Kimi için darlık imtihanı zor iken kimine de varlık imtihanı daha zor gelir. Ama temelde fakir-lik imtihan olduğu gibi zenginlikte büyük bir imtihandır. Eş, çoluk-çocuk, aile, akraba, aşiretin olmaması bir imtihan olduğu gibi olması da bir imtihandır. Fiziki çirkinlik, hitabet, zekanın az olması imtihan olduğu gibi bunların fazlalığı da birer imtihandır. Aynı zamanda İslami çalışmada zorluk, sıkıntılı ortam imtihan olduğu gibi rahatlık ve serbestlik de büyük bir imtihandır.
Fakirlik Rasulullah’ın Allah’a sığındığı zor bir imtihandır. Nice insan fakirlik imtihanını kay-betmiştir. İbadetini yapamamış, kullukta gevşeklik göstermiş, hatta kimi isyan etmiş, hayattan nefret ederek imtihanı kaybetmiştir. Fakat Kur’an-ı Kerimde fakirlik imtihanını kaybedip Allah’ı gazaplandıran bir örnek bulunmaz iken Karun, Hud, Salih vb. kıssalarda zenginlik imtihanını kaybedip aynı zamanda Allah’ı çok gazaplandırıp helak olanların, ibretlik kıssaları vardır. Yine temel kaynaklarda çirkinlik imtihanından bahsedilmezken güzellik imtihanının ne kadar çetin olduğu Hz Yusuf kıssasında derinliğine anlatılmıştır. Çocuğu olmadığı için imtihan edilenden çok bahsedilmezken çoluk-çocuğu olan için bunun bir imtihan olduğu Hz Nuh(a.s) kıssasında, Hz. Lut (a.s) kıssasında; ailenin dahi hakkı kabul etmeyişi ve davetçinin çalışması karşısında durduğunu biliyoruz. Yine akraba ve aşiret çokluğu Tekasur suresinde kişiyi nasıl bir noktaya getirdiği anlatılmaktadır.
Gücü, akraba ve aşiret çokluğu olmayan birilerine zulmedemez. Asıl korkması gereken bu çok-lukla insanlara zulmetme tehlikesi bulunan aşiret ve akrabası çok kişilerdir. Hitabeti ve zekâsı çok güçlü olmayan bir kişiye bunun hesabı sorulmayacaktır. Ama hitabeti güçlü ve zeki kişiler bilsin ki onlar kendilerine verilen bu nimetleri ne kadar Allah yolunda kullandıklarından soru-lacaklardır. Bir başka yönüyle İslami çalışmada dahi fitneye daha çok maruz kalma tehlikesi bulunanlar hitabeti güçlü ve zeki kişilerdir. Fitneye düşmekten kendilerini korumaları gerekir.
İslami çalışmada darlık imtihanı gerçekten çok zordur. Ama gerçekten samimi olanlar kendilerine bir zorluk dokunduğu vakit bu onları daha güçlü hale getirir ve adeta sağlamlaştırır. Nitekim düşmanlarınız çok denildiğinde bu sahabelerin imanını artırmıştı. Zorluk imtihanını geçemeyenler varlık, rahatlık imtihanında hiç başarılı olamazlar. Bununla birlikte gerçekten samimi olanlar, zorlukta çelikleşenler dahi bazen bakıyorsunuz rahatlık imtihanında gevşemiş, dünya ve nimetleri kendilerini gaflete daldırmış ve adeta farkında olmadan en büyük düşmanlarının karşısında yenilmişlerdir. Varlık ve rahatlığın imtihanı fark edilmeden kaybedilmiştir. İşte bu imtihanın farkında olan Rasulullah, sahabeler ve sonraki önder ve alimler mal ve mülke sahip olsalar dahi infak edip adeta fakir hayatı yaşamışlardır. Dava hiçbir zaman ikinci işleri olmamış daima ilk,öncelikli ve önemli olan, davaları olmuştur. Aileleri ile ilgilenmişler ama bunun çalışmalarına engel veya yavaşlatıcı olmasına asla izin vermemişlerdir. Hitabet ve zekalarını dava için kullanmış ve davada öncü olmayı istemeden o konumlara gelmiş, kendisine “artık bir fert olduğu, görevinin alındığı” bildirildiğinde bundan dolayı Allah’a şükretmişlerdir.
Rahatlığın imtihanını şu örnekte de görüyoruz; Endülüs fatihlerinden Abdurrahman El-Gafiki Fransa’nın eyaletlerini fethederken Fransa kralı buna karşı büyük ordusunu göndermez. Nede-nini anlamak isteyen el-Gafiki fethettiği bir eyaletin büyüklerini çağırtıp bunu sorar. Onlar da aynı nedenle kralın yanına gittiklerini ve kralın kendilerine şunu dediğini söylerler: Gördüm ki onlar, sayı ve malzeme çokluğunu hiçe sayan bir inanç ve niyete sahip bir millettir… Ancak, elleri ganimetlerle doluncaya, evleri ve köşkleri oluncaya, uşak ve hizmetçileri çoğalıncaya ve aralarında başkan olma yarışına girinceye kadar onlara mühlet verin…İşte o zaman en kolay yoldan ve en az çabayla onlara gücünüz yeter.” 700 yıl İslam’ın hüküm sürdüğü Endülüs (İspanya)’da şu an İslam’ın esamesi bile kalmamıştır. Rasulullah “Bir gün gelecek sayınız çok olmasına rağmen dünya sevgisi ve ölüm korkusundan dolayı düşmanın önünde selin önündeki çer-çöp olacaksınız.” Buyurmadı mı? Başka bir hadisinde de “Benden sonra küfre düşmeniz-den korkmuyorum, dünya üzerine birbirinize düşüp birbirinizin kanını dökmenizden korkuyorum” demiştir.
Zorluk imtihanını kolladığımız gibi rahatlık imtihanını da kollamalıyız. Çünkü çoğumuz zorluk geldiğinde gelenin imtihan olduğunu fark ediyoruz. Ancak, varlık-rahatlık geldiğinde bunun bir imtihan olduğunu fark edemiyoruz. Gafil avlanabiliyoruz. Rabbim bizi uyanık tutsun. Bizi kendi nefsimizle baş başa bırakmasın.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?