Balkanların en güzel ülkelerinden biri de Makedonya’dır. Son zamanlarda resmî adı Yunanistan ile olan bazı tartışmalardan dolayı Kuzey Makedonya olarak değiştirilmiştir. Başkenti Üsküp olan ülkenin bugün yaklaşık olarak 2 milyon nüfusu vardır. Tarihî ve doğal güzelliklere sahip olan Makedonya’da Ohrid gölü, Matka Kanyonu, Üsküp’ün eski cami, bedesten, hamam ve çeşmeleri yanında Aziz John at Kaneo Kilisesi bu ülkede bulunmaktadır. Osmanlı ve Avrupa mimarisine ait birçok eseri Makedonya’da görmek mümkündür.

Tarihî Şehir İştip’e Gidiş

Ülkeye gittiğimizde önce İştip (Stip, Shtip) kentine gittik. Gidişimiz çok rahat ve kolay oldu. İstanbul Otogarı’ndan otobüsler her gün Üsküp’e gitmektedir. Bunun yanında İstanbul’dan Üsküp’e her gün uçak seferleri mevcuttur.

Gece Issız Bir Yerde İndik

İştip kentine gitmek için transfer yapmak gerekiyor. Bunun için Köprülü (Veles) civarında uygun bir yerde otobüsten indik. İştip’e bu kadar erken gidişimizin bir hikâyesi var. Bu hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyoruz: Yolculuk esnasında Müslüman bir hanımla tanışmıştık. O da İştip’e gidiyormuş. Türkiye’ye bir ziyaret için gelmiş, işleri bitmiş, dönüyormuş. Bizim planımız Üsküp’e varıp sabah İştip’e dönmek idi. Ama tanıştığımız bu hanım, babasının kendisini almaya geleceğini, Üsküp’e gitmeye gerek olmadığını, kendisiyle gelmemizin daha pratik olacağını söyledi. Hâl böyle olunca otobüsten beraber indik.

Gece karanlık… Issız bir kavşaktayız. Hanımefendinin babası henüz kavşağa gelmemiş. Telefonla aradık, anlaşılmaz sesler yanında bilmediğim bir dil… Bekliyoruz. Birazdan yaşlı ve sakallı bir amca arabasıyla geliyor. Güzel ve sempatik bir adam…

Kentte İlk Ziyaret: I. Murat Camii

Gelir gelmez binip yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuktan sonra İştip’e vardık. Şehir ıssız, sessiz, hareketsiz ve de karanlık… Şehir dışındaki yollar bakımlı iken şehir içi yollar bakımsız… Sabah namazı vakti yaklaşıyor. Amcaya bizi bir camiye bırakın diyoruz. Kızıyla hangi caminin açık olduğunu konuşuyorlar… Nihayet bir camiye varıyoruz. I. Murat Camii inşaat halinde… TİKA restore ediyormuş.

Tanrı Misafiri

Biz bu camide namaz kılınır mı kılınmaz mı anlamaya çalışırken evin annesi arıyor, nerde kaldınız diye soruyor… Misafirimiz var diyorlar. Tamam onu da alın gelin diyor karşıdaki ses: Tanrı misafiridir… Dar sokaklardan yokuş yukarı giden yollardan şehrin arka taraflarında bir eve varıyoruz. Olgun bir kadın bizi mütebessim bir edayla karşılıyor: Güzel bir ana… 65’inde bir kadın. Ama yaşını hiç göstermiyor. Oldukça diri ve canlı duruyor.

Gittiğimiz ev bir kenar mahalle evi… İştip’i yukarıdan görüyor. Birazdan namaz vakti giriyor… Namaz kılıyoruz. Kahveler geliyor. Evin anası konuşuyor. Dominant bir kadın, evin baskın karakteri… Türkiye’den meşhur bir şarkıcının kardeşi… Kızı da meğer bu şarkıcının bir konserine katılmak için Türkiye’ye gitmiş. Sohbet arasında bunu anlıyoruz.

