Müslümanların hayatının hiçbir anı ve alanı boş ve beyhude değildir. Genel itibari ile Allah’a kulluk ile vazifelenen Müslümanların özel vakit ve dönemlerde, kulluğunun bütünlüğünü tamamlayacak görevleri vardır.
Hayatın farklı dönemleri vardır: Çocukluk, gençlik, yaşlılık; bekarlık ve evlilik gibi… Her dönemde Allah’a kulluk etmek ve O’nu razı etmenin yolları ve araçları değişir. Dönem, yollar ve araçlar değişse de görevlerimiz aynıdır. Bu da Allah’a kulluk ve Allah’ı Salih amellerle razı etmektir.
Bekar iken Allah’ı razı etmek için yapılan ibadetler farklıdır. Evlenince de hayatımıza yeni ibadetler ve sevap kazanma yolları girer. Örneğin; kadın için evlenince eşe itaat, anne olup çocuk eğitmek; erkek için evini İslâm kaidelerine göre yönetmek gibi Allah’a karşı kulluk görevimizi yerine getirmek… Daha toplu bir şekilde ifade etmek gerekirse, Müslüman bir aile oluşturmak ile sorumlu bir hale geliriz.
Bilinçli Müslümana aile olma sorumluluğunu Tahrîm Suresi 6. Ayet bize yükler. “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyunuz.”
Neden bilinçli Müslüman aile diyoruz? Müslüman bir devlet ailelerden ve aileler de fertlerden oluşur. Önce fertler itikadî, ahlakî olarak sağlam olacak. Sağlam fertlerin oluşturduğu aileler de toplumu oluşturacak ve sağlam toplumlardan da sağlam devletler oluşacaktır.
Tarih boyunca toplumların kuvveti; toplumların bireyleri arasında kurulan aileler ile ölçülmüştür. Günümüzde aile konusu bütün kurum ve sivil toplum kuruluşlarının gündeminde ilk sırada yer almaktadır. Gittikçe çöken aile yapısını kurtarmak için çözümler aranmaktadır, ancak öne sürülen bütün çözüm önerileri sadece geçici ve yama görevi görmektedir. Ameliyat olması gereken bir yarayı pansuman ile geçiştirmek mahiyetindedir. Tahrip olmaya yüz tutmuş en büyük sorunumuz belki de işi temelden ele almamaktır.
İslâm’da her işin bir hukuku ve uygulama esasları olduğu gibi evlilik ve aile hayatında da belli hukuk ve uygulama esasları vardır. Dolayısıyla dinimiz sorunları üstten, köşeden, yandan çözmez; bilakis temelden çözmeye çalışır ve binayı sağlam temeller üzerine inşa eder.
Aile olmanın ilk adımı olan evlilik için; evlilik eğitimi olmadan, aile hukuku öğrenilmeden evliliğe adım atılırsa, aile binasının temeli bozuk olur.
Doğru bilgiyi doğru zamanda öğrenmek gerekir. Anne babanın bilmesi gerekenleri bekarlar; bekarların bilmesi gerekenlerle evliler meşgul oluyorsa bu durum dengelerin bozulmasının yanı sıra rollerin de karışmasına neden olur. Onun için doğru bilgi ve uygulama için zamanlama önemlidir.
Aile, temeli, kabası ve ince işçiliği olan bir binadır. Bekarlar için;
Temeli; evlilik öncesi eğitim, evlenme kriterleri (kız ve erkek için farklı sorumluluklar vardır) ve evlenmek için ehliyet sahibi olma.
Kabası; evliliğe başlarken, yuva kurulurken ki aşama. Bu aşamada kadın ve erkeğin hak ve hukuku devreye girer. En kritik aşamalardan biridir. Kadın erkek haklarının genel hatları ve Peygamber (sav)’in aile içindeki yaşantısını bilmeden, iyice öğrenmeden, erkekler kadınların bütün davranışlarını itaat ile eşleştirmekten; kadınlar da çocuğa süt vermek için ücret alma hakkım vardır tartışmasından çıkamayacaktır maalesef.
İnce işçilik ise çocuk sahibi olup ailenin genişlediği dönemdir. Bu dönemde çocuk terbiyesi, Müslüman ailenin oluşumu safhası devreye girer.
Bu üç aşamanın hukuk bilgisi, İslâm’a göre uygulanma esasları, Peygamber Efendimizin (sav) pratik yaşam örnekliği ile İslâm kaynaklarında mevcuttur.
Bizler ya başında yanlış yapıyoruz ya ortasında ya da binanın son aşamasında yanlış yapıyoruz.
Evlilik ve Müslüman aile olmanın dini hukukunu doğru ve dengeli bilip uygulamadığımız için, örnek Müslüman aile modelleri oluşturamıyoruz.
Bilinçli huzurlu aile, devlet yasa ve medeni kanunlarla düzeltilecek bir kurum değildir. Ancak kalplerin ve ruhların terbiye edilmesi ile düzelebilir. O da ancak İslâm hukuku ve İslâm’ın terbiye metodu ile olur.
Mesele okuyup bilme meselesi değildir. Mesele ciddi ve kararlı bir şekilde birbirimizi destekleyerek bu bilgileri aile hayatımızda uygulamaktır. Örneğin; Müslüman aile modellerinin eksik olması bizleri sorumluluktan kurtarmaz. Bu durumda bu alanı bir sorumluluk alanı olarak telakki edip birbirimiz ile ortak hareket halinde Müslüman ailelerin oluşması için çaba harcamalıyız. Müslüman toplumun en küçük kurumu olan bilinçli aileleri oluşturmak için plan ve projeler geliştirilmelidir. Bunun için de;
• Ciddiyet ve kararlılık göstermek
• Gençlerin eğitimine öncelik vermek
• Ebeveynlerin eğitimini sağlamak
• Aile içinde uygulanacak pratik programlar hazırlamak
• Örnek Müslüman aileleri ziyaret edip tecrübelerinden istifade etmek gibi
Ya da çağın ihtiyaç ve gereklerini göz önünde bulundurarak daha farklı ve orijinal yöntem ve teknikler ile bilinçli ve sorumluluklarının farkında olan ailelerin oluşması için uygulamalar yapılabilir.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?