“İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de cennet ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar.” (Kur’ân: 2:82)
Sosyal Medya Nedir?
Sosyal medya, bilgisayar teknolojisinin bir ürünü olarak ortaya çıkmış, gün geçtikçe hedef kitlesini genişleten bir medya türüdür. Bugün facebook, twitter, instragam, youtube gibi kişisel hesapların yanında özellikle android mobil telefonlarla yaygınlaşan ve her geçen gün bir yenisi daha farklı özelliklerle insanlığın/tüketicinin karşısına çıkan bir matrix ağıdır. Bu ağ, WeChat, Watsup, Tango, Messanger, Wikipedia, Second Life, MySpace, Club Penguin, bloglar gibi türlerle de sanal bir ahtapot gibi çevremizi saran ve hemen hemen herkesin ilgisini çeken bir medya türüdür. Bu medyanın bazı temel yapı taşları vardır. Bunları Kietzmann; kimlik, sohbet, paylaşım, durum, ilişkiler, saygınlık ve gruplar (Kietzmann vd, 2011: 241) şeklinde dile getirmiştir. Öyleyse bu medya türünü değerlendirirken bütün bu yapı taşlarına ek olarak bunların toplumsal/kişisel ihtiyaç boyutunu da düşünmek gerekir. Bu çalışmada sosyal medyanın dikkat çeken bazı zararları ve faydaları üzerinde durulacaktır:
SOSYAL MEDYANIN ZARARLARI
“Kıyamet günü ansızın gelince onlar, günahlarını sırtlarına yüklenmiş olarak şöyle derler: “Dünyada yaptığımız kusurlardan dolayı yazıklar olsun bize!” Bakın yüklendikleri günah ne kötüdür!” (Kur’ân: 6:31)
Bir zihnî ve rûhî dejenerasyonun, ahlâkî çöküntünün, sefilliğin, fuhşiyâtın, günahın, zelîl hâlin, çökmüş, yıkılmış, esfeli sâfilîn olmuş bireylerin bir değil binlerce hikâyesinin, sûretinin, fikrinin oluk oluk, bir kanalizasyon çukuruna bile tertemiz dedirtecek derece akıp sel olarak toplumları, kavimleri en ağır salvolarla tükettiği/başkalaştırdığı/değiştirdiği bir alandır. Zararları saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Rezilliğin, pespayeliğin, edepsizliğin, başıboşluğun boğazına kadar bulaşanları içine aldığı, bu kadar tükettiği herhalde başka bir alan daha yoktur. Sosyal medyada fuhşiyat; resimle, videoyla, sesle, görüntüyle, yazıyla, sübliminal mesajlarla teslim alınmış ruhlara/kullanıcılara akmaya kesintisiz olarak devam etmektedir.
Allah, “Nitekim onlardan her birini günahları sebebiyle suç üstü yakaladık.” (Kur’ân: 29:40) buyurmaktadır. Sosyal medyadaki rahatlık, vurdumduymazlık aslında kişiye “günah/azap” olarak dönecektir. Allah, günah işleyenleri, suçüstü yakalamıştır. Bazen sosyal medyada refleks haline gelmiş olan “beğeniler, twitler, yorumlar, paylaşımlar” yapılmaktadır. Ve bu eylemlerin çoğu da maalesef İslâmî kriterlere göre bakıldığında “caiz olmayan” niteliklere sahiptir. Bu hususa çok dikkat etmek gerekir.
Riskleri
Burada bazı risklere örnekler verilecektir. Sosyal medya, özellikle çocukların, gençler, aileler üzerinde derin etkiler/izler bırakmaktadır. Dolayısıyla ebeveynler fark etmeden sosyal medya onların çocuğunu esir almış olabilir. Çocuk/genç bunu ailesine hiç yansıtmamış olabilir. Özgüveni sürekli aileleri tarafından sınırlanmış, kısıtlanmış çocukların kendini ispat alanlarından en önemlisi, sosyal medya araçlarıdır. Gönderdiği “merhaba” mesajına bile sadece bir kişi tarafından beğeni yapılmış olan bir çocuk/genç, kendini o gün en mutlu, en kahraman, en önemli kişi olarak algılayabilir.
