Bu ümmetin yarısı kadındır, diğer yarısı ise bu kadınların yetiştirdikleri. Kadın ilk öğretmendir, zerafet sahibidir, naziktir, duygusaldır, düşüncelidir, örnektir. Rabb’in yanında kıymetlidir ve korunması, zarar görmemesi için tesettürü farzdır. Bir telefon dahi alındığında ilk olarak çizilmesin diye ekranına koruma takılıp kılıfa koyulur, kıymetli bilinen taşlar mendillere sarılıp sandıklarda muhafaza edilir. Taşıma esnasında kırılmasın diye çanaklar gazetelere sarılıp kutulara konulur yani hepsi en az iki kere koruma altına alınır. Kadını tüm güzelliği ve cazibesiyle bunlar kadar kıymeti yokmuş gibi koruma altına almamak trajikomiktir, tehlikelidir, en önemlisi farzın ihlalidir.

Onun saçları şiirlere konu olmamalıdır. Çünkü O, tüm şairleri yaratan Allah’ın ve tüm şiirleri alt eden bir Allah’ın kitabının muhatabıdır. Bunları aslında bilen Müslüman hanımın sıkıntısı ne o zaman? Tedaviden önce teşhis konulacak olursa bizim bugün esas sıkıntımız İslâmiyet’i, Müslümanlara anlatmaya ve kanıtlamaya çabalamamızdır. Tesettürü, başı örtülülere anlatmaktan daha büyük bir acı olabilir mi? Ortada koca bir yanlış anlama var. Allah’u Teala’nın sözüne, Resulullah (sav)’in uyarılarına, sahabenin uygulayışına ve yaşayışına rağmen yanlış idrak etme yahut nefsine göre giyinme var. Bu Rabb’in sözünün üstüne söz söylemenin fiili halidir. Kelâm-ı İlahiye’nin buyruğuna boyanmaktansa, modernizmin boyasına boyanmaktır bunun adı. Böylesi insana başını aç desen açmaz belki ama başı açık olan birinden daha çekici görünmeyi ihmal etmez.

Müslüman Hanım kömür gibi olmalıdır. Yabancıların, içinde sakladığı elmastan haberi olmamakla birlikte dışında da bu zarafeti hissettirecek tek iz bırakmamalıdır. Zira başına bütün tüccarlar üşüşür ve onu kullanmaktan zerre çekinmezler. Buna mahal vermemek için Müslüman kız tesettürü zırh bilip modernizmin maşalarına uymamalıdır. Allah’ın ayetine adının hakkını verip teslim olmalıdır. Tesettürü modern çağın kızı olan Fatma’dan değil, Peygamber kızı olan Fatıma (r.a)’dan öğrenmelidir.

Tesettürü içselleştirmek en mühim meseledir. Vücuduyla beraber; gözünü, gönlünü, dilini, elini de örtmelidir. Müslüman kızın sosyal medya hesabına koyduğu profil resminde kendisi olmasa dahi koyduğu obje de tesettüre dahildir. Telefon kılıfı, ayakkabı bağcığının rengi, duruşu, yürüyüşü, konuşması, oturup kalkması, çay içmesi yemek yemesi, dolmuşa binmesi de tesettüre dâhildir.

Eve hırsız girmesin diye pencereleri kapatıp, kapıyı açık koymak Müslüman aklına yakışmayan bir tutumdur. Vücuda girmiş birçok mikroptan bir tanesini tedavi edip hastayı eve yollamak doktorun acemiliğinden başka nedir? Başörtüsü pencereleri kapatıp kapıyı açık koymaktır, vücuda girmiş mikropların sadece bir kısmını tedavi etmektir. Tesettür ise kapıyı kilitleyip, bütün mikropları yok etmektir. Nefsin istediği ise bu kadarını alıp onu da modanın kuklası halinde kullanmaktır.

Tesettür Yetmezliğinin Reçetesi:

1)Tesettür başörtüsü değil bütün bedenin örtüsüdür. Bilekler de tesettüre dâhildir. Bacağın açılıp görünmesindeki utancı bilekte de yaşamadıkça tesettürü anlayamayız.

2)Çarşaf dahi olsa dikkat çekici bir şıklık ve renkte olmamalı. Sade ve yalın olmak tesettürün gereğidir.

3)Kıyafet ince ve şeffaf olmamalıdır. Teni göstermeyecek kalınlıkta olmalıdır. Yaz sıcakları da ince elbise giymeye bahane yapılmamalı. Müslüman kız, Cehennemin sıcağını düşündüğünde burada yanıp orada yanmamayı tercih etmelidir.

4)Dışardan bakıldığında kaç kilo olunduğu kestirilemeyecek kadar bol ve geniş giyilmelidir.

5)Erkeğe benzeyen kadından, kadına benzeyen erkekten Allah’a sığınıp kimliğe göre giyinilmeli.

6)Başkalarının sembol ve işaretlerinin bulunduğu tesettürden uzak durup, özgün ve ciddi olanını tercih etmelidir.

7)Temizlik imandandır hadisine binaen, Müslüman kızın kıyafeti temiz ve düzgün olmalıdır.

8)Müslüman kız güzel kokuyu eşine ve helal ortamlara saklamalı, bununla ilgi çekmekten korkmalı ve uzak durmalıdır.

9)Müslüman kız, duruşunda tesettürün izlerini göstermeli ve vakarlı olmalıdır.

10)Müslüman kız sesini ve sözünü karşı cinsin etkilenmesinden sakınmalı, sesine ve sözüne sahip olmalı.

Sözün özü tesettür, Müslüman kızı içten ve dıştan gelecek tüm tehlikelere karşı koruyan can yeleğidir. Efendimiz (a.s)’ın deve hörgücüne benzetip cennetin kokusunu dahi alamayacaklar dediği baş yapma şekli, can yeleğine delik açar. Erkeğe benzeyen kadının lanetlenmesine sebep olan pantolon, delik açar. Gönlünü korumak için gözünü, etkilememek için sesini ve sözünü, dikkat çekmemek için yürüyüşünü ve o hasta olduğunda bütün vücudun hasta olacağı kalbini örtmemek delik açar. O yelekte açılacak delikler yeleğin işlevini kaybetmesine sebep olur. Kurtulmak ise kendi elindedir. Çünkü okyanusun derinliği, büyüklüğü, can yeleği sağlam olanı incitmez. Çünkü Müslüman kızın ahir zamanın dalgalarının şiddetine karşı can yeleğini tedbir bilen güvenlik sistemi vardır. Başını örten bez parçasına değil, baş tacı bildiği ayetin himayesine itimadının adıdır teslimiyeti… O yüzden ne derede ayağına takılan taşı bahane eder ne de okyanusta kopan fırtınadan dolayı yolunu değiştirir. Rüzgârın esmesi karşısında yapraklarını döken tüm ağaçlara inat, çam kesilir de tek yaprak dökmez, tek taviz vermez.

Can yeleğini kuşanıp çam kesilmek duasıyla …

FATMA RÜZGAR

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?