Teknolojinin ve İnternetin genel amacı her ne kadar insanın hayatını kolaylaştırmak, bilgiye ulaşmak ve bilgi sahibi olmak için olsa da son zamanlarda insanlar daha farklı nedenlerden dolayı da interneti kullanmayı tercih etmektedir. Bunların en başında insanların arkadaşları ve sevdikleri ile iletişim kurmasını sağlayan Sosyal Ağlar gelmektedir. Sosyal Medya genel itibari ile internette var olan çoğu bilgiyi, fotoğrafı ve videoyu kapsasa da son zamanda içerik olarak daha çok insanların iletişim halinde olduğu sosyal ağları içermektedir.

Sosyal Medya‘nın birçok yararı olmasının yanı sıra çeşitli zararları da vardır. Bunların başında birçok sitenin içeriğinde bulunan zararlı, kötü yayınlar, yazılımlar ve programlar gelmektedir.
Tüm bunların dışında internette bulunan sosyal ağlarla kişiler, şahsi görüşlerini de özgürce belirtebilmektedir. Sosyal Ağlar doğru ve bilinçli kullanılırsa faydası çok olmakla beraber sosyal ağlar doğru ve bilinçli kullanılmadığı takdirde insanlara maddi ve manevi zararlar verir.
Sosyal Medya sayesinde, anlık bilgi akışına yeni bir boyut kazandırılmış, her yeni gelişmeden çok daha hızlı haberdar olabilmemiz sağlanmış. Artık siyaseti ve gündemi yakından takip edenler bile televizyonları değil Twitter’ı takip eder oldular.
Sosyal Medya insanlar arasındaki sınırları kaldırdı. Artık başka bir ülkedeki kişiye ulaşabiliyor ve yaşadığı bölgede bir problem olsa ilgili bürokrata mesaj atıp sesini duyurabiliyor. Belki de ömrümüz boyunca karşılaşamayacağımız aynı düşünceye sahip biri  ile iletişim kurabiliyoruz.

Sosyal Medya ile insanlar daha özgür. Artık herkes düşündüğünü başkalarından korkmadan dile getirebiliyor. Bu da toplumumuzda karşıt görüşlerde olunsa bile birbirlerine saygı duyup birbirlerini anlamaya çalışan bireylerin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Sosyal Medya iletişimi kolaylaştırdı ve arttırdı. Olay artık yalnızca ilkokul arkadaşlarınızla seneler sonra tekrar görüşmenin çok ötesine geçti. Sosyal Medya’nın kanıksanmasıyla birlikte toplumsal hareketler daha kolay gerçekleştirilebilir oldu. Onbinlerce kişi sadece Sosyal Medya üzerinden yapılan duyurularla kan bağışında bulundu. Sosyal Medya üzerinden kurulan ve örgütlenen sivil toplum kuruluşları Ortadoğu’da özellikle Mısır ve Tunus başta olmak üzere birçok ülkede örgütlenerek ortaya çıktı.
Sosyal Medya ile Facebook ve Twitter gibi sosyal ağlarda insanlar birbirleri ile konuşuyor, grup sohbetler yapıyor ve birçok banka işlemleri, başvurular ve ödemeler internet üzerinden de gerçekleştirilebiliyor. Sadece bunlar da değil, aradığımız her şeyi saniyesinde bilgisayarınızın ekranında, tabletinizde hatta cep telefonunuzda görebiliyor ve bilgi kaynağınızı daha da genişletebiliyoruz.
Bununla beraber Sosyal Medya’nın zararlı yönleri de bulunmaktadır. Tabi ki her şeyin artısı olduğu gibi eksileri de bulunmaktadır.
Sosyal Medya ve Sosyal Ağ ortamları yetişmekte olan gençlerimizi aşırı ve bilinçsiz kullanımda gerçek sosyal ortamlardan uzaklaştırıyor.
Asosyal olup insan ilişkileri zayıf, pasif ve mutsuz kişilikler ortaya çıkartıyor. Yayınlanan bir yalan haber anında dünyaya yayılabiliyor ve kullanıcıların akılları karışabiliyor. Bunların önüne geçilmezse internet ortamı ve Sosyal Medya ortamı bulunduğu kirlilikten kurtulamayacak gibi de görünüyor.

