Barış OKTAY

Doğumu ve Eğitimi

Muhammed Me’mûn el-Hudeybî 28 Mayıs 1921 yılında Mısır’ın Suhac ilinde doğdu. Müslüman Kardeşler cemaatinin 1951-1973 yılları arasında 2. genel mürşidliğini yapan müsteşar Hasan el-Hudeybî’nin oğludur.

Üstad Hasan el-Hudeybî, adli müsteşar olduğundan sık sık yer değiştirmek zorunda kaldı ve bu durum ailesini ve özellikle oğlu Me’mûn el-Hudeybî’yi etkiledi. Daha çocuk yaştayken Mısır toplumunu gözlemleme imkânı buldu ancak sık sık okul değiştirmesi ilköğretim eğitimini olumsuz etkiledi. Fransızca eğitim veren ilkokullara az devam etmesine rağmen zekâsı ve çalışkanlığı sayesinde, Fransızcayı iyi düzeyde öğrendi. Eğitimindeki açığı kapatmak için babası Üstad Hasan el-Hudeybî, Ezher âlimlerinden Şeyh Muhammed Hattab’dan özel ders almasını sağladı ve bu sayede Üstad Me’mûn, Kurtubi’nin ve İbn Hazm’ın kitaplarının şerhlerini erken yaşlarında okudu.

Üstad Me’mûn ilköğretimi, liseyi ve İslâmî İlimleri tamamlayınca babası gibi hukuk okumayı karar vererek İskenderiye Üniversitesi Hukuk Fakültesine kaydoldu.

Üstad Me’mûn’un Müslüman Kardeşler ile Tanışması

Üstad Me’mûn’un İskenderiye’de üniversite okuduğu 1943 yılında babası Üstad Hasan el-Hudeybî, İmam el-Benna’ya biat etti fakat müsteşarlık vazifesi nedeniyle biatın İmam el-Benna ile yakın arkadaşları arasında sır olarak kalmasına karar verildiğinden bundan ailesi ve hatta oğlu Me’mûn bile haberdar olmadı. Bu gizlilik sebebiyle Me’mûn el-Hudeybî’nin Müslüman Kardeşlerle tanışması daha ileriki yıllarda oldu. Me’mûn el-Hudeybî üniversite eğitimini tamamladıktan sonra savcı vekili olarak göreve başladı ve birkaç yıl içinde de mahkeme hâkimi oldu. Zamanla o da babası gibi temyiz mahkemesi müsteşarlığına kadar yükseldi. Mısır Yargıtay başkanı seçilene kadar da bazı farklı görevlerde bulundu. Üstad Hasan el-Hudeybî’nin Müslüman Kardeşler içerisinde daha aktif rol almaya başlaması ve İmam el-Benna’nın Kahire dışına çıktığında yerine vekâleten Üstad Hasan el-Hudeybî’ye bırakması Üstad Me’mûn’un Müslüman Kardeşler ile tanışmasına vesile oldu. Ama ne yazık ki bu tanışma İmam el-Benna’nın 12 Şubat 1949’da şehit edilmesinden sadece 10 gün öncesinde gerçekleşti.

Üstad Me’mûn’un Tutuklanması

Üstad Me’mûn, Mısır Devleti tarafından 1956 yılında içişlerinde Mısır’a bağlı olan Gazze’de mahkeme heyeti başkanlığı görevine tayin edildi. Bu sırada Gazze’de Mısır ile işgalci israil arasında savaş çıktı. Üstad Me’mûn, Mısır askeri olmamasına rağmen vatanı için, Filistin için, Mescid-i Aksa’yı savunmak için, işgalci israil’e karşı cihat etti. Mısır ordusu bu savaşta yenildi ve savaşın sonunda Üstad Me’mûn, işgalci israil askerlerine esir düştü.