Amcanın 6 çocuğu var… Anayla beraber 18 yıl Newyork’ta yaşamış. Orada doğan çocukları ayrıca Amerika vatandaşı… Sonra dayanamamış, tekrar Makedonya’ya gelmiş. Çocukları Almanya, Hollanda gibi Avrupa’nın çeşitli ülkelerine dağılmış. Avrupa’da olanlar hallerinden memnun…

Türkiye’yi seviyorlar. Kendileri aslen Roman’dır. Ama kendilerini “Türk ve Müslüman” olarak görüyorlar. Ülkeden beklentisi olmayanların çoğu Avrupa ve Amerika’ya gitmiş. Akrabaların bir kısmı da Türkiye’de yaşıyor.

Balkanlarda Yogoslavya artığı bir küçük ülkede yaşamak öyle görünüyor ki, yeni nesil için cazip gelmiyor. Bu yüzden yollara düşmüşler, farklı ülkelerde, farklı arayışların içindeler… Anadolu’nun klasik “ekmek parası” ifadesi burada da var demek ki… Geçinmek zorlaşmış buralarda… Babanın yaşama tutunmak için çabasından, çalışmasından anlıyoruz bunu. Anayla beraber her sabah arabalarına aldıkları sıfır ya da ikinci el kıyafetleri götürüp satıyorlar. Rızıklarını bu şekilde en helâl olanından temin ediyorlar…

Gün aydınlanıyor, İştip’te sabah oluyor… Dışarısı soğuk… Erkenden işe başlamak gerekiyor. Vedalaşıyor ve çıkıyoruz. Önce Baba ile bir çorbacıya gidiyoruz. Mercimek çorbası yok. Yerine başka çorbalar var… Etli şehriye çorbası maşallah çok güzel olmuş. Baba ödeme yapmama izin vermiyor. Çıkıyoruz. Kesesine bereket olsun inşallah… Üniversiteye yakın bir yerde Babadan ayrılıyoruz.

İştip Camileri

İştip şehrinde önceden 24 cami olduğu belirtilmiştir. Ancak bugün bu camilerden sadece bir tanesi açıktır. Bu durumu biraz da ülkenin son yüzyılda içine düşmüş olduğu buhranlı zamanlarla ilişkilendirmek gerekir.

Evliya Çelebi de İştip’te 24 cami ve 24 mescit olmak üzere toplam 48 yapıdan bahsetmiştir. Bunlardan içinde Cuma namazı kılınan ve Ali Bey tarafından fetih zamanında kiliseden camiye dönüştürülmüş küçük kubbeli ve alçak minareli Fethiye Camii önemlidir. Bunun yanında Orta Cami de denilen ahşap yapı, dört köşeli, süslü-sanatlı kubbesi, şehirde kâgir uzun minareli tek cami olan Sultan I. Murat Han Camii en meşhur camilerdendir.

Süslü olan Adlî Efendi Camii, salihler ocağı olduğu söylenen Şehreküstü Camii, fakirler ocağı Aşağı Tekke Camii, ruhaniyetli Ahmed Paşa Camii, gayet ferah ve cemaati çok olan Kadın Ana Camiileri İştip’in önemli camilerindendir. Mescidlerden ise çarşı içinde olan Arasta Mescidi ve Tabahâne Mescidi, Hâniçi Mescidi, Ortamescid, Sücâh Mescidi, Karakadı Mescidi ve Sinân Bey Mescididir. Bunlardan başka Cami-i Cedîd veya Selimiye Camii de kaynaklarda İştip camileri arasında zikredilmektedir.

İştip’te Fethiye, Murad Han, Hüsameddin Paşa, Ahmed Paşa, Kadın Ana Camileri yanında Arasta, Tabakhane, Haniçi, Orta, Seca, Karakadı, Sinan Bey mescitlerinin varlığı tarihte bu şehirde yaşayan Müslüman nüfusun çokluğuna da işaret etmektedir. Ziyaretimiz esnasında Merkez Camisi olarak bilinen Sultan I. Murat Han Camii restorasyon çalışmalarından dolayı kapalıydı, içine girme fırsatı yakalayamadık.

