Öğrenci/Gençlik Çalışmalarının Geçmişi
Çoğunlukla dünyadaki ideoloji ve hareketlerin; okumuş, aydın kesimin doğru-yanlış ideoloji ve fikirlerinden çıktığını görüyoruz. İdeoloji, fikir ve hareketlerin toplumda, halktan çok üniversitelerde daha canlı bir şekilde savunulduğunu ve sonrasında bu fikir ve ideolojilerle şekillenmiş kişilerin bu fikirlerini toplum hayatına da mal etmeye çalıştıklarını görmekteyiz.
Özellikle 68 kuşağı denilen sol ve sağ gençlik ve öğrenci hareketlerinin 1965-1971 yılları arasında üniversiteleri kendine karargâh olarak seçtiğini ve günümüzde, dünyada ve ülkemizde sağ-sol hareketin, zamanında bu kuşakta üniversitede yetişmiş kişilerden oluştuğunu görmekteyiz.
İslam dünyasında da İslami hareketlerin doğuş noktası olarak kabul edilen Müslüman Kardeşler Hareketi’nin, üniversite çalışması ile ciddi bir çıkış noktası yakaladığını, ülke ve dünya sathına bu yolla yayıldığını görmekteyiz.
İsmailiye’de bir öğretmen iken hareketi kuran, işçiler ve gençler üzerinden çalışmayı genişleten İmam Hasan el-Benna, davasını tüm ülke sathına ve dünyaya ulaştırmanın yolunun ancak üniversite çalışması ve gençliği üzerinden olacağı kanaatine varmış, ülkenin ve hatta dünyanın birçok İslam ülkesinden öğrencilerin okuduğu Kahire ve Ezher üniversitelerinin bulunduğu başkent Kahire’ye taşınmış ve hareketin tüm alanlarına sorumlu tayin ettiği hâlde üniversite sorumluluğunu genel başkanlıkla beraber kendisi yürütmüştür.
Bu görüşünde isabetli olduğu sonraki yıllarda anlaşılacaktır. Çünkü hareketi Suriye’ye taşıyan kişinin Ezher’de okuyan Mustafa Sıbai olduğunu, Irak’a taşıyan Mahmut Savvaf’ın yine bu üniversitelerde okurken hareket ile tanışıp eğitim aldığını; Yemen, Sudan, Cibuti, Cezayir, Fas gibi birçok İslam ülkesine hareketi taşıyan kişilerin, Mısır’da Ezher Üniversitesi’nde okurken bu çalışmanın içinde yer alıp bu fikre gönül vermiş insanlar olduğunu, geri döndüklerinde kendi ülkelerine bunu taşıdıklarını, yine Mısır içerisinde de aynı şekilde üniversitelerde hareketin içinde yer almış kişilerce davanın, ülkenin dört bir tarafına yayıldığını görmekteyiz.
Dil, kültür ve ırk olarak farklı olan yabancı bir davetçiden çok, o toplumdan olan bir kişinin eğitilip gönderilmesi daha etkili olmuş ve bu üniversite içindeki gençlik ve öğrenci çalışması sayesinde olmuştur.
Günümüzde Dünyada İslami Öğrenci/Gençlik Çalışmaları ve Eğitim Kurumları
Günümüzde de öğrenci ve gençlik çalışmalarının (İslami veya gayri İslami olsun) çoğunun üniversitelerde yapıldığını görmekteyiz. Özellikle fikrî olarak gayri İslami dediğimiz sağ ve sol öğrenci çalışma ve hareketleri tamamen üniversite içinde çalışmalarını yapmaktadırlar. Ve çalışmaların tüm alanlarında baştan sona kadar sorumlulukları öğrenciler üstlenmektedir. Türkiye dışındaki İslami gençlik ve öğrenci hareketleri yine üniversite ve liselerde çalışmalarını yürütmektedir.