Donkişot tipi üretiminde, sosyal medya etkili olup aynı zamanda kullanıcılar için önemli bir “yel değirmenleri” ile savaş meydanıdır. Genç, kendini orada zamanla büyük bir savaşçı/kahraman/hero olarak algılayabilir. Gerçek hayatta böyle bir şeyle karşılaşmayan kişi, zamanla gerçek hayattan soğuyabilir, uzaklaşabilir. Ayrıca bugün bazı bilim adamları “facebook depresyonu”ndan bahsetmektedir (O’Keeffe; Clarke, 2011). Buna göre dikkate alınmamak, beğenilmemek, bir şey üretememek, bu medyadan şartlar gereği bir süreliğine kopmak böyle bir hastalığa sebep olabilmektedir.
Örgütlenmenin sosyal medyada gündeme gelmesi, istihbarat teşkilatlarının iştahını kabartmaktadır. Sosyal medya hesapları üzerinden birçok organizasyona, dünya üzerinde yapılan binlerce operasyon vardır. Dolayısıyla bu aygıtları kullananlar, sırrın ifşa edilmemesine dikkat etmelidir.
Kizb Alanı
Sosyal medyanın en önemli çıkmazlarından biri, bilgi kirliliğinin yoğunluğudur. Yalan, yanlış, ikiyüzlüce ifadelerin ve diğer sosyal medya çıktılarının hüküm sürdüğü bir alan olarak sosyal medya, aslında bir taraftan da topluma, hayata ayna tutmaktadır. Çalışma yapmak isteyen davetçiler, hedef kitleleri arasına bilişim dünyası fanatiklerini koyarlarsa çok mesafe alabilir. Bugün birçok kullanıcısının birden fazla hesabının olduğu sosyal medyadaki birey, kendi bireysel şahsı manevîsini kizb, hırs üzerine kurmakta, sahte hesaplarla kendisini çok farklı bir imajla sunabilmektedir.
Sosyal medya hesaplarında özellikle genç kuşağın açmış olduğu fake hesaplar, kişinin kendini daha rahat, daha pervasız, daha ahlaksız, daha sınırsız hissetmesini sağlamaktadır. Oysaki Allah, “Günahın açığını da gizlisini de bırakın! Günah kazananlar, yaptıklarının cezasını çekecekler (Kur’ân: 6:120).” diye buyurmaktadır. “Müslümanım” diyen kişinin her ne sebeple olursa olsun -buna batıl ideolojiler, fikirler, kavramlar dâhil- günaha şerik olması, tehlikeli bir durumdur. Sosyal medyada paylaşılan bir “şey”in kişinin tahmin edemeyeceği kadar yayılabileceği ve bunun da kişinin günah hanesine kesintisiz olarak yazılacağını gözden uzak tutmamak gerekir.
Ahlâkî Çöküntü
Günahın, fuhşun, ahlâkî dejenerasyonun alenen yapıldığı, günahın reklâmlarla çok geniş kitlelere ulaştığı etik olarak çökmüş bir insan potansiyelinden bahsetmekteyiz. Bu çöküntünün giderilmesi, asırları alabilecek cinstendir. Nesiller felakete sürüklenmekte; ruhî olarak dumura uğramakta; sefil, berbat ve çirkef bir hayatın dayatmalarına maruz kalmaktadır. Öyleyse ilgili davetçiler, görmüş oldukları bu riskler, günahlar, ahlâkî sıkıntılar sebebiyle geride durmamalı, aksine daha geniş kitlelere ulaşabilmek için uzman ekiplerle çalışmalıdır.