Hüsamettin Paşa Camii

Küçük bir dağın yamacında alçak bir tepe başında bulunan, kurşunlu kâgir minareli ve adeta bir sanat eseri olan Hüsameddin veya Hüsam Paşa Camii, bugün Müslümanlar-Ortodoks Hıristiyanlar-İktidar arasındaki tartışmaların arasına sıkışıp kalmıştır. Cami harabe vaziyette… Bunun için çaba sarf etmek gerekiyor. Türkiye’ye döndüğümüzde bununla ilgili bir çaba içinde olalım diyoruz. Hüsamettin Paşa Camisinin yeri bugün Ortodoksların mı Müslümanların mıdır şeklinde bir tartışma devam etmektedir.

Bu cami, harabe yapısıyla bugün zamana direnmeye ve Hıristiyanik tartışmalardan sıyrılmaya çalışmaktadır. Camiyle ilgili olarak gelinen noktada iktidar tarafından arazisinin Ortodoks Kilisesine, binasının da Kültür Bakanlığına devredilmesi tartışmaları arttırmıştır. Bu duruma Müslüman cemaati karşı çıkmış, çeşitli girişimlerde bulunmuştur. Hüsamettin Paşa Camisinin bir kilisenin yerine inşa edildiği söyleniyor, ama Müslümanlar bunu kabul etmiyor. Tartışma devam ediyor.

Medrese

İştip’te çok ilginç bir kullanımla karşılaştık. Medrese kavramı hâlâ kullanılıyor. Kullananlar İştipliler… Medrese, okul anlamında kullanılıyor. Ahmediyye Medresesi İştip’in merkezinde Hüsameddin Paşa Camiine çok yakın bir yerde kurulmuş. Aslında klasik manada mederese değil. Öğrenciler burada Kur’ân dersleri yanında bazı pozitif bilimleri de öğreniyor. Bazı Müslüman ve ihtiyaç sahibi üniversite öğrencileri Goce Delcev’den buraya öğlen yemeklerini yemek için geliyor. Bu arada Türkiye’deki üniversitelerde öğrencilere yemek verilmesinin ne kadar güzel ve değerli bir şey olduğunu daha iyi anlamış oluyoruz.

İştip Turu

Şehri dolaşmamız gerekiyor. Öğrencilerden bazılarının daha önce telefonunu almıştım. Birini arıyoruz. Adı Mümin. Medresede yemeğe gitmiş. Biz de oraya yakın bir yere gideceğiz. Oradan Mümin bizi alacak. Giderken yanımızda iki kız öğrencimiz de geliyor. Bunlar da burada yaşıyorlar. Türk Dili ve Edebiyatı bölümü okuyup öğretmen olmak istiyorlarmış.

Makedonya’da epeyce bir Türk nüfus var. Bu yüzden Türkçe eğitim veren okullar açılmış. İsteyen öğrenciler bu okullara gidebiliyor ya da seçmeli Türkçe veya Tük Dili Edebiyatı derslerini istemeleri halinde alabiliyor. Bu yüzden Türkçe öğretmeni olmak için bazı Makedonyalı Roman, Arnavut, Türkmen öğrencilerin çabası da çalışmalarından belli oluyor.

Bizi dolaştıran Mümin, Yörük Türkmenlerinden… Ailesi Makedonya’nın kuzeyinde yaşıyor. Onunla güzel bir şehir turuna çıktık. Bu turda öğrencimizin de daha önce bilmediği, gezmediği, görmediği yerleri gördük. Bunlardan Hüsamettin Paşa Camisi önemli tarihi bir eser… Tabii bazı tartışmalar var bu cami hakkında… Şehri dolaştıkça şehir bize açıldı, biz de şehre açıldık.

Şehir bakımsız duruyor, hijyen açısından sorunlu olan epey yeri var. Şehir konforu da oldukça yetersiz. Sonbahar havası şehrin üzerinde… Hava olarak sıcak diyebileceğimiz bir iklime sahip… Şimdi tarihler 28 Ekim 2019’u gösteriyor, bu tarihte böyle bir sıcağın olması bizim için güzel bir şans olsa gerek…

İştip’te Osmanlı Köprüsü

Gezerken şehri biraz da yürüyerek keşfedelim dedik. Yürümeye başladık. Şehrin kuzey doğu tarafında Osmanlılar tarafından 1672 yılında yaptırılmış olan köprüyü ziyaret ettik. Bu köprü hâlâ küçük bir derenin üstünde yaklaşık olarak 12 gözüyle duruyor. Bazı gözler, sazlıklardan dolayı kaybolmuş durumda, ama köprünün bugüne kadar gelmiş olması bile bizi sevindiren bir husus…

İştip Müzesi

İştip Müzesini gezdik… Burada Hristiyanik ve Osmanlı dönemine ait İslâmî eserler bulunmaktadır… Bu eserlerden bazıları dışarda savunmasız bir şekilde sergilemiş. Bu durum bizi hayretler içersinde bıraktı. Çünkü korumasız bir şekilde açıkta, müzenin önünde duruyorlardı ve bir zarar görmemişlerdi.

