Bir selam var! Bu selam, Allah’ın… Bu selam Muhammed’in (sav)… Bu selam İslâm’ın… İslâm yolunda şehit olan Hamza’nın, Ebubekir’in, Osman’ın… Bu selam Bedir’deki aslanların, Uhud’daki yiğitlerin… Bu selam şehitlerin, Selâhaddîn-i Eyyûbî’nin, Filistin’in, Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın… Bu selam imanın… Selam olsun kalbi İslâm’ın aşkıyla yanıp tutuşan müminlere!

Uyan! Uyan hadi… İçine düştüğün gafletten uyan! Silkelen haydi, kendine gel. Dön yüzünü ilk kıblene… Çığlıklarını dinle, gözyaşlarını duy! Kutlu şehirde sel olmuş gözyaşlarını… Mescid-i Aksa’nın ise kan taşırmış avlusunu, sokaklarında şehitler var. Ezanlar susmuş, kulakları doldurmuş ağıtlar… Sakın yüzünü çevirme, sakın görmezden gelme, sakın Peygamberi (sav) utandırma, dinine ihanet etme, kardeşlerini zalimin eline terk etme! Sakın “kader” deme! Kaderin üstünde bir kader vardır!

Şimdi sana göklerden gelen bir emir var: Koş! İlk kıblene koş! Mescid-i Aksa’na koş! Etrafı demir parmaklıklarla örülmüş, imanına pranga vurmuş zalimin askerleri… Cumanı kara Cuma etmiş, kardeşlerini katletmiş! Daha hızlı koş! Kudüs yardım elini bekler. Mescid-i Aksa’yı tutsak etmişler. Koş da zincirleri kır, prangaları sök! Işıklarını yak Kudüs’ün, ezanlar inletsin sokaklarını… Yürü zalimin ve askerlerinin üzerine! Sende iman dolu yürek var ve iman kurşun geçirmez! Namaz kılarken vurulmuş kardeşlerini ayağa kaldır, birlikte yürü…

Unutma! Allah bizimle beraberdir. O varsa gam yok, korku yok, ruhlara esaret yok! Yık demir parmaklıkları, azat et Mescid-i Aksa’nı, sil Kudüs’ün gözyaşlarını… İslâm için, iman için, insanlık için gözyaşı dökmüş herkesi al yanına, dört bir koldan sarıl kıblene… Sarıl ki acıları dinsin, yaraları iyileşsin. Kov zalimi! Öyle bir korku sal ki yüreklerine zalimlerin, tekbirlerinin sesiyle irkilsinler!

Var mı hala gaflet şarabıyla sarhoş olan? Kalk hadi… Müslümanlar Kudüs’e sefere çıktı. Ellerinde bir tek silah; imanları… Kalk yetiş onlara. Sakın ye’se kapılma! De ki İslâm’ın neferlerine; Sefer İslâm’ın, zafer Allah’ın olacaktır! Temizle Cumanı, kurtar kelepçelenmiş imanını. Bir namaz kıl avlusunda. Kubbesinden semaya yükselmiş Peygamber’inin (sav) kokusunu çek içine. Git ve yahudiye de ki: Dünya tersine de dönse, burası benim… Sonra dön deki herkese; ”Kudüs oranın buranın değil, imanın başkentidir!”

Özlem KILIÇ

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?