Gerçek Hayattan Kopuş
Yeni nesil, kendini gerçekleştirmenin enfes/kolay alanlarından biri olarak sosyal medyayı görmektedir. Buna ek olarak uyuşturucu, fuhşiyat, ahlâkî değersizlikle öncelikle sosyal medyada karşılaşmaktadır. Kendini kaptıran kişi, zamanla kendini sosyal medyanın hayalî âlemine dalmakta, onunla yatıp kalkmaktadır. Birey, bir süre sonra özellikle twitter, facebook sayfalarındaki beğeni dayatmasına esir olmaktadır. Gerçek hayattaki birçok kural, husus, güzel eylem çocuğa/gence tuhaf gelmeye başlamaktadır. Kişi, kendi dışındaki gerçek hayata teenager/ergen olarak sesli, sessiz, görüntülü tepkiler verme hevesindedir. Yanı başındaki kardeşleriyle, akrabalarıyla, yakın çevresindeki kişilerle gerçek/sıcak ilişki kurmak yerine uzak diyarların, hayalî kahramanlarıyla arkadaşlıklar kurmaktadır. Bu bir abartıdır. Hayattan bu kadar mübalağalı bir edayla uzaklaşan böyle bir genç tipi, belki de tarihin hiçbir yerinde yoktur.
Anti-Sosyallik
Sosyal hayat karşıtlığı/reddi üzerine yeni bir ideolojiyi benimseyen sanal/sosyal medya üyesi/sefili birey, -gerçi birey demek kavramsal olarak yerinde olmayabilir, çünkü tamamen kontrolü, iradesi, hüküm yetisi elinden alınmış birine birey, şahıs, kişi demek bu kelimelerin içeriğiyle bağdaşmamaktadır- için belli bir aşamadan sonra anti-sosyal özellikler sergilemeye başlamaktadır.
Müslüman Toplumun rutinleri olan selâmlaşma, bayramlaşma, ziyaretleşme, hediyeleşme, hasta ziyaretleri, güler yüzlülük gibi hasletler, artık anti-sosyaller için anlamsız hale gelmektedir. Kalabalıklar içinde yalnız/yaban oluveren sosyal medyacının kendisine, toplumuna, çevresine uzun bir süre faydası olmamaktadır. Kişi, kendi kabuğuna çekilmiş, bu âleme hapsolmuş, şaşkınlığına bile şahitlik edemeyecek derecede zavallı bir pozisyona düşmüştür. Böyle bir şahıs, kendi davranış tarzından rahatsızlık duymadığı gibi yaptıklarının doğru, ideal olduğunu düşünmektedir. Oysaki durum hiç de öyle değildir.
Beklenmeyen Hastalıklar
“Hem Nuh’tan sonra nice nesilleri helâk ettik. Kullarının günahlarını bilmek ve görmekte Rabbin yeter (Kur’ân: 17:17).”
Sosyal medyanın filtresiz, pervasız kullanılmasıyla kişi, erken yaşlarda gereksiz bazı mahrem bilgiler yanında korkuları, yaşam tarzlarını öğrenmekte; dünyadaki haricî moda ve kültürlere maruz kalmaktadır. Buna ek olarak alt kültürler, sömürülmekte ya da yok olma aşamasına gelmektedir. Bu durumun sistematik bir halde tüm toplumlara yayılması, günahın meşrulaşması, ayette belirtilen “toplumların helâki” için sebeplerin tezahürü olarak değerlendirilebilir.
Sosyal medya bağımlılığından dolayı ruhî hastalıkların yanında fizikî hastalıklar da türemektedir. En genç yaşlarında insanlar saatlerce bir noktaya bakma, sabit olarak bir yerde oturma gibi nedenlerden dolayı düzenli beslenememekte, hareketsiz kalmakta; bunun neticesinde de çeşitli hastalıklara duçar olabilmektedir. Erken yaşlanma, özellikle göz, eklem ve kalp hastalıkları gibi temel hastalıklar, bünyede çok erken dönemlerde ortaya çıkabilmektedir.
SOSYAL MEDYANIN FAYDALARI
Sosyal medya aygıtlarının birçok faydasından bahsedilebilir. Bu faydaları tek tek burada detaylandırmak mümkün değildir. Ancak bu faydalardan bazılarına burada yer verilmiştir.