Müzeye girdik. Türkiye’den geldiğimizi söyleyince bizi görevliler özellikle Osmanlı dönemi eserlerinin olduğu kısma götürdüler. Müzede sergilenen birkaç Arap alfabesiyle yazılmış Osmanlıca metin vardı. Bu metinlerden biri müzede ters bir şekilde sergilenmişti. Bunu görevlilere söyledik. Düzeltilir diye umuyoruz.

İştip’te Taksiler

İştip taksicilerini gözümüz tuttu… Bizim diyarın taksicilerine benzemiyorlar. Şehir içi bütün mesafeler 50 dinar, yani 1 Euro. Yabancısın, bilmiyorsun, yollar kapalı, ben yanlış anladım, trafik vardı, yol değiştirdim derdiyle uğraşmıyorsunuz. Şehir içi ulaşım sektörü gelişmiş değil burada. Bu yüzdendir belki, taksiler daha cazip… Üniversite öğrencileri bile taksiyle yolculuk yapıyor.

İştip Köftesi

Artık akşam oldu, karanlık çöktü. Merkeze yakın yerde bir restoranta oturduk, bizim İnegöl köfteye benzeyen köftenin güzel bir şekilde yapılıp İştip’te salatayla beraber servis edildiğini gördük. Bu oldukça güzel bir yemek idi. İştip’te yemek ararken helâl yemek bulmak konusunda öğrencimiz Mümin bize rahat olmamız gerektiğini söylüyor. Biz yine de hassas davranmaya çalışıyoruz.

İştip’te Müslümanlar

Gün içinde birçok iş yaptık. Artık akşam oldu, şehir çekildi sokaklardan… Müslümanların merkezlerinden birisine uğradık. Burası merkeze oldukça yakın bir yerdeydi. İştip’te Müslümanların ilgilendiği önemli konulardan biri Hüsamettin Paşa Camisinin harap halidir. Burada da bunun gündemde olduğunu gördük.

İştip’e Türkiye’den TBMM başkanı bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Daha önce de buraya eski cumhurbaşkanlardan Süleyman Demirel’in geldiği vakidir. Hem de şapkasıyla gelmiş, halkı selamlamıştır. O zaman Tito dönemidir ve Demirel’in “Allah bizimledir ve Allah bizlere yardım etsin.” dediği belirtiliyor. Yıllar sonra da buraya aslen Arnavut olan Meclis Başkanı Mustafa Şentop gelmiş, Hüsamettin Paşa Camisini ziyaret etmiş, konuyla ilgili çeşitli temaslarda bulunmuştur.

Şunu söylemekte fayda var: Buradaki Müslümanların ve buradaki özellikle Makedonyalı vatandaşların bölgeden çok hızlı bir şekilde dışarıya göç ettiklerini gördük. Bu göçün neticesinde İştip şehir nüfusu da ister istemez azalmış. Müslümanların gençleri genellikle Almanya’ya göç etmek zorunda kalmış. Burada temel sebep, geçim kaynaklarının sınırlı olmasıdır.

İslâm, Makedonya toplumunu bir araya getiren ana unsurlardan birisidir. Alınan bilgiye göre Suudi Arabistan buralarda faaliyet yürütüyor. Fakat İran’ın buralarda herhangi bir çalışmasının olmadığı belirtiliyor.

Tarihî Müslüman mezarlıkların bir kısmı kaybolmuş durumdadır, bazı yerlerde ise Müslüman mezarlıkları vardır. Fakat bu tarihi mezarlıkların kitabelerinin bugün bakımsız bir halde olması üzücüdür.

