıbai ilmini tamamlamak, fikrini sağlamlaştırmak, davetini yayabilmek ve ümmete bir yol açabilmek için 1933’te Kahire’deki el-Ezher üniversitesine fıkıh bölümünü okumaya gider. Mezun olduktan sonra da Usulud’din bölümünde yüksek lisansını tamamlar. İslam beldelerinde askeri işgalin yanı sıra bir de İslam dinine şüphe sokan, hadislerin Kur’an-ı kerim ile çeliştiğini ispatlamaya çalışan müsteşriklerin (oryantalistlerin) de işgali vardı. Üstad, bu tesir altında kalan ezherli Hocası Hasan Abdulkadir ile ‘Tabiinlerin büyüklerinden sayılan Hadis İmamı İbni Şihap ez-Zühri hakkında girdiği bir tartışma üzerine meşhur eseri “Es Sünne ve Mekanetuha fit-Teşri’il İslami (İslam Fıkhında Sünnetin Yeri ve Önemi)” adlı çalışmasını yapar. 1949’da bu çalışmasıyla İslam Hukuku dalında doktora tezini tamamlar.

alim-davetci-mucahid-prof-dr-mustafa-es-sibai-6Üstad Sıbai’nin Şehit İmam Hasan el-Benna ile tanışması

Üstad Sıbai bulunduğu her yerde İslam davası için çalışmalar yapmaktan geri durmuyordu. İngilizlerin işgali altında bulunan Mısır’da okuduğu dönemde bu işgale de başkaldırmıştı. Mısır’da İmam Hasan el-Benna’nın öncülüğünde Müslü- man Kardeşler İngilizlerle her türlü mücadeleye girişmişlerdi. Yine bu sebeple 1934-35’te İngilizlere karşı mitingler düzenleniyordu. Bu mitinglere katılan Üstad Sıbai burada İmam el-Benna ile tanışmıştı. Üstad Sıbai Müslüman Kardeşleri tanıdığında onlarında kendisi gibi bütün İslam beldelerindeki işgalcilere karşı olduğunu görmüştü. Çünkü 5 Ağustos 1935’te İmam Hasan el-Benna davayı yayması için Filistin’e, Suriye’ye ve Lübnan’a temsilciler göndermişti. Bu bölgeler İslam âlemi içerisinde işgalin en üst zirvede hissedildiği yerlerdi. Üstad Sıbai Mısır’da bu gösterilere katıldığı için ikinci kez tutuklanır. Artık bu olaylardan sonra sürekli Müslüman Kardeşlerin faaliyetlerine katılmaya devam eder. Üstad Sıbai 1940’ta Reşîd Ali (Geylani) Kîlânî’nin İngiliz karşıtı Irak isyanını desteklemek üzere Mısır’da gizli bir cemiyet kurduğu suçlamasıyla Kahire’de İngilizler tarafından yine tutuklandı ve iki ay sonra Filistin’deki Sarfad toplama kampına gönderildi. Cezaevinde maruz kaldığı işkenceler yüzünden sağlığı önemli ölçüde bozuldu. Geçici felçlik ge- çirdi. Burada da dört ay tutuklu kaldıktan sonra Suriye’ye döndü.

Üstad Sıbai’nin Suriye’de Müslüman Kardeşleri İlanı

Üstad Sıbai’nin Suriye’ye döndüğü 1940 yılı ikinci dünya savaşının başladığı zamandı. Aslında ikinci dünya savaşı Avrupalı devletlerin kendi aralarında yapmış oldukları bir savaştı ancak bu Avrupalı devletler İslam âleminde işgalci konumunda olduğu için bütün dünyanın politik düzenini ve sosyal yapısını derinden etkiliyordu. İkinci dünya savaşının sonuna gelindiğinde Lübnan ve Suriye’de karışıklık çıkmıştı. 1945’te Suriye’de Fransızlar halkın üzerine ateş açıyor ve katliamlar yaşanıyordu. Fransızlara Suriye’deki ilk silahlı karşılığı alim-davetci-mucahid-prof-dr-mustafa-es-sibai-5Üstad Sıbai veriyordu. Üstad Sıbai’nin Suriye’deki ilk işi kendi kurduğu Muhammedi Gençlik grubundan olan arkadaşlarını etrafına toplaması idi. Hemen sonrasında İslami çalışma içerisinde olan bazı mevcut cemiyetleri Müslüman Kardeşler düşüncesi altında toplayıp İmam el-Benna ile görüşmelere devam etmesi oldu. Böylece 1945 yıllında Suriye Müslüman Kardeş- lerini kuracak ve genel murakıbı seçilecekti. Aynı yıl bir yandan da İlmi önem açısından Arap dilinin incelikleri ile alakalı Suriye Arap lisesini kurdu ve müdürlüğünü yaptı. 1946 Nisanında Fransızlar Suriye’den çekilmek zorunda kaldı. Bu tarihte Suriye bağımsızlığını ilan etti.

