Müslümanlar tarihleri boyunca ilme değer vermiş ve ilimle ilgili her ne varsa onu el üstünde tutmuştur. Nasıl vermesinler ki, “İlim talep etmek/öğrenmek her Müslümana farzdır.”(1) diyen bir peygamberin ümmeti olduktan sonra. Bununla beraber Müslümanlar ilme verdikleri önem kadar ilmin alınması ve verilmesi esnasında takınılacak tavra da hassasiyet göstermişir. Nitekim İslâmî eserlerde ilme dair bir başlık her zaman bulduğumuz gibi bu başlık altında âlim ve talebenin adabına dair alt başlıklar olduğunu da görürüz.

Sözlü gelenekten yazılı geleneğe geçildikten sonra adap konularının daha sistemli bir şekilde ele alındığına ve bu sahada eserler verildiğine şahit oluruz. Bu yüzden kütüphanelerimizin raflarınının çoğu ilmin ve de ehlinin faziletine, öğrenme ve öğretmenin ne kadar gerekli olduğuna ve bunun ahlâkına dair yazılmış kitaplarla doludur. Bu kitaplardan birisi de “İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn” isimli eserin müellifi İmam Gazzâlî’nin “Eyyuhe’l-Veled” isimli eseridir. Yazıldığı günden şimdiye değin hep okunan başucu kitaplardan biri olmuştur. Kitabın kısaca hikâyesi şöyle:

İmam Gazzâlî’nin talebelerinden bir tanesi, yıllarca ilim tedrisatından geçtikten sonra kendi kendine düşünür ve aldığı bu ilimlerden hangisinin kendisine ahiret gününde yarayacağını ve onu Allah’a yaklaştıracağını sorgular. Çareyi Hocası İmam Gazzâlî’ye danışarak halletmekte bulur. Kendisi sorduğu tüm soruların cevabını İhya ve diğer eserlerinde bulabileceğini bildiği hâlde İmam Gazzâlî’ye bir mektup yazar ve hayatının sonuna kadar yanında saklayabileceği bir vesika olarak tutmak ister.

İmam Gazzâlî mektubu alır ve “Ey aziz ve sevgili oğul…” diye başlayarak nasihatler silsilesi şeklinde bir cevap yazar. Kitap Eyyuhe’l-Veled (Ey Oğul!) ismiyle meşhur olur.

Eyyuhe’l-Veled, gençlere hitaben yazılmış, hacmi küçük bir gençlik risalesidir. Birçok ilim dalında eğitim gördükten sonra hangi ilmin fayda vereceği sorusuna karşılık verilmiş olduğunu düşünecek olursak bu kitabın aslında meselenin ilim almaktan ibaret olmadığının farkına da varmış oluruz. Talebenin sorusu ve İmam Gazzâlî’nin de bu kitapla verdiği cevap, İslâm’ın ilk yıllarından itibaren Müslümanların ilme verdikleri değer kadar ahlâka değer verdiklerini ortaya koyuyor.

Kitaba verilen öneme binaen birçok defa tahkikine çalışılmıştır. Kitap tahkiki, yazma bir metnin, mevcut tek nüshasına veya nüshalarına dayanarak müellifin kaleminden çıkmış hâline ulaşmaya çalışılması ve neşre hazır hâle getirilmesi işlemidir.(2)Bu işi yapan kişi de muhakkik olarak bilinir. Tahkikte asıl metne ulaşmaya çalışılmakla beraber eserin gerçek ismi de soruşturulur. Ele alacağımız kitabımız da İmam Gazzâlî’nin bahsini ettiğimiz “Ey Oğul” isimli eserinin Ali Muhyiddin el-Karadâğî tarafından bir tahkiki ve şerhi olacak.

Hâlen Müslüman Âlimler Birliği genel sekreterliği görevine devam eden Alî Muhyiddîn el-Karadâğî’nin yaklaşık kırk yıl önce yapmış olduğu ve şimdi de Türkçe ’ye çevrilen tahkikin amacı diğer birçok tahkik gibi müellifin kaleminden çıkmış asıl metne veya takririnden elde edilmiş hâline ulaşmaya çalışmaktır. Kitap diğer çalışmalardan daha kapsamlı ve nitelikli bir araştırma sonucu ortaya konulduğundan ciddi bir öneme haiz.