Sürekli gelişen bu teknoloji çağında küçüğümüzden büyüğümüze kadar teknolojinin nimetlerinden tam da faydalandık, hayatımızı kolaylaştırdık derken bu teknolojik nimetlerin handikaplarını hemencecik görmeye başlamamız başka sosyal bir sorunun ortaya çıkmasına sebep oldu.
Yukarıda belirttiğimizin dışında Sosyal Medya ile olan sınırlarımızı aştığımızda çocuklarımızla hoşça vakit geçiremez olduk, en yakınımız bile yüzümüzü de unutarak bizimle muhabbeti kesti, eve geldiğimizde evlatlarımızın bizi coşkulu karşılamalarını göremez olduk, gelin ve damatlarımız arasındaki fedakarlık yerine kavgaları görür olduk, Sıla-yı Rahim’i terk ederek akrabalık ilişkilerini de dibe vurduk.
Birbirimizin gözünün içine bakıp samimiyetle dertlerimizi anlattığımız günleri arar olduk. Akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ile yatıp kalkar olduk. O bildik, geleneksel samimi dünyadan uzaklaştık ve sanal bir hayatın modern mahkumları haline geldik.
Günlük uğraşılarımız, ilişkilerimiz, davamız, içimiz-dışımız sanal alem oldu. Davet sorumluluğumuzu da burada yaptığımızı zannederek davet ve tebliğ yükümlülüğümüzü yerine getirdik, diyerek gaflet içinde oyalandık durduk. Oysaki davette yüz yüze ilişkinin, samimi ortamın, yiyip içmenin, gezip dolaşmanın, camide buluşmanın önemini hep Peygamber Efendimiz’in (sav) siyerinde okumuştuk.
Bizler toplum olarak zamanımızın büyük ve önemli bir bölümünü Facebook, Youtube, İnstagram ve Twitter’in sanal dünyasında geçirir olduk.
Peki, kısa bir mola verip bu sanal dünyayı bir süreliğine terk edersek herkesin zannettiği gibi mahvolur, hayatımız mı kararır? Tabi ki hayır, peki ne olur?
Geçmiş günlerde olduğu gibi herkesle samimi, doğal ve etkili iletişim içinde olup Allah’ın emrettiği bir kul olmanın önündeki yapmacık sanal alem engelinden kurtulmuş oluruz.  Daha mutlu oluruz. Başkalarının daha iyi bir hayatı olduğuna dair izlenimler ve etkilenmelerden kurtuluruz. Kıyaslamalar yapıp özenmek ve iç çekip kıskanmak yerine bugünün değerini bilip kişiliğimizi geliştirerek daha mutlu oluruz ve kendi hayatımıza daha pozitif bakmaya başlarız.
Hayata ve çevremizdekilere daha çok değer veririz. Başkalarıyla anlık duygularımızı paylaşayım derken o anda olmakta olan gerçek samimi ortamın güzelliklerini tam anlamıyla yaşamamış oluruz.
Dostlar sofrasını “İnstagramlamak, Facelemek, Twitlemek” yerine yemeğimizin tadını çıkaralım! Atmosferi  belgelemek yerine o anı dostlarımızla, ailemizle yaşayalım!
Daha sağlıklı oluruz. Her şeyden önce, ekranın karşısında ne kadar az zaman geçirirsek gözlerimiz o kadar çok dinlenir. Sanal dünyadan ayrılınca gerçek dünyada hareket etmeye çok daha fazla zamanımız olur.
Daha çok gezeriz. Gözlerimizi cep telefonundan ayırıp yukarıya doğru bakarsak, belki gökyüzü içimizde daha çok yerleri görme isteği uyandırır ve: “Seyahat edin sıhhat bulasınız!” hadisini de yaşamış oluruz.
Kitapları yeniden severiz. Elbette elektronik kitaplar okumak mümkün. Ama elde gerçek bir kitap tutmanın verdiği duygu bambaşka. Söz gider, yazı kalır. Yazılı sözün sihirli, etkili dünyasına girelim. Daha üretken oluruz. Yapılan birçok araştırma Sosyal Medya’nın hem okulda hem de işyerinde ciddi bir şekilde dikkatimizi dağıttığını gösteriyor.
Ayrıntılara ve asıl işimize yoğunlaşmak için kendimize yeterince zaman tanıyalım. Bunu yaparsak hem ailemize ve dostlarımıza hem de sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmeye çalışan ve üyesi olduğumuz vakfımıza daha fazla hizmet oluruz. Sevdiklerimize, kardeşlerimize mesaj göndermek çok hoş ama onlarla gerçek hayatta buluşmayı daha çok istemez miyiz?
Hayatımızı daha iyi kontrol ederiz. Araştırmalara göre çoğumuz, Sosyal Medya’da sürekli yorum yapmamız, paylaşmamız ve hoşlanmamız üzerimizde bir baskı oluşturuyor, ciddi ruhsal bozukluklara yol açıyor. Bu bombardımana izin vermezsek, kontrolü kaybetmeyip olan bitene daha derli toplu katkıda bulunabiliriz.
Yeni şeyler öğreniriz. Bu zaman içinde dil dersi almak, çeşitli kurslara, sohbetlere gitmek gibi çok daha anlamlı şeyler yapabiliriz.
Teknolojinin dışındaki samimi, doğal, gerçek hayatı keşfederiz. Sosyal Medya’yı bir kenara bırakır bırakmaz, başta bir boşluk oluşur fakat bu geçici bir durum olup hemen normal hayatımıza da adepte olur ve doğal çevremizin ne kadar güzel olduğunu görürüz.
Sınırımızı aşarak Sosyal Medya’ya gömülünce kayıtsızlaşırız, beğeni beklentilerimiz artar. Hep bir sonrakine yönelip daha ilginç şeyler ararız. Allah muhafaza kendimizi hiç de istemediğimiz bir durum içinde de bulabiliriz. Kaş yapayım derken göz çıkartmak, deyiminin muhatabı olmuş oluruz. Bir an durup düşünelim sosyal medyada ne yapıyoruz, durumumuz ne?
“Hal böyle iken nereye bu gidiş?” Tekvir 26 ayetinin sorusuna pozitif, müspet bir cevap verebiliyorsak her şey yolunda. Yok eğer tersi bir durum söz konusu ise: “Onun anası ağlamıştır!” Karia 9 ayetine muhatap olmuş oluruz, bu da kimsenin istediği bir durum olmasa gerek.
Allah, bizleri ve çocuklarımızı sosyal medyanın zararlarından ve çıkmazından muhafaza etsin. Sosyal Medya’nın sınırını aşmayarak onu bilinçli kullanan kullarından eylesin!
(ÂMİN)

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?