Ben bir çocuğum…
Daha kundakta iken zulüm yazıldı
coğrafyama.
Gözyaşı yerine kan aktı minicik gözlerimden.
Ninni yerine ağıtlar, feryatlar yükseldi
annemin dilinden.
Ben bir çocuğum demokrasi naraları altında
Irak’ta katledilen…
Katledilen sayım yüzbinleri geçti.
Geçti de farkedilmedim hâlâ.
Ben bir çocuğum Arakan’da ateş çukuruna
atılan.
Daha sıcak nedir bilmeyen teni vahşice
yakılan.
Ateş bedenimi yaktı.
Yaktı da bunu gören yürekler yanmadı hâlâ.
Ben bir çocuğum Filistin’de misket ve fosfor
bombalarıyla öldürülen.
Halbuki gökyüzünde uçurtma uçuracaktım
barışa.
Ezgiler, marşlar söyleyecektim umutla.
Bombalar bir sahilde yakaladı beni oynarken.
Bedenim parçalandı.
Dağıldım dört bir yana.
Dağıldım, dağıldım da yine de ulaşamadım
mümin yüreklere..
Ben bir çocuğum Halepçe’de elma kokusuna
koşup kimyasalla zehirlenen.
Ben henüz küçüktüm oysa Bilemezdim elma
kokusunun bu kadar acı, şehadetin ise tatlı
olduğunu.
Bedenim taş kesiliverdi bir anda.
Bedenim taşlaştı fakat daha da taşlaşan
yürekler varmış meğerse.
Ben bir çocuğum Halep’te enkaz altında
hergün onlarca ölen.
Ölmeyi bile kurtuluş gören. Sessiz çığlıklarım
sardı arşı. Sardı da bir müminler duymadı
bunca yakınlığa rağmen.
Ben müslüman bir çocuğum. İmtihanımda
zulüm görmek var.
Yakılmak, parçalanmak ve zehirlenmek.
Ben imtihanımı şehadetle bitirdim.
YA SİZİN İMTİHANINIZ?

Davut Baydar

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?