Ülkemizde Öğrenci/Gençlik Çalışmaları ve Eğitim Kurumları
Türkiye’de de sağ ve sol gençlik/öğrenci hareketleri, çalışmalarını, faaliyetlerini, etkinliklerini 1965’lerden beridir üniversitelerin bünyesinde yapmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 68 kuşağını simgeleyen 1965-1971 yılları arasında üniversitelerde birçok faaliyet ve olay gerçekleşmiştir. Deniz Gezmiş gibi kişiler de bu dönemde üniversitelerde sol faaliyetlere öncülük yapmıştır. Ülkemizde sonraki yıllarda siyasette, bürokraside vb. alanlarda bu kuşağın içerisinde yer alan insanların ön plana çıktığı görülmektedir.
Ama İslami gençlik ve öğrenci hareketleri, özellikle tek parti dönemindeki din karşıtlığından dolayı ve Kur’an öğretmek gibi basit bir çalışmaya bile ciddi cezalar verildiği için çalışmalarını aleni yapamamış, özellikle üniversitelerde çalışma yapmamış veya yapamamıştır. Dolayısıyla ülkenin birçok üniversitesine karargâh kuran sol ve sağ cenah gençlik ve öğrenci hareketleri, Anadolu’nun değişik şehirlerinden gelen genç ve öğrencileri bu çalışmalarına katmış ve sonrasında memleketlerine dönen bu gençler toplum içerisinde bu fikirlerin yayılmasını sağlamış ve bunların öncülüğünü yapmıştır.
İslami gençliğin öğrenci çalışmaları daha çok okul dışında, Kur’ân kursunda gizlice birkaç kişiye Kur’ân okumayı öğretme veya birkaç üniversite öğrencisini bir öğrenci evinde bir araya getirme şeklinde olmuştur. Ama bu yöntem ile tüm öğrenci ve genç kitlesine ulaşmak zaten mümkün değildir. Dolayısıyla ülkemizdeki İslami gençlik ve öğrenci hareketleri çok dar çerçevede kalmış ve geniş öğrenci kitlelerine ulaşamamıştır.
Ayrıca gençlik ve öğrenci çalışmasını bizzat öğrenci ve genç yapar/yapmalı. Yetişkin ve büyüklerin bu çalışmalara sadece rehberlik etmesi yeterlidir. Aksi takdirde bunun adına gençlik ve öğrenci çalışması diyemeyiz. Bu anlamda da ülkemizde maalesef gençlik ve öğrenci çalışmalarında gençler sürekli pasif konumda kalmıştır.
Son dönemde FETÖ, elindeki ciddi maddi imkânları da kullanarak bu alanda sahayı ele geçirmişti. Darbe teşebbüssü sonrasında ailelerin ve öğrencilerin FETÖ korkusundan dolayı öğrenci evlerine sıcak bakmamaları, İslami gençlik ve öğrenci hareketlerinin üniversite öğrenci çalışmalarına ciddi zararlar vermiştir. İnşallah bu durum İslami camiaların, gençlik ve öğrenci çalışmalarını okul içine, esas olması gereken yere taşımasına vesile olacaktır. Bu sayede üniversiteye giden gençlerimiz, sağ ve sol hareketlerin yanında İslami hareketi de görecek ve İslami gençlik hareketi, üniversite içinde bir alternatif olarak gençliğimize hitap edecektir inşallah. Zaten Müslüman davetçinin görevi, İslam’ı olduğu gibi en güzel şekilde insanların önüne koyup kendi iradeleriyle bir tercihte bulunmalarını sağlamaktır.
Günümüzde Öğrenci/Gençlik Çalışmalarının Eğitim Kurumlarında Yapılmasının Önündeki Engeller
Bu dönem, belki de İslam karşıtı fikirlerin etkinliğini yitirdiği bir dönem olmasından dolayı tam da bu çalışmaların yapılacağı bir dönemdir.