Üstad Me’mûn, ilk hapis hayatını Gazze’de işgalci İsrail’e 1 yıl esir düşerek yaşadı. Daha sonra Mısır ile işgalci İsrail’in anlaşması sonucu Kahire’ye döndü ve bir süre sonra Temyiz mahkemesinde görevine devam etti.

5 Ağustos 1965’te Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır, Seyyid Kutub önderliğinde bir grubun kendisine suikast hazırladığı gerekçesi ile ülke çapında Müslüman Kardeşlere yönelik yeni tutuklamalar başlattı. Başta Seyyid Kutup, Abdülfettah İsmail, Zeynep Gazâlî, Mustafa Meşhur olmak üzere birçok önde gelen kişiler tutuklandı.

Müslüman Kardeşler Cemaatinin üyesi olduğu gerekçesiyle Mısır hükümeti tarafından verilen emirle Üstad Me’mûn’un da evi basıldı. Mısır polisi, 24 saat boyunca Üstad Me’mûn’un evinde Müslüman Kardeşlerin silahlarının saklandığı gerekçesi ile arama yaptı. Evde tabi ki de silah yoktu. Ancak polisler üstadın eşinin, evin arka bahçesine gömerek gizlediği Seyyid Kutup kitaplarını ele geçirdiler ve bunları suç delili kabul ettiler. Bunun üzerine Üstad Me’mûn önce yargı makamı görevinden alındı sonra da tutuklandı.

1966’da cemaatin değerli fertleri olan Seyyid Kutub, Abdülfettah İsmail, Yûsuf Havaş gibi kişiler idam edilirken, Üstad Me’mûn tutukluluk halinin soruşturma kısmını Tora cezaevinde geçirdi. Soruşturma sonucunda 6 yıl hapis cezasına çarptırılan Üstad Me’mûn, cezasının geri kalan kısmını 1967’den itibaren askeri cezaevinde geçirdi.

Üstad Me’mûn, babası gibi haksız yere, Cumhurbaşkanı Abdünnasır ölene kadar cezaevinde kaldı. 1971’de cumhurbaşkanlığına gelen Enver Sedat’ın siyasi tutuklular için genel af çıkarması sonucu babası ile birlikte yeniden serbest kaldı. Hapis cezasından sonra yeniden göreve iadesi için başvuruda bulundu. Bu arada kendisine cevap gelene kadar Hicaz’a hac farizasını yerine getirmeye gitti. Peygamber diyarında yaşamanın zevkine varınca, Suudi İçişleri Bakanlığının hukuk işleri kısmının çalışma teklifini kabul edip bir süre daha burada kalmaya karar verdi.

Üstad Me’mûn’un Müslüman Kardeşlerde Aktif Görev Alması

Üstad Me’mûn 1972’de babasının ağır hastalığı üzerine Mısır’a geri döndü. 1973’te Cemaatin liderliğini yapan babası Üstad Hasan el-Hudeybî vefat etti. Cemaatin genel mürşidliğine seçilen Üstad Ömer Tilmisani, Üstad Me’mûn’a idari işlerde görev verdi. 22 Mayıs 1986’da Tilmisani’nin vefatından sonra genel mürşid seçilen Üstad M. Hamid Ebu Nasır döneminde ise cemaatin sözcüsü seçildi.

Üstad Ebu Nasır, 1987 yılında Mısır’da yapılacak seçimler için cemaat üyeleriyle geniş katılımlı istişarelerde bulunduktan sonra Mısır’da liberalleri temsil eden Özgürlük ve Amel partisi ile ittifak kurarak parlamento seçimlerine girdi. O tarihlerde siyasi partiler içinde İslâmî çizgiye en yakın olan Amel Partisi idi. Bu parti daha önce sosyalist fikirlerin savunucusuydu. Ancak genel başkan İbrahim Şükri’nin İslâmî fikirleri benimsemesi ile parti de İslâmî çizgiye kaymaya başladı. Bu kayma esnasında partide bazı çalkantılar yaşandı ve kopmalar oldu. Söz konusu kopmalara rağmen partinin İslâmî çizgiye kayması halk nezdindeki meşruiyetini arttırdı. Bu seçimlerde Müslüman Kardeşler 36 sandalye kazanarak mecliste ilk defa ana muhalefet kanadında önemli roller ifa edecekleri resmi gruplarını kurdular. Üstad Me’mûn da Giza ilinin Dikke şehrinden milletvekili seçilerek parlamentodaki Müslüman Kardeşlerin grup başkanlığı görevini üstlendi.

