Her çocuk doğumdan itibaren, kendini ve çevresini tanıma, doğal ihtiyaçlarını giderme, etrafındaki doğal ve sosyal çevreye uyum sağlama çabasında bulunur ve bu çabasında en büyük desteği anne ve babasından alır. Çocuk çevresiyle iletişim kurmayı, kendini ifade edebilmeyi, hayatta karşısına çıkan zorluklara karşı mücadele edebilmeyi ailesinden öğrenir. Her zaman anne baba kendi çocuğu için bir “model”dir. Çocuk anne babanın davranışlarını, yaşam biçimlerini taklit yoluyla öğrenir ve çoğunu hayatına uygular. Bu yüzden her bir müslüman anne baba, çocuklarını öncelikli olarak islam değerlerine göre daha sonra toplum kurallarına göre doğru olarak kabul edilen gelenek ve görenekler doğrultusunda yetiştirmeli onlara doğru örnek olmayı başarabilmelidir. Çocuğun iyi bir eğitim ve terbiye alması, aile ortamında olumlu kişilik özellikleri geliştirmesi için ailenin çocuğa karşı sergilediği tutumlar çok önemlidir.
Tutum terimi sosyal psikolojide genel olarak bir bireye atfedilen ve onun psikolojik bir nesneye ilişkin düşünce, duygu ve muhtemelen davranışlarını organize eden bir eğilime işaret etmek için kullanılmaktadır. Bir başka deyişle bireyin herhangi bir nesne ya da duruma karşı deneyim, güdü ve bilgilerine dayanarak geliştirdiği bir tepki veya eğilim olarak tanımlanabilir.
Ebeveynlerin çocuklarına yönelttikleri tutumların sağlıklı olması, çocukların kendi içlerinde barışık, dengeli, huzurlu, özgüvenli, mutlu, çevresine karşı sevgi ve saygılı olmalarında büyük etlisi vardır.
Anne babaların çocuklarına karşı tutumları, konunun uzmanlarınca genel kabul gören şekliyle:
Aşırı Koruyucu Anne Baba Tutumları
Aşırı Hoşgörülü Anne Baba Tutumları
Baskıcı ve Otoriter Anne Baba Tutumları
Dengesiz ve Tutrasız Anne Baba Tutumları
İlgisiz ve Kayıtsız Anne Baba Tutumları
Mükemmeliyetçi Anne Baba Tutumları
Ret Edici Anne Baba Tutumları
Güven Veren, Destekleyen, Kabul Eden Anne Baba Tutumları
olarak sınıflandırılmaktadır.
AŞIRI KORUYUCU
ANNE BABA TUTUMLARI
Bu tip ailelerde anne-babanın çocuğu aşırı koruması, çocuğu gerektiğinden fazla denetlemesi ve özen göstermesi sıkca görülür. Anne ve baba çocuklarının üzerlerine titrerler. Ağlamasın, üzülmesin, üşümesin, terlemesin, hasta olmasın, yorulmasın, mikrop kapmasın diye aile üyeleri ellerinden gelen tüm gayreti gösterir. Çocuk adeta bir cam fanus içinde büyütülür.
Anne baba çocuklarının her şeyi kendilerine sormasını, danışmasını isterler, onlarla ilgili her şeyi kendileri yapmak isterler, onların bireysel ve bağımsız yaşantılarına olanak vermezler. Çocuk ihtiyaçlarını kendi karşılayabilecek bir duruma geldiği zaman bile, küçük bir çocukmuş gibi, çocuğun her tür gereksinimi, ihtiyacı anne baba tarafından karşılanır. Ailesi yemeğini yedirir, elbiselerini giydirir, ödevlerini yapar ve onu kendi yatağına yatırır. Anne, çocuğuyla öyle bütünleşir ki onun büyüdüğünü ve olgunlaşabildiğini asla kabul etmek istemez.
Anne, bu tür davranışları ile çocuğuna olan sevgisini sergilediğine, ona yardım ettiğine inanır. Oysa, gerçekte anne, kendi yalnızlığını ve mutsuzluğunu ödünlemekte ve çocuğun sağlıklı gelişmesini engellemektedir.