Ama bununla birlikte çeşitli İslami çalışmaların önünde birtakım engeller de mevcuttur. Belki de en önemli engel bu konuda bir geçmişin, tecrübenin olmamasıdır. Diğer hareketlerin belki altmış-yetmiş yıllık bir tecrübeleri ve önlerinde örnek alacağı, bu işi pratik olarak sergileyen kişiler vardır. Gençlerin kendi önlerinde canlı bir örnek görmemesi ciddi bir problemdir. Ama bunların hepsi eğitim ile aşılabilecek konulardır.
Diğer bir engel ise Müslüman gençlerin biraz çekingen davranmasıdır. Bu konuda da lider ruhlu, yetenekli gençler ile bu iş yapılmalı, gençlere liderlik ruhu aşılanmalı ve bu sayede aktif, hareketli kişilikler ortaya çıkarılmalıdır.
Aslında gençlik demek, hareket demektir. Gençlerin dört duvar arasında oturtulup kendilerine bir şeyler anlatılmasından ziyade sokakta, kampüste, meydanda hareket ve pratik ile birlikte İslami çalışmasını yapması sağlanmalıdır.
Öğrenci/Gençlik Çalışmalarının Eğitim Kurumlarına Yani Sahaya Taşınmasının Önemi
Gençlik ve öğrenci çalışmalarının üniversite ve lise dışında kısacası gençlerin okuduğu çatı dışında vakıf, dernek vb. yerlerde yapılmasının birçok dezavantajı ve kaybettirdikleri vardır. Örneğin; gün boyu bulunduğu ortamda tüm fikir ve ideolojilerin aktif olduğu, nefsin hoşuna giden birçok şeyin olduğu bir ortamda pasif olarak duran Müslüman genç, bir süre sonra bu dalga karşısında duramamakta ve dalgaya kapılıp gidebilmektedir. İmam Şafii’nin (r.a.), “Hakla meşgul olmayanı batıl işgal eder” sözü ne kadar da doğrudur.
Hâlbuki bulunduğu ortamda davasını yüklenen ve temsil eden bir genç, fâsit dalga ne kadar güçlü olursa olsun o dalgaya kapılmayacaktır. Ayrıca İslam’ı bulunduğu ortamda bir alternatif olarak sunacak ve fedakârlık, yetenek ve çalışmasına göre ümmetin gençlerinin kendi öz değerlerine sarılmasına vesile olacaktır. Bunu başaramasa bile en azından kendi misyonunu daha iyi yüklenmiş olacaktır. Bunun yanında öğrencilik sonrası hayatında da bu misyonu gittiği her yere götürecektir biiznillah.
Özellikle liselerde kulüp çalışmasında yetişen gençler, tecrübeli olarak üniversite sıralarına geldiği gün çok daha güzel ve ciddi çalışmalar ortaya konulacaktır. Her geçen yıl tecrübeler artacak ve ümmetin gençleri tekrar gençliği kurtarmak için ciddi bir mücadelenin içine girecektir.
Öğrenci ve Gençlik Çalışmalarının Eğitim Kurumlarında Yapılmasının Yol, Yöntem Araç ve Gereçleri
Ülkemizde, okullarda gençlerin toplum hizmeti yapması için kulüp kurulması ve belirlenen kural ve prensipler çerçevesinde faaliyet ve etkinlikler yapılması öngörülmüştür. Müslüman gençler de kulüp şemsiyesi altında kendi çalışmalarını yürütmelidir.
Tabii ki kulübün ihtiyaçlar çerçevesinde komisyon ve kurulları olmalı ve yapılan tüm çalışmalar genel öğrenci kitlesine hitap edecek şekilde düzenlenip tertip edilmelidir. Ekip çalışması ve ruhu ile belirlenen amaç ve hedefler çerçevesinde rutin olarak toplanacak ekip, zamanla tüm sorunlara mutlaka bir çözüm bulacak ve çalışmalarını çeşitlendirip renklendirmeyi başaracaktır. Dolayısıyla ekip, hedef ve fedakârlık olduktan sonra başarı kendiliğinden gelecektir. ■

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?