Kitabın başında müellif, eserin metnini basılmış olan metne ek olarak elde ettiği dört ayrı nüshayla mukayese edip tespit ettiğini, metnin içinde zikredilen ayetlerin numaralandırdığını ve gereken yerlerde tefsir kitaplarına başvurduğunu aktarıyor. Hadislerin tahriclerini ve senetlerini, sahih, sünen ve müsned hadis kaynaklarına dayanarak yapıp ihtiyaç duyulduğunda cerh ve ta’dil âlimlerinin görüşlerine müracaat etmiş, bazı şahısların kısaca biyografilerine ve gerekli görülen açıklamalara da dipnot kısımlarında genişçe yer verdiğini bildiriyor.

Kitabın giriş kısmı üç ana başlıktan müteşekkil: İlk kısımda müellif, Gazzâlî’nin kısaca hayatını ve ilmi serüvenini kaleme alıyor. Akabinde eserin tanıtımı ve içerik tahlili babında eserin gerçek isminin tahkikini ve muhtelif nüshalarına detaylı ve tarihsel bazı bakışlar göz önüne seriliyor. Üçüncü kısımda ise ilim talebesi ve âlimin adabı diye bir başlık var ki o da kitabın sonundaki “Ey Oğul” kitabının metninin iletmek istediği temel mesajların ne olduğunu bize gösteriyor.

Eyyuhe’l-Veled’in vermek istediği mesajlardan bazılarını Üstad Karadâğî’nin koyduğu başlıklardan şu şekilde alabiliriz:

  • Amelsiz ilim kurtuluş sebebi olamaz.
  • İman; dil ile ikrar, kalp ile tasdik ve rükünlerle amel etmektir.
  • Gece uyanık kalmak ve ilim okumak Allah için değilse kayıptır.
  • İlim yoluna giren için evvela bir rehber gerekir.
  • Kelam, tıp gibi ilimleri okurken nefis terbiyesini ihmal etmek zaman kaybıdır.

Saydıklarımızın dışında İmam Gazzâlî, kişinin aldığı ilimle beraber ihlas, takva, tevazu sabır, hoşgörü ve tahammül gibi vasıfları öğrenci ve öğretmenlere tavsiye ederken; kibir, riya, tartışma ve yöneticilerden hediye kabul etme gibi bazı hasletlerden de sakındırıyor.

Diğer önemli bir husus da İmam Gazzâlî’nin öğrencisine hitabı olan “Ey oğul!” lafzının ardında gizli olan derin mana. İmam Gazzâlî bu seslenişiyle bir âlimin talebesine olan şefkatinin bir babanın şefkati mesabesinde olması gerektiğini de vurguluyor. Bahsettiğimiz bu durumu hem Allah Teâlânın kelamı ayetlerde hem de peygamberin kendi hadislerinde müşahade ediyoruz.Âyet-i kerîmede Efendimizin (sav) ümmetine karşı merhameti şöyle ifade ediliyor:

“Size içinizden; sıkıntı çekmeniz kendisine çok ağır gelen, size çok düşkün, mü’minlere karşı son derece şefkatli ve merhametli bir elçi gelmiştir…”3

Peygamber efendimiz (sav) de bir hadisinde kendisinin müminlere karşı müşfik olduğunu anlatırcasına “Ben sizin için (evlatlarının üzerine sevgi ve şefkatle titreyen) bir baba gibiyim (bu yüzden faydanıza ve zararınıza olan her şeyi) size öğretiyorum…”4buyurur.

Bu ayet ve hadisten de anlaşılacağı üzere öğretici konumundaki kişiler öğrencilerine bir babanın evladına olan şefkat ve merhametiyle muamelede bulunmalı, bu şekilde eğitim vermelidir.

Özellikle eğitimcilerin ve eğitim gören kişilerin istifade edeceğini düşündüğümüz bu kitabın okunmasını tavsiye ediyoruz.

Kaynakça:

1)İbni Mâce, Mukaddime, 17. 2) http://www.isam.org.tr/documents/_dosyalar/_pdfler.3) Tevbe, 128. 4) Ebû Dâvûd, Tahâret, 4.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?