Suriye’nin bağımsızlığından sonra Müslüman Kardeşler siyasi hayatta daha fazla aktif rol almaya başladı. 1947’de Müslüman Kardeşler ilk defa ger- çekleştirilen parlamento seçimlerine katıldı. 2,5 Milyon olan Suriye Nüfusundan %5.8 oy aldı ve Meclis’te 10 kişi ile temsil edildi. Üstad Sıbai bir yandan Suriye’nin meseleleri ile ilgilenirken bir yandan da İngiliz ve Yahudi işgaline karşı Filistin meselesi ile ilgileniyordu. 1947 sonlarında Birleşmiş Milletlerin Filistin topraklarını ikiye bölmesine karşı çıkan Üstad Sibai, bütün Suriye’yi dolaşarak bu konuda toplantılar, mitingler düzenleyip konuşmalar yaptı. El-Menar adında bir gazete çıkarmış, 1949’da Suriye’de gerçekleşen askeri darbeye kadar bu gazete yayınlarını sürdürmüştü. Bu darbe ile birlikte günümüze kadar Suriye’yi ele geçirecek Baas partisi de kurulur.

1948’e gelindiğinde ise Üstad Sıbai, Mısır’daki kardeşler gibi 10 binlerce kişiyi İngilizler ve Yahudi çeteleri ile savaşması için Filistin cihadına katmıştı. Yeterli sayıda bir grubun oluştuğunu düşündüğünde kendisi de cihada komutan olarak katılmış ve Kudüs müftüsü Hacı Emin el-Huseyni ile görüşmüştür. 1948’de İmam el-Benna, Sıbai ile birlikte Filistin cephesindeki Müslüman Kardeşlerin mücahitlerini ziyaret eder ve Sıbai’yi Suriye’ye görevinin başına gönderir. Üstad Sıbai Filistin’den döndükten sonra 1949’da Yahudilere karşı büyük çaplı protestolar tertipledi. Bu gösterilerin en bü- yüğünü Şam Hamidiye çarşısında düzenledi. Bu sırada Mısır’da Müslüman Kardeşlerin genel mürşidi Üstad İmam Hasan el-Benna şehid edildi.

alim-davetci-mucahid-prof-dr-mustafa-es-sibai-4Üstad Sıbai bütün gücünü bağımsızlığını yeni kazanmış Suriye’nin İslamlaşmasına harcıyordu. 1950’de Suriye’de anayasa hazırlanması için oluşturulacak kurucular meclisine aday olur ve üyeliğine seçilir. Üstad Sıbai’nin çabalarıyla Anayasa’ya “Devletin resmi dini İslam’dır ve İslam Fıkhı Yasamanın ana kaynağıdır” ibareleri eklendi. Kurucular meclisi yeni anayasanın yü- rürlüğe girmesinden sonra 1950 yazında Suriye Parlamentosu’na dönüştürüldü. Bu hizmetlerinden sonra Üstad Sıbai Şam Üniversitesi Hukuk fakültesinde öğretim görevliliğine geçti. 1951’de Pakistan’da toplanan Dünya İslâm Konferansı’nda Üstad Sibai, Milletlerarası İslâm-Hıristiyan Konferansı’nda Suriye delegasyonunun başkanı sıfatıyla bulundu. 1952’de Mısır Süveyş Kanalı bölgesindeki savaş başlayınca Mısır gençliği harekete geçmiş, Üstad Sibai’de Suriye’den gönüllü mücahit toplamış, ayrıca Mısır başbakanına da bir mektup göndererek Süveyş Kanalı savaşına binlerce gönüllüyü takdim etmiş fakat Suriye idarecileri tarafından Sıbai ve eşi tutuklanarak 4 ay cezaevinde kalmışlardır.

1952’de Albay Edip Çiçekli(Şişekli) tarafından Suriye’de ikinci bir darbe gerçekleşir. Albay Edip, Üstad Sıbai’nin hareketlerini kontrol altında tutarak çalışma sahasını daraltmış ayrıca ülkenin ileri gelenlerinden kendisine bağlılık yeminini şart koşmuştu. Üstad Sibai’de şeriatın cevaz vermediği bir bağlılığı yapamayacağını bildirerek reddetmişti. Bunun üzerine Albay Edip, Üstad Sibai’yi üniversiteden uzaklaş- tırmış ve onu sürgün etmiştir. Bu olayla birlikte dünya da ilk defa Müslüman Kardeşler Suriye’de terör örgütü olarak ilan edilir ve yasaklanır.