Mücadele ve Diriliş Alanı Olarak Sosyal Medya
Sosyal medya, bir fikrin düşüncenin kitlelere, dünyanın ta öteki ucuna eriştirilmesi için bugün önemli bir araçtır. Bu alan, yeni, etkili, sürdürülmesi/kullanılması oldukça kolay bir alandır. Bağda, bahçede, işte, camide, otobüste, vapurda, at sırtında, uçakta, tatilde, bir fikrin, güzel bir düşüncenin yayılması, kitlelere ulaştırılması, toplumların diriltilmesi, ihya edilmesinin aracı olarak bu medya türü kullanılabilir.
Ulusal ya da uluslararası hareketlerde, hükümetlerin/rejimlerin devrilmesi/değiştirilmesinde sosyal medyanın önemli bir etken olduğu tespit edilmiştir. Örneğin, Philip N. Howard vd. Arap Baharının oluşumu, demokratik düşüncenin yayılması ve bölge hükümetlerinin devrilmesinde sosyal medyanın önemine değinmiştir (2011: 1).
Sosyal medya hesaplarının aktif olarak kullanılması, bir davanın, düşüncenin, fikrin özellikle yeni jenerasyon üzerinde etkili olmasında önemli etkendir. Buradan söz konusu hareketin taraftar bulması, kabul edilmesi, meşrulaşması ve onunla ilgili kitlesel farkındalık oluşması mümkündür.
Bugün sosyal medya üzerinden birçok hidayet öyküsüne şahitlik edilebilmektedir. Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan, reel olarak bir araya gelmesi mümkün olmayan bireylerin arkadaş/kardeş olması neticesinde İslâm’a girişleri gerçekleşmektedir. Buna bağlı olarak aslında günümüzde “müellefetü’l-kulûb” kavramı kendini daha farklı bir usûl ile güncellemektedir.
Bir fikrin, bir davanın, bir düşüncenin yayılması için sosyal medya hesapları oldukça etkili hesaplardır. Artık “üstadın dizinin dibine oturma”sı mümkün olmayan kesimlerin eğitilmesi, kanalize edilmesi, belli hedeflere kilitlenmesi sosyal medya hesapları üzerinden bugün yapılabilmektedir. Yalnız buradan klasik eğitim yöntemlerini beklemek doğru değildir.
Hayırlı İşlerin Duyurulması/Yayınlanması
Hayır faaliyetlerinin yayılması/yaygınlaştırılması, iyilik yapmak isteyen kişilere ulaşılması, onların bulunması, “ameli sâlih” yolcularının bir sülûka sevk edilmesi sosyal medya kullanımıyla gerçekleştirilebilir. Zannedilmemelidir ki, bu yolcular sadece vakıf, derneklerin faaliyetlerini beklemektedir. Tüm toplumun vakıf derneklere çekilmesi mümkün değildir. Ancak tüm topluma hayırlı faaliyetlerle ilgili araçlar kullanılarak ulaşılması mümkündür. Sosyal medya bu konuda önemli bir araçtır.
Sosyal Medyayı Etkili Kullanmak İçin Bazı Yöntemler, Öneriler
Hayatımızın bu kadar içine girmiş olan sosyal medyanın zararlarından en iyi derecede nasıl korunabiliriz? Veya en güzel ondan nasıl faydalanabiliriz? Anne babalar ve öğretmenlere burada çok görev düşmektedir. Öncelikle “aile filtresi” olmayan bilgisayarlardan uzak durulmalıdır. Basit bir boru tamiri için bile tamirciyi çağıran bizler, bilmiyorsak bilgisayarı sırtlayıp bir bilgisayarcıya götürüp gereken ayarları yapabilmeliyiz.
