MIZGEVT
Vîrûsek derket li ÇînêBelav bû li tevî dinêMizgevt û *sazyê dinyayêHatne *radan j'ber bobelatê
Her Mescid û her MizgevtêTevekê şûbe yên BeytêJi ber *xetera *îlletê'Elametê...
Kardeşim
Korkma, yıkılır gider tek bir kükreyişte zalimin çelikten devleriKorkma, döner kediye aslanların karşısında kâğıttan kaplanların yüreği
Susma, işitilince doğrular; erir, süslü medeniyetin parlak yalanlarıSusma, sönmez...
Aksa Esir Dururken Başımız Dik Olamaz
Yıllardır Filistinli gencin elinde taşım
Şehit Muhammet’in gözünde yaşım
Aksam çok bekledin, artık kavuşma günü
Selam olsun sana, bu yolda kesilsin başım
Çiğnetmem Aksamı Yahudi çizmesine
Kıblegahımdır, kutlu sevdamdır...
Sessiz Çığlık
Dünyadaki tüm sessiz çığlıklara…
Bir ses, kulakları yırtarcasına
Bir acı çığlık, yürekleri parçalarcasına
Bir küçük beden, yerde sessizce uyurcasına
Bir sessiz çığlık, dünyaya haykırırcasına…
Ölüm, kol geziyor sokaklarında
Kanlar süzülür şakaklarında
Melekler gözyaşı...
Çağların Vesikası
Can vermek yeniden
Her demde her an demlenmek
Baharın gelişi gibi taze ve berrak muştularla
Tabiat şahitliğinde kımıldayan rüzgarın mateminden uzak
Çok uzak diyarlardan
Belki asırların dehlizlerinden
Ötelerin müjdelerinden
Bihaber kalakalmak...
İnsaf Be İnsaf
Küçücük candır sahile sessizce vuran
Bir nebze olsa, kalmadı sinelerde vicdan
Yalnız Türkiye’dir gönülden kucak açan
Hani ‘‘medeni Avrupa’’ hepsi koca bir yalan
İnsanlıktan bir nebze merhamet yok
Duyan...
Sana Sarılmaya İhtiyacım Var Annem
Gençliğim bahar mevsimi gibiydi oysa annem.
Şimdi güller misali açmam gerekirken,
Ne işim var benim bu karanlık zindanlarda...
Yapayalnız ve çaresizim.
Küçücük bir yerde esirim.
Yok mu sesimi duyan?
Buralar...
Vîrûsa Qoronayê
Min xwest helbestekê çêkimBehsa qorona vîrûs kimLi ser mijara wê şobêBinivsînim û belav kim
Qorona derket li ÇînêBû bela li serê dinêEwê şoba qoronayêBaş nabe...
Kudüs’e Mektup
Sana uzak diyarlardan selam getirdim Kudüs
Bir yetimin duasından
Yine bir yoksulun aşından
Bir zenginin sefasından
Sana kucak dolusu selam getirdim
Bir avuç dolusu dua getirdim
Ey Kudüs
Can Kudüs
Adın yıldız...
Katran Karası Nefislere İnat
Sessiz sokakların çığlığını duyar gibiyim…
Mazlumun masum bedenine ve hayallerine uzanan kanlı ellere rağmen.
Bu sessiz feryatlara sadece duygu damarları çatlamış mahlûkattan bir mahlûk kayıtsız kalır...
Bırakmadılar
Senin çağında müşrikler kızlarını gömerdi
Bize seni sevdirecek evlat bırakmadılar
Ashabın, kardeşlerin yollarında askerdi
Cihat eden erlerde takat bırakmadılar
Dünyanın nimetleri onlar için kederdi
Bizdekiler mülkü geçtik, nebat bırakmadılar
Malları...
Açlığın Ülkesi
Anne kollarına al beni
Benim seni saracak güçlü kollarım yok
Kemiklerimi mezara girmeden dünya gözüyle gördün işte
Belkıs tahtını görmeden önce
Benim kemiklerimi görmüş müydü
Ya da Süleyman Peygamber...
Yağmurun Devin Kulağına Düşürdüğü Beyanındadır
Bir bahar bulutundan
Düştü ıssız çöllere
Rahmetin sembolü
Dağıldı ateşler içinden
Yalnız çıkmak ister iken
Sırtında devle yavrusu…
En alevli yangınlarda
Kanatlanırken almış
Bir umut olsa bir umut
Yoksulluktan beş para
Gibi düştü asrın...
İsimsiz Suretler
Hep aynı yüzler
Solgun ama umutlu!
Bir yok oluşun
Bir var oluşun
Bir kayboluşun
İsimsiz suretleri
Sıkış tıkış hayalleri
Nasırlıdır hep elleri
Hiç gülmüyor yüzleri
İsimsiz suretlerin.
Kıvrılır kaldırımda yatar
Kuş tüyü yastık ona batar
Dertleri...
Nil’in Gelini
Gam dağları yüklenmiş omuzlarıma
Barajlar biriktirir ağıtlarımı
Hangi sular akar içime doğru
Kaç liman terk etti umutlarımı
Çölde kayboldu Nil’in gelini
Feryadıyla çizdi hudutlarımı
Nefessiz bıraktılar, derinliklerde
Kimse duymuyor zılgıtlarımı
Gözyaşım cennete...