Esselâmualeyküm Aziz Kardeşim,
En acımasız savaşlardan, nice karanlık dehlizlerden, yağmurda ıslanmış bozgunlardan, Firavunun saray zulmünden, müşriklerin ambargosundan, kapitalist, emperyalist, komünist saldırılardan çıktık. Direndik, savaştık, cehd ettik… Yılmadık, durmadık… Direnmeye, haykırmaya devam ediyoruz…
Dergimiz yeni ve özel bir kapak konusuyla çıkıyor. Bu sayı yüzyıla damgasını vuracak olan bir şehadetle ilgili… Şehit lider Muhammed Mursî… Öyle bir şehadet ki, sonraki nesiller zulme direnişi görmek istediklerinde, bir rol-model aradıklarında onu görecekler.
Muhammed Mursî, 1951 yılında Mısır’ın kuzeyinde Şarkiye’de bir köyde çiftçi bir ailenin en büyük oğlu olarak doğdu. İlk eğitimini burada aldıktan sonra mühendislik eğitimini Kahire Üniversitesinde 1975-1978 yıllarında aldı. Doktorasını Güney Kaliforniya Üniversitesinde tamamladı.
Northridge Kaliforniya Eyalet Üniversitesinde (1982-1985) yardımcı doçent olarak çalıştı. Daha sonra Mısır’daki Zagazig Üniversitesine hoca oldu. Burada uzun yıllar çalıştı. Dekanlık yaptı. Nasa’da görev yapmış olan Muhammed Mursî, metalurji alanında çalışmalar yapmış, bazı buluşlara da katkıda bulunmuştur.
Muhammed Mursî, 2000’li yılların başında aynı görüşleri paylaştığı Müslüman Kardeşler hareketi kadroları arasında siyasete başlamış, 2000-2005 yılları arasında milletvekilliği yapmıştır. Müslüman Kardeşlerin yasaklı dönemlerinde bağımsız milletvekili olarak mecliste görev yapmıştır.
2011 Mısır Devrimine muhalif bir siyasetçi olarak destek vermiş ve 30 Nisan 2011 tarihinde Müslüman Kardeşlerin kurduğu, Özgürlük ve Adalet Partisi’nin genel başkanı seçilmiştir.
2012 Mısır cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Müslüman Kardeşlerin aday gösterdiği Hayrat Şatır’ın adaylığı düşünce, yerine Muhammed Mursî seçilmiştir. Çok yoğun ve etkili bir seçim kampanyası yürütmüş, böylece ilk turda %25.5 oy almış ve ikinci tura girmeye hak kazanmıştır. İkinci turda da %51.73 oy alarak seçimle gelmiş ilk cumhurbaşkanı; modern Mısır’ın da 5. cumhurbaşkanı olmuştur.
3 Temmuz 2013 tarihinde yapılan büyük gösteriler sonucunda Mısır ordusu yönetime el koymuştur. Bunun üzerine Muhammed Mursî, darbeyi reddettiğini açıklamış ve taraftarlarına barışçıl yollarla direnmelerini söylemiştir. Darbe sonrasında direniş kanlı bir şekilde acımasızca bastırılmış, Muhammed Mursî, gözaltına alınmış, ev hapsinde tutulmuş, ardından cezaevine gönderilmiştir.
Geçen zaman diliminde Muhammed Mursî, 16 Mayıs 2015 günü mahkeme tarafından idam cezasına çarptırılmıştır. 16 Haziran 2015 günü hakkında açılan “casusluk” davasından müebbet hapse mahkûm edilmiştir. “Cezaevi Baskınları” davasında mahkeme Muhammed Mursî’nin idam kararını onamıştır.
17 Haziran 2019 tarihinde mahkeme salonunda rahatsızlanıp şehit olan Muhammed Mursî için Mısır devlet televizyonunda “Muhammed Mursî’nin iyi huylu bir tümörü bulunduğu, sürekli tıbbi gözetim altında olduğu ve ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı” ifade edilmiştir. Böylece zulüm rejimi, elini bir kere daha cinayete bulaştırmış, sistematik bir şekilde tıbbî yöntemlerle Muhammed Mursî’nin ölümü gerçekleştirilmiştir.
Mısır Başsavcısı Nebil Sadık tarafından yapılan yazılı açıklamada ise Mursî’nin hastaneye getirildiğinde vefat etmiş olduğu ve vücudunda yakın zamanda meydana gelen herhangi bir yaranın olmadığı belirtmiştir.
3 Temmuz 2013 yılından itibaren kesintisiz bir şekilde cezaevinde tutulan Muhammed Mursî, Mısır’ın özgürleşmesi, ekonomik refaha kavuşması, istihbaratta tam bağımsız olması, enerji problemini çözmesi ve yeniden Büyük Mısır’ın inşası için çaba göstermiştir. Bizler, onun Batı’nın İslâm ülkeleri içindeki garnizonu konumundaki kukla israilin korkulu rüyası haline gelme çabasını hep gördük. Nitekim o, her geçen gün biraz daha Batı’nın korkulu rüyası haline geliyordu. Ve Batı, onu ortadan kaldırmak için birçok Truva atının arasından darbeci zalim Sisi’yi seçmişti. Bilinmektedir ki; Sisi, darbeden önceki hal, hareketleriyle tam bir Truva atını oynamıştır: Sadık, vatansever, çalışkan, vefakâr…
Bugün geldiğimiz noktada karşımızda gerilemiş, Avrupa’nın temel değerlerinden(!) uzaklaşmış, insan hakları ihlalleri zirve yapmış, aslanlarını itlere boğduran, zavallı, ekonomik darboğazda bir Mısır var. Daha müreffeh, kaostan uzak, toplumsal birlikteliğini çözmüş bir Mısır özlemi belki başka bir yüzyıla kalacak…
Mısır, zalim Firavunlar karşısında hakkı ve hakikati haykıran Musalar, Ömer el-Tilmisânîler, Mustafa Meşhurlar, Muhammed Mursîler, yetiştirmeye devam edecek…
Muhammed Mursî, çağa vurulmuş bir şehadet mührüdür… Bu mühür kaldıkça mücahitler en acımasız savaşlarda şehadeti yüreklerine çekmeye devam edecekler…
Yolun yolumuzdur ey şehit!..

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?