Üstad Sıbai Lübnan’da Sürgünde

Sürgünde Lübnan Beyrut’a yerleşen Üstad Sıbai iki yıl boyunca buradaki bütün İslami çalışmalara katkı sunmaya devam etmiş hassaten burada yeni kurulmaya başlayan İbadurrahman Cemaatinin oluşumuna ve şekillenmesine kendini vermişti. Üstad Sıbai O zamanlar gelecekte Müslüman Kardeşlerin Lübnan kolunu kuracak olan genç Fethi Yeken ile tanışmış ve yetişmesine büyük katkı sağlamıştır. Ayrıca 1954 Şubatında Mısır’dan Lübnan’a Müslüman Kardeşlerin ikinci genel mürşidi Üstad Hasan el-Hudeybi’nin bir ziyareti olmuştu. Üstad Hudeybi Suriye, Lübnan, Filistin ve Sudan Müslüman Kardeşlerinin temsilcileri ile dünya çapında bir toplantıyı da burada tertip etmişti. Üstad Hudeybi bu ziyaretinde İmam el-Benna döneminde görevlendirilen ezher mezunlarınca tohumları atılan Mekarimul Ahlakil İslamiyye (Güzel İslami Ahlak) Cemiyeti’nin Trablus’taki merkezinde bir konferans vermişti. Üstad Sıbai Sürgününü bile davası için büyük bir hayra dönüştürmüştür. Bu sırada Suriye’de Kardeşleri yasaklayan ve Üstad Sıbai’yi sürgün eden Albay Edip başka bir darbeyle devrilecek Üstad Sıbai’de Üstad Hudeybi ile birlikte Lübnan’dan Suriye’ye geçecekti.

alim-davetci-mucahid-prof-dr-mustafa-es-sibai-2Üstad Sıbai’nin Suriye’deki çalışmalarına kaldığı yerden devam etmesi

Üstad Sıbai ilmi olgunluğu ve İslami çalışmalara olan düşkünlüğünden dolayı 1955’te İslami ilimlere has müstakil bir Şeriat fakültesini kurdu ve fakültenin ilk dekanı oldu. Aynı yıl Suriye’de Kardeşlerin yasağı kalkıp siyasi atmosfer normale dönünce Eş-Şihab adında haftalık bir gazete, El-Müslimun adıyla bir dergi de çıkarmaya başlar. 1958’de El-Müslimun dergisinin ismini değiştirmeyi uygun bularak Hadaratül İslâm(İslâm Medeniyeti) adıyla yayınını sürdürür.

1956’da fakülteye Mevsû’atü’l-Fıkhi’l-İslâmî’nin (İslam Fıkıh ansiklopedisinin) hazırlanması gö- revi verilince Sıbai ansiklopedinin redaksiyon kurulu başkanlığına getirildi. Aynı yıl Suriye Üniversitesi tarafından Avrupa ülkelerinde İslam araştırmalarının durumunu tespit etmekle görevli bir heyete dahil edildi ve bu amaçla Türkiye, İtalya, İngiltere, İrlanda, Belçika, Hollanda, Danimarka, Norveç, İsveç, Finlandiya, Almanya, Avusturya, İsviçre ve Fransa’yı kapsayan bir seyahate çıktı. Suriye’ye döndüğünde kimler tarafından yapıldığı belli olmayan bir suikasta uğrar ve sağ kurtulur.

1957’de Suriye’de ara seçimler olur. Üstad Sıbai Müslüman Kardeşlerin Şam adayı olarak seçime katılır, ancak bin bir hile ile seçtirilmez. Aynı yıl Moskova Üniversitesi’nin daveti üzerine Moskova’ya gitti. Sovyetler Birliği’nden dönüşte yeniden kısmi felç geçirdi. Durağanlığa alışkın olmayan Üstad bu sefer de hastalığı yenerek çalışmalarına devam etti.

1959’da İslâm dünyasında büyük yankı uyandıran İştirâkiyyetü’l-İslâm (İslam Sosyalizmi) adlı eseri yayınlanır. Bu eser Şam Üniversitesinde verdiği konferansların metinlerinden meydana gelmektedir. Bu eserinde İslam’ın Sosyalizmle uzaktan yakından en ufak bir benzerliği olmadığını, İslam Sosyalizmi gibi isimlendirmelerin İslam’ı bilmemek olduğunu net olarak ortaya koyar.

alim-davetci-mucahid-prof-dr-mustafa-es-sibai-1Üstad Sıbai’nin vefatı

Üstad Sıbai’nin verdiği mücadeleler sonucunda girdiği cezaevleri, çektiği işkenceler ve sürüldüğü toplama kamplarından dolayı genç yaşta vücudu hasar görmüş zaman zaman kısmi felçlikler geçirmişti. 1962 yılına gelindiğinde bu hastalıklarının yeniden nüksetmesi üzerine son yılları hastanelerde geçiyordu. Bu hastalıklarından dolayı her insanın katlanamayacağı acılar çekmesine rağmen Müslümanlara faydalı olabilmek için konferanslar vermekten ve yazılarını kaleme almaktan vazgeçmiyordu. Hatta “Hayat bana böyle öğretti” ve “Faydalar Kolyesi” adlı kitaplarını bu haliyle hastanede yazmıştı. Üstad Sıbai 49 yıllık gibi kı- sacık ömrüne dev gibi büyük bir mücadeleyi sığ- dırarak 3 Eylül 1964 yılında vefat etti. Vefatının 52.yılında kendisini rahmetle anıyoruz.

Barış Oktay

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?