İştip’te tasavufi akımlar vardır… Onlara ait dergâhlar ve okullar mevcuttur. Melami ve Bektaşilerin dergâhları bu bölgede faal olarak hizmet vermeye devam ediyor.

Müslümanların siyasi olarak desteklediği çeşitli partiler vardır, ama burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, dinî ve milli hassasiyetleri olan muhafazakâr dindarların kendilerine yakın hissettiği bazı partilerin ülkedeki varlığıdır. Bu da Müslümanlar açısından önemlidir.

İştip civarında çeşitli etnik gruplar yaşamaktadır. Romenler, Yörükler, Arnavutlar burada yaşayan kavimlerdir. Ayrıca Makedonlar da bu bölgede yaşamaktadır. Tabii Romanların ve Müslümanların buralarda çoğunluk olarak yaşadığını belirtmek gerekir. Müslümanlar, Arnavutlar, Boşnaklar, Romanlar, Makedonya Cumhuriyeti’nin ana unsurlarıdır. Bu unsurlar arasında Makedonlar ülke yönetiminde daha etkilidir. Müslüman Arnavutların da ülkede geniş bir etki alanı vardır. Romanlar ise ülkenin ötekileştirilmiş kanadını temsil etmektedir. Varoşlarda, kenar mahallelerde zor şartlarda yaşayan Romanlar, diğer milletler gibi daha da gelişmiş Batı Avrupa ülkelerinde kendilerine güzel bir gelecek inşa etmeye çalışmaktadır.

Yapılan incelemede anlaşılmıştır ki, Tito’nun gitmesiyle Makedonya’nın dağılması arasında bir ilişki yoktur. Ancak görüşmüş olduğumuz halktan birçok kişi, Tito’yu büyük bir lider ve devlet adamı olarak kabul etmektedir. Ülkenin birliğini korumaya çalıştığı, ekonomik olarak halkın müreffeh bir seviyede yaşadığı bir Yugoslavya’nın büyük bir lideri olarak Tito’ya epeyce bir kesimin saygı gösterdiği gözlemlenmiştir. Ancak öldükten kısa bir süre sonra Yugoslavya’nın savaş sarmalına girerek bir anda dağılıvermesi, bölge halkını derinden etkilemiştir ve ülkenin bu hali insanları derinden üzmüştür. Bugün hâlâ adeta savaş ekonomisi şartlarını uygulayan ülkede yaşayan insanlar, eski zamanlarda sahip oldukları asıl geçim kaynaklarını yitirmiştir.

Makedonya’nın gelecekte daha aydınlık ve müreffeh günlere ulaşması, şimdilik önemli ve görünür olmayan reel göstergelerden uzaklaşmış bir tespit olarak karşımızda durmaktadır. Parlak günlerin gelmesi, Avrupa Birliğine girmesi ile ilişkilendirilmektedir. Bunun da ne derece beklentileri karşılayacağı şüphelidir.

Türkiye, buradaki Müslümanlar ve diğer inanç ve etnik gruplar için bir ümit ülkesidir. Makedonya’da inşaat sahasında özellikle Türkiye’den müteşebbislerin katkısı çoktur. Ayrıca birçok Müslüman, buradan Türkiye’ye gitmeye çalışmaktadır. Buradaki insanlar için Türkiye, umudun ve tutunmanın adıdır.

İştip’te Otel Odası

Yorgunuz… Artık biraz dinlenmemiz gerekiyor. Bir otele varıyoruz. Oaza Hotel. Güzel, derli-toplu bir otel… Buralarda 3 yıldızlı otellere göre oldukça iyi. Otel odasından şehri izliyoruz. Dağın tepesindeki haç bizi selamlıyor… Işıklandırılmış, fazla haşmetli durmasa da oldukça belirgin… Bu belirginliğin haşmetten ve azametten sıyrılmış olması, Avrupa şehirlerinin gideceği yolu da belirliyor… Dağın tepesinde olması, hemen yanıbaşında olmayan, biraz ötede duran, büyüklüğünü hissettirmeyen bir inançla ilişkilendirilebilir. Sonuç itibariyle İştip tarihî ve kültürel dokusu ile modern zamanların etkileri arasında hem de iki dağın arasına sıkışıp kalmış durumda.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?