Sosyal medya, özellikle gençlerin “yeni bir benlik alanı” inşa ettiği bir alandır (Çalışır, 2015: 272). Özellikle vakıf ve derneklerin hedef kitlesinin genellikle gençlerden ve çocuklardan oluştuğu unutulmamalıdır. Bu kesim iyi tanınmalı, öğreticiler tarafından sosyal medya hesaplarıyla ilgili gerekli takipler yapılmalıdır. Genç, orada fikirlerini, tepkilerini dile getirecektir. Bu durumda hastalıklı, marazî bir durum varsa gerekenler hikmetle yapılacaktır. Aksi takdirde şöyle bir vahim durumla karşılaşılabilir: Gençlerle hocaları haftalık olarak birer defa görüşmektedir. Hoca farklı bir âlemde, genç ise sanal ve daha başka bir âlemdedir. Aslında genç, her hafta özel olarak görüştüğü kendi hocasından ruhen/fikren kopuktur. Genç, sosyal medyada atıp tutmakta, maçtan bahsetmekte, sevdiklerinden, sevmediklerinden, kendi ruhî gediklerinden dem vurmakta ve bütün bu hastalıklardan hocanın tek kelimelik haberi bile olmamaktadır. Bu da sonradan ciddi kötü sonuçlar doğurmaktadır.
Sonuç
Bugün sosyal medya uzak durulamaz bir alandır. Bu medya türünün birçok olumsuzluğu içinde barındırması, ondan uzak durmayı gerektirmez. Bir bıçakla çok kötü şeyler yapılabilir. Ancak bu durum bıçak asla kullanılmamalı/üretilmemeli anlamına gelmemelidir. Önemli olan bu düzeneğin hakka, hakikate, davaya hizmet edecek şekilde kullanılması ve dizayn edilmesidir. Bu dizayn gerçekleştirildiğinde çok iyi sonuçlar vereceği muhakkaktır.
Sosyal medyanın önümüzdeki süreçte daha sıra dışı alanlarda/şekillerde kullanılacağını unutmamak gerekir. İslâmî çalışmalar için sosyal medyanın yerinde kullanılması, birçok kişinin hidayetine vesile olabilir. İslâmî çalışmalara katılan, kişilerin çalışmalarına devam edebilmesi için iyi bir cesaret, yüreklendirme kaynağıdır.
Sadece sosyal medya kullanımı için değil, genel olarak internet kullanımıyla ilgili her zaman riskli bir alan vardır. Bu hususta “Onlar ki, günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük kusurlar hariç. Şüphesiz Rabbinin affı geniştir. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada, sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir (Kur’ân: 53:32).” ayet-i kerîmesine binaen Cenâb-ı Allah’ın sonsuz keremine, rahmetine sığınıyoruz. “Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başka; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir (Kur’ân: 25:70).” ayetinden hareketle en azından kendi gençliğimizi, çevremizi, akrabalarımızı daha kötü felaketlerden sakındırmak için “kötülüklerin iyiliklere çevrilmesi adına” bu alanın en etkin şekliyle kullanılması faydalı olacaktır.

______________________________
Kaynakça
Kur’ân-ı Kerîm, www.ihya.org . Erişim tarihi: 20 Ocak 2016.
Çalışır, G; Okur, Ç.F. Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Sosyal Medyada Kurulan Benlik İnşasının Temsili. International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic. Volume 10/10 Summer 2015. p. 267-290.
Howard P.N.; Duffy, A; Freelon, D; Hussain, M; Mari, W; Mazaid, M. (2011). Opening Closed Regimes: What Was the Role of Social Media During the Arab Spring? University of Washington.
Kietzmann, J.H.; Hemkens, K; McCharty, I.P; Silvestre, B.S. (2011). Social Media? Get Serious! Understanding the Functional Building Blocks of Social Media. Business Horizons. Volume 54. Issue 3. Pages 241-251.
O’Keeffe, G.S.; Clarke, K., (2011). The Impact of Social Media on Children, Adolescents, and Families. From the American Academy of Pediatrics Clinical Report: Council on Communications and Media. Volume 127/4. (http://pediatrics.aappublications.org/ Erişim tarihi: 20 Ocak 2016).

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?