Aşırı koruyucu tutumla yetişen çocukların özellikleri:
Aşırı bağımlı, pasif, beceriksiz ve özgüvensiz olabilir
Sosyal gelişimi zayıflar, toplum tarafından kabulü zorlaşır
Kendini akran grublarına kabul ettirmek için isyankar olabilir
Tek başına kararlar alamazlar, çoğu zaman neyi yapıp neyi yapamadığını bilemez
Çoğu zaman başarısız ve mutsuz olur
Çocuk kendini ve hayatı tanımakta zorlanır
Oysa, her çocuk hayatta mücadele etmeyi, hayatın sorunlarını ve zorluklarını öğrenerek aşmayı, kendi ayakları üzerinde durmayı bilmelidir. Bunun için çocuğa yaşına uygun sorumluluklar verilmelidir.
AŞIRI HOŞGÖRÜLÜ
ANNE BABA TUTUMLARI
Bu tip ailelerde anne babanın çocuğun başına buyruk yetişmesi, her zaman dilediği şekilde davranması görülür. Çocuğa aşırı hareket ve davranış serbestliği verilmiş, sınırsız haklar tanınmış, nerede duracağı belirlenmemiştir. Anne baba kendisine ve çevresine zarar verebilecek davranışlarda bile denetimden uzaktır, çocuğa müdahale etmez ve bu serbest tutumları ev içinde geçerli olduğu gibi ev dışında da geçerlidir.
Aile doğruyu ve yanlışı çocuğunun yaparak yaşayarak öğrenmesini ister, çocuğa neyi yapması veya neyi yapmaması konusunda yeterli bilgi vermez. Bu tip ailelerde anne baba büyük bir problemler dışında çocuğun davranışlarına karışmazlar. Bazı hallerde ceza verilse bile, verilen cezalar yetersiz kalır ve çocuk tarafından ciddiye alınmaz. Çocuk, insiyatifi elinde tutar ve aile üyeleri onun istekleri koşulsuz kabul eder ve yerine getirirler. Bu anne babalar çocuğa dilediğini vermenin ona karşı koymaktan daha kolay olduğu düşüncesini benimserler.
Bu tip anne babalar kendi yaşamadıklarını çocuklarının yaşamasını isterler. Oysa, gerçekte hiç bir şekilde mutlu olmayan, şımarık ve naşükür bir evlat terbiye etdiklerinin farkında olmazlar.
Aşırı hoşgörülü tutumla yetişen çocukların özellikleri:
Bu çocuklar okullardaki kurallarla karşı karşıya kalınca hayal kırıklığına uğramaktadırlar
Bir müddet sonra anne babalarını denetim altına alma eğilimi gösterebilirler
Ailede her istediklerini elde ettikleri için doyumsuz ve bencil olabilirler
Sosyal açıdan daha az sorumluluk alırlar
Sosyal gelişim ve özdenetim konusunda daha fazla sorun yaşayabilirler
Doğruyu yanlıştan ayırmada zorluk yaşayabilirler
Bu çocuklar sınırlarını tanımaz, nerede duracaklarını bilemez
Tutarsız davranışlar sergiler, eleştiriye açık değiller
Oysa, her çocuk çizgilerini bilmeli, hayatta aile değerlerine ve büyüklerine saygıda kusur etmemelidir. Ayrıca mutluluğa giden yolun “her istediğini elde etmeden” geçmediğini idrak etmelidir.
BASKICI VE OTORİTER
ANNE BABA TUTUMLARI
Bu tip ailelerde cezanın ön planda tutulduğu, sıkı bir disiplin ve baskının olduğu, kurallara sıkı sıkıya uymanın beklendiği, çocuğun hakları en aza indirildiği görülmektedir. Ailede kurallara uymada konusunda herhangi bir esneklik söz konusu olamaz. Aile çocuğun istenilenleri tartışmasız bir biçimde yerine getirmesini bekler ve yalnız çocuk istenilen şekilde davranırsa sevgi verilir. Aksi taktirde çocuk azarlanır, sevgi ve şefkatten mahrum bırakılır veya cezalandırılır. Çocuk, her zaman yanlış yapma ve ceza alma korkusu duyar.
Çocuğa söz hakkı veya seçim hakkı tanınmaz, onunla ilgili kararlar, anne baba tarafından alınır ve çocuk kendisini ilgilendiren konularda dahi anne babası tarafından yönlendirilir.

