Taş gibi ölü, toprak gibi cansız, ama su gibi lazım… Matematik…
Matematik bize hep o soğuk yüzüyle tanıtıldı. Yedi başlı ejderha misali korktuk ondan, ama aslında matematik o kadar sıcak ve sempatik ki…
Saate bakmaktan, alış-veriş yapmaya kadar birçok günlük işimizde müracaat ettiğimiz bir bilim dalı Matematik. Farkına vararak veya varmayarak faydalandığımız bu ilim, ilk çağlardan beri bütün insanlarca kullanılagelmiştir.
Matematik, sayıya ve ölçmeye dayalı bir ilimdir. Soyut varlıkları ve bunlar arasındaki bağıntıları inceler. Sayılardan, geometrik şekillerden bahseder. Akıl yürütme esasına dayanır. Tümden gelimli ve tümevarımlı bir ilimdir. Aklî ilimlerin şahı durumundaki matematik, bir taraftan kavramlar arası ilişkileri en kolay ve en etkin bir şekilde ortaya koyarken, bilinenlerden bilinmeyenlere, basitten karmaşığa doğru hareket eden, aklî muhakeme metodunu, tümevarımı uygulamaktadır.
Matematik, bugün 544 dala ayrılacak kadar genişlemiş durumdadır. Biz matematiği iki çeşit sınıflandırmaya tabi tutuyoruz:
1. Sınıflandırma
Cebir: Matematiğin sayılar yerine harfler kullanılarak aritmetikle çözülemeyen meselelerini çözen dalıdır.
Geometri: Çizgiler, açılar, daireler arasındaki münasebetleri inceleyen daldır.
Trigonometri: Geometrinin ileri bir şeklidir. Matematiğin üçgenler ve yüzölçümleri ile ilgilenen dalıdır.
Calculus: Matematiğin değişen hızlarla ilgili yüksek bölümünü içine alır.
2. Sınıflandırma
Soyut Matematik: Aritmetik, cebir, sonsuz küçükler hesabını içine alır.
Somut Matematik: Geometri ve mekanik bölümlerini içine alır
Uygulamalı Matematik: Trigonometri, tasarı geometri, ihtimaller hesabı ve istatistik bu gruba dâhildir.
Matematik geniş kapsamlı bir ilimdir. Matematiğin biyoloji, fizik, kimya, coğrafya gibi ilimlere gereksinimi yoktur. Ama sayıp sayamadığımız tüm bilim dallarının matematiğe ihtiyacı vardır. Bunu bir matematikçi olarak değil gerçeği gören biri olarak yazıyorum.
Ünlü filozof Platon bile kurduğu okulun giriş kapısına ‘Geometri bilmeyen giremez’ diye yazmıştır? Düşünün, matematikle hiç alaka kuramadığımız felsefe ilminin bile matematiğe ihtiyacı var…
Siz, sevgili üniversite adayları! Matematik yapmadan iyi bir bölüme yerleşebilir misiniz? Siz, Ayşe teyze, Ahmet dayı hesap bilmezseniz pazarcıya ne kadar para verip ne kadar geri alacağınızı bilebilir misiniz? Sen afacan Onur! Hesap bilmesen babanın verdiği harçlık eksik olunca ‘Baba bu para eksik, nerede gerisi?’ der miydin? Bu liste öyle uzar gider. Uzun lafın kısası matematik, her eve lazım…
O halde ilk soru: Niçin matematik yapamıyoruz?
Ve ikinci soru: Biz şu matematiği nasıl öğreneceğiz?

İBRAHİM HALİL BABAOĞLU

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?