Yaklaşık olarak 19. yüzyıldan beridir hemen hemen tüm bilim alanlarında İslâm dünyası gerilemeye ve öncü rolünü batı dünyasına bıraktı diyebiliriz. Elbette ki, bunun tarihi, psikolojik, sosyolojik vs. sebepleri vardır. Biz bu yazımızda bunların sebepleri üzerinde durmayacağız. Bu sebepler üzerinde durup düşünmeyi ve sonuçlar çıkarmayı tarihçilere, psikologlara, sosyologlara bırakıyoruz.

Şurası bir gerçektir ki, günümüz nesli, batının ortaya çıkardığı teknolojik alt yapı sebebi ile bırakın aileyi ve toplumu, kendi öz dünyasından bile bihaberdir. Sürekli yeni arayışlar içinde fakat bir türlü aradığını bulamamaktadır. Aslında aradığı her ne ise bize göre kendi tarihî köklerindedir. Geçmişi hakkında bilgi sahibi olmadığı için haliyle dış faktörlerden etkilenmesi kaçınılmazdır. Bu büyüklerimizin rolü önemlidir. Geçmişi ile bağını koparmış olan bir insan, yaprak misali rüzgâr onu nereye savurursa oraya gider. İşte bu duygu ve düşüncelerle günümüz nesli ile geçmişi arasında bir bağ kurmaya çalışacağız.

Asıl derdimiz, son iki yüzyıl da dâhil olmak üzere şimdiki nesillere, günümüz bilim ve teknolojik altyapısının temelinde Müslüman bilim insanlarının çalışmalarının yattığını bir katre misali de olsa güçlü bir şekilde hatırlatmak. Bu vesile ile Müslüman bilim insanlarından asıl adı Ebû Reyhân Muhammed b. Ahmed el-Bîrûnî olan ve bilim dünyasına önemli katkılarda bulunan ünlü astronom ve matematikçiden söz etmek istiyoruz.

Ahmed el-Birûnî, batı dillerinde Alberuni veya Aliboron olarak geçmektedir. Gökbilim, matematik, doğa bilimleri, coğrafya ve tarih alanındaki çalışmalarıyla tanınır. 973 yılında bugünün Özbekistan’ı sayılan Harezm’de doğmuş, el-Bîrûnî, bilimsel çalışmalarına 17 yaşında başlamıştır. Bilim konuları ile ilgili ilk eğitimini bölgenin hükümdar ailesine mensup Ebu Nasr Mansur’dan aldı. Ebu Nasr Mansur, seçkin bir matematikçi ve gökbilimciydi. El-Bîrûnî‘ye Öklid geometrisi ve Batlamyus astronomisini öğretti. 11. yüzyılın önemli Müslüman hükümdarlarından Gazneli Mahmut, Hindistan’a yaptığı seyahatlerde el-Bîrûnî‘yi de yanında götürdü. El-Bîrûnî, 1017-1030 yılları arasında Hindistan’da yaşadı ve bu dönemde meşhur kitabı Kitâbü’t-Tahkîk mâ-li’l-Hind’iyazdı.

Güneşin yüksekliği ve şehrin boylamını hesapladı. Güneşin hareketlerinden, mevsimlerin ne zaman başladığını belirledi. Dünyanın çapını, bugünkü değere çok yakın olarak buldu. Jeodezi biliminin kurucusu oldu. Hindistan’dayken öğrendiği trigonometrinin astronomiden ayrı bir bilim olarak görülmesi gerektiğini savundu. Trigonometrik fonksiyonlarda yarıçapın birim olarak kullanılmasını önerdi.

El-Bîrûnî, astronomi ve coğrafya ölçümleri için birçok alet geliştirdi. Ne yazık ki, geliştirdiği ölçme aletlerinin birçoğu zaman içerisinde kayboldu. Sadece piknometre, mekanik usturlap ve bazı harita projeksiyonları günümüze kadar ulaşan ölçme araçları oldu. Felsefe ve coğrafya alanlarında da çalışmalar yaptı. Sayılar kuramı, Hint hesabı, ay ve güneş tutulmaları, matematik coğrafya, enlem ve boylam tayini, kuyruklu yıldızlar, küre geometrisi gibi konularda yazılmış 113 kadar eseri (toplam sayfa sayısı 13.000’i geçer) bilinir. Geometride açıyı üçe bölme problemini de içeren cetvel ve pergel ile çözülemeyen bir grup problemvardır ki, bunlarmatematik tarihinde “Biruni problemleri” olarak bilinir (1). Daire içine çizilmiş 9 kenarlı düzgün poligonun bir kenarının uzunluğunu özgün bir yöntemle hesapladı. Pi sayısının hesabı üzerine çalıştı, sinüsler teoremini kendine özgü bir yöntemle kanıtladı. Trigonometriye sekant, cosecant ve cotangent fonksiyonlarını ekledi.

El-Bîrûnî, aynı zamanda çok iyi bir ansiklopedi yazarıydı. El-Âsâri’l-Bâkiye ani’l-Kurûni’l-Hâliye isimli kitabında Orta ve Yakın Doğu’da kullanılmakta olan takvim sistemlerini gösterdi. Hindistan’ın ilk ortaçağ bilimlerini betimleyerek matematik, astronomi ve astrolojinin temellerini attı.

El-Kânûnü’l-Mesûdîkitabı ile ayrıntılı bir matematiksel coğrafya eseri yazdı. İstihrâc el-Evtâr fî Dâireisimli kitabında Orta Asya’nın topoğrafyasını belirledi. Kitâbü’l-Cemâhir fî-Ma’rifeti’l-Cevâhir’de 50’nin üzerinde mineral, maden, metal, alaşım, porselen gibi maddeler hakkında detaylı bilgi verdi. Kitabında her bir maddenin, maddeleri birbirinden ayırt etmeye yarayan özgül ağırlıklarını gösterdi. Ömrü boyunca incelediği bitkileri Kitâbü’s-Saydeleisimli kitabında listeledi ve doğal ilaçların hangi hastalıklara iyi geldiğini kapsamlı bir şekilde anlattı.

Newton’dan 700 sene önce, Netwon’un matematiksel olarak ispatladığı yer çekimi kuramı üzerine ilk fikirleri El-Bîrûnîileri sürdü. Geliştirdiği teleskoplar ile gözlemleri sonucunda gezegenlerin güneş etrafında döndüğünü doğrulayan Galileo’dan 600 sene önce, “dünyanın döndüğü” fikrini El-Bîrûnîsavundu. Dünya dönüyorsa, ağaçlar ve taşların neden fırlamadığı sorusuna, merkezde bir çekicilik olduğu ve her şeyin dünyanın merkezine düştüğü cevabını verdi. El-Bîrûnî, 75 yaşında vefat etti. Kendisinden çok sonra gelen Newton, Toricelli, Copernicus, Galileo gibi bilim adamlarına ilham kaynağı oldu. Türkçe dâhil 15 dilde yayımlanan The UNESCO Courier Dergisi, 1974 yılında çıkardığı sayıyı El-Bîrûnî‘ye ayırdı. El-Bîrûnî‘yi “Bin yıl önce, Orta Asya’da yaşamış evrensel deha”olarak tanıttı (2).

Kaynakça:

1) Akın, Lütfi. (2017). Matematik Diyarında Bir Mola, Altın Nokta Yayınları. ISBN: 978-605-5255-99-2. 2) Çimen, Ali. (2014). Tarihi Değiştiren Bilginler, Timaş Yayımları. ISBN: 9789752636910.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?