Bu tip ailelerde anne baba aile değerlerinden hiç bir şekilde taviz vermediklerini, çocuklarını en doğru şekilde yetişdirdiklerine inanır ve çocuğunun ileride disiplinli ve başarılı bir birey olacağına inanırlar. Oysa, gerçekte aşırı baskıcı tavır takınan, özellikle şiddetli cezanın uygulandığı ve cezadan kurtulmanın tek yolunun boyun eğmek olduğu ortamlarda yetişen çocuk hayatta sağlam kişilikli ve başarılı olamaz.
Baskıcı ve oteriter tutumla yetişen çocukların özellikleri:
Bu ortamında büyüyen çocukların, otoriteyle baş edebilmek için otoriteye boyun eğdiği ve istenilen davranışın dışına çıkamadığı görülür
Bu çocuklar kendi kararlarını alamayan ve başkalarına bağımlı olurlar
İletişim sorunları yaşar ve rekabet edemezler
Çoğu zaman psikolojik travma almış olurlar
Özgüven eksikliği vardır ve kendilerini her zaman yetersiz görürler
Bu çocuklar sosyal ortamlarda sessiz, çekingen bir tutum sergilerler ve hata yapmaktan korkarlar
Akran ilişkilerinde başarısızlıklar görülebilir
Yaratıcı ve yenilikçi olamazlar
Yetişkin olduğunda, güçlü olanın her zaman kazandığını ve haklı olduğunu düşünürler
Güçlülerin yanında son derece itaatkar, zayıf olanların karşısında ise acımasız ve baskıcı, şiddete meyilli olabilirler
DENGESİZ VE TUTARSIZ ANNE BABA TUTUMLARI
Dengesiz ve tutarsız aile tutumu, çocuk gelişimi ve eğitimiyle ilgili çeşitli konularda, anne baba arasındaki görüş ayrılığından kaynaklanmaktadır. Anne babadan biri, hoşgörülü bir tutum izlerken, diğeri baskıcı oteriter bir tutumu benimseyebilir. Ne kadar garip de olsa böyle bir durumda, eşlerin tutum farkının sonucu olarak, çocuğun belli bir davranışı anne babadan biri tarafından cezalandırılırken diğeri tarafından normal bir davranış olarak karşılanabilir belki de ödüllendirilir. Bu tip ailelerde anne babadan biri “iyi polis”, diğeri “kötü polis” rolünü oynarlar. Ancak bunu kendi aralarında anlaşarak değil de rastgele yaparlar.
Diğer bir husus, bu tip ailelerde anne ya da baba, çocuğun gösterdiği aynı türden bir davranışa, bir gün ödüllendirici bir başka gün ise cezalandırıcı bir tutum gösterebilir. Anne babanın tutarsız bir tutum sergilemeleri çocuğun davranışlarında kararsızlığa yol açar, hangi davranışın “doğru”, hangisinin “yanlış” olduguna karar vermekte zorluk çeker.
Bu tip ailelerde anne baba çocuklarının gelişim sürecinde ve eğitiminde esneklik gösterdiğine inanır. Oysa, bu tip ailenin en büyük hatası anne ile babanın çocuk yetiştirme konusunda ortak bir karara varmamış olması ve gerçekte karaktersiz bir çocuk eğittiklerinin farkında olmamasıdır.
Dengesiz ve kararsız tutumla yetişen çocukların özellikleri:
Toplum içinde ilkesiz, değersiz, kaypak kişilik sergilerler
Sorumluluklarını bilemez, bilse bile bunları yerine getirmekte zorlanırlar
İçinde bulundukları dengesiz tutum nedeniyle, ne yapacağını bilemeyen, kaygılı, kendisine ve çevresine karşı güvensiz ve tutarsız bir kişilik sergilerler
Çocuk, hangi davranışın nerede, ne zaman istenmediğini önceden kestirmez
Tutumunu küçükken anne babasının, daha sonra akranlarının ruh durumuna göre ayarlamaya çalışır.
Hani derler ya “Bukalemun karakter gereği, insanlar karaktersizlik gereği bulundukları ortamın rengini alır.” Aynen böyle bir kişiliğe sahip olurlar. Oysa, her çocuğun hayatta başarılı olması için disipline ve anne babanın dengeli tutumuna ihtiyacı vardır. Yalnız bu şekilde çocuk kendine özgü bir karakter sahibi olabilir.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?