Müslüman Kardeşler 1993 yılında Hüsnü Mübarek’in bir dönem daha seçilmesine açıkça karşı bir duruş sergilediler. Bu karşı duruşun sonucu olarak lider kadrodan 82 kişi askeri mahkemelerde yargılanarak verilen hapis cezalarıyla zindanlara atıldı.

1996’da cemaatin genel mürşidi Üstad Ebu Nasır’ın cezaevinde gördüğü işkenceler ve çektiği cefalar ağır hastalıklara yakalanmasına sebep olmuştu. Son dönemlerde yatağa düştü ve cemaatin işlerinin aksamaması için Naib’i Üstad Mustafa Meşhur’a yetki verdi. Bu sırada Cemaati fiilen Mustafa Meşhur ve Me’mun el-Hudeybî yönetti. Üstad Ebu Nasr’ın uzun süren hastalık dönemi boyunca Cemaat ilk defa bu dönemde resmi ve fiili liderlik mefhumuyla tanıştı. 20 Ocak 1996’da Üstad Ebu Nasır vefat etti. Mezarlıkta henüz defnedilirken Me’mun el-Hudeybî Müslüman Kardeşler tarihine geçecek ‘mezarlık biatını’ herkesin içerisinde Mustafa Meşhur’a yaptı. Üstad Meşhur’u Müslüman Kardeşlerin genel mürşidi ilan etti. Bunun üzerine kardeşler Üstad Mustafa Meşhur’u Şubat 1996 yılında genel mürşidliğe seçti. Üstad Me’mûn da bu dönemde Üstad Meşhur’un yardımcılığı görevini yürüttü.

Üstad Meşhur 14 Kasım 2002’de vefat ettikten sonra Üstad Me’mûn el-Hudeybî, Müslüman Kardeşlerin 6. genel mürşidi seçildi.

Vefatı

Üstad Me’mûn el-Hudeybî gençliğinden itibaren bizatihi kendisi, babası ve bütün ailesi ile birlikte İslâm davası için bulunduğu her makamda ve her görevde fedakârlık etti, sebat etti, cihat etti, hicret etti ve mücadeleye devam etti. Müslüman Kardeşler içerisinde bulunduğu her kademede cemaatten her kardeşi gibi üzerine düşenin en fazlasını yaptı ve davanın sancağını en güzel şekilde taşıdı. Bu dava için babası gibi müsteşarlığını, makamını, ailesini, kendisini feda ederek, hiçe sayarak batıla karşı her koşulda hak mücadelesi verdi.

Üstad Me’mûn El Hudeybî, Üstad Meşhur’dan sonra aldığı emaneti, Müslüman Kardeşlerin genel mürşidliğini 1 yıl kadar bir süre ile vefat edene kadar sürdürdü. Hayatının son nefesine kadar, üzerine düşeni hakkı ile yerine getirdi.

Üstad Me’mûn 9 Ocak 2004’te 83 yaşında iken vefat etti. Allah (cc) rahmet eylesin. Üstadın yaptıklarını kendi rızası için katında kabul etsin. Âmin.

 

Kaynakça

1) Me’mûn el-Hudeybî, Bi-kalemi Üstâd Abdullâh Mustafâ Dusukî

2) el-Hudeybî’ -Bi-kalemi İsâm Aryân

3) el-Mevsû’ati’l-târîhiye’l-İhvân

4) İkhwan Online

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?