Ey anne ve babalar! Çocuğunuz var ve ‘’nasıl eğitebilirim’’ diye mi düşünüyorsunuz? İşte size âcizane bilgiler, umarım faydalı olur.
Bir hadisi şerifte Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır. “Çocuğunuza bırakacağınız ‘en güzel miras’ onu, hem dünya hem de ahiret mutluluğuna eriştirecek güzel ahlaktır.” (Tirmizi)
Ahlak öyle derin bir eğitimdir ki onu başkalarına verebilmek için yüksek diplomalara değil, bizdeki güzel ahlaka ihtiyaç vardır. Şu anlatılacak kıssadan bir hisse çıkarmak bizim için faydalı olacaktır:
Çocuklarının geleceğini düşünen bir anne elinden tuttuğu çocuğuyla bir âlimin yanına gelir.
-Hocam ben çocuğumu eğitmek istiyorum, ne yapmalıyım nerden başlamalıyım?
Alim sorar:
-Çocuğun kaç yaşında?
-Dört yaşında efendim. Bunu duyan alimin cevabı çok çarpıcı ve düşündürücüdür.
-Eğitime dört yıl geç kalmışsın kardeşim.
Anne ve baba adayı tanıştığı andan itibaren çocuğun karakteri şekillenmeye başlar. Bunun içindir ki anne ve baba olmayı düşünen adayların haramdan, şeytani vesveselerden, günahlardan ve kötü davranışlardan kendilerini uzak tutmaları gerekmektedir.
Evet değerli okuyucum; çocuk anne rahmine yerleştikten sonra anne ve babanın, anne karnındaki çocuğun işittiğini ve her şeyi hissettiğini unutmaması ve ona göre davranışına çekidüzen vermesi elzemdir.
• O çocuk ki geleceğin mirasçısı
• O çocuk ki geleceğin anne babası
• O çocuk ki geleceğin eğitimcisi
• O çocuk ki geleceğin yazan kalemi
• O çocuk ki geleceğe ışık tutan el
• O çocuk ki istikbalin hazinesi…
Geleceğin hazinesi olan çocuklarımızı birer mücevhere dönüştürmek bizim elimizde.
Çocuklarımız elimizden kayıp gitmeden onlara en güzel ahlakı yerleştirmeye gayret edelim.
Bu konuda her şeyi anne babaya yüklemek elbette doğru değildir. Bütün sorumluluk ebeveyne yüklenirse, çocuk iradesini kullanamaz ve sorumluluk alamaz. Bu sebepten ötürü çocuk eğitiminde;
1. Anne babanın kararlı tutumu
2. Çocuğun irade özgürlüğü
Bu iki maddeye göre ilerlemek gerekir.
Unutmayalım ki âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor: “Hepiniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz.“(Buhari) Bu çok büyük bir sorumluluktur ve ancak bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirebilmek için işe kendimizden başlamalıyız. Biz kitap okumuyorsak evladımıza kitap okumasını, ders çalışmasını sürekli tekrarlarsak ne fayda! Çocuğun kitap okumasını istiyorsak önce bizim okumamız gerekir. Lakin öyle sıradan bir okuyuş değil…
• Ey anne öyle bir oku ki; sesini çocuğun duysun
• Ey baba öyle bir oku ki; sesin evde yankılansın
• Ey anne öyle bir oku ki; sesinden çocuk etkilensin
• Ey baba öyle bir oku ki; çocuk meraklansın
• Ey anne öyle bir oku ki; çocuğun heyecanlansın
• Ey baba öyle bir oku ki; çocuk seni görsün
• Ey ebeveyn öyle bir okuyun ki okumanın bir hobi değil, bir ihtiyaç olduğunu kavrayın ve çocuğunuza aşılayın. Çocuğun karnını doyurmak, sırtını giydirmek yetmez. İlimle onun beynini doyurmaktır en önemlisi.
Çocuğunuzla birlikte vakit geçirin. Ona bu dakikaların çok değerli olduğunu ve giderse bir daha geri gelmeyeceğini anlatın. Çocuğunuzun kararlarına saygı gösterin ve onunla fikir alışverişinde bulunun. Çocuğunuzla şakalaşın, unutmayın ki eğer onunla güzel vakit geçirirseniz öğütlerinizi dinler ve yapmaya istekli olur.
Çocuğunuzu televizyon, telefon, tablet ve benzeri yabancılarla yalnız bırakmayın. Siz çocuğunuzu eğitmezseniz, televizyon eğitir, tablet eğitir, başkaları eğitir.
Sonra mı?
Sonra “Ben çocuğumu tanıyamıyorum, bambaşka biri oldu“ deyip üzülürsünüz ama artık çok geç olmuştur.
Eğer çocuğunuzla kaliteli vakit geçirmeyecekseniz, onunla eğlenip, şakalaşmayacaksanız, birlikte kitap okuyup, resim yapmayacaksanız, “ben uğraşamam böyle şeylerle“ diyecekseniz, ona Allah’ı, peygamberleri, sahabeleri anlatmayacaksanız, ona İslam’ı anlatmayacaksanız o zaman çocuğa ne hacet.!
Ne güzel diyor üstad;
Bir Gençlik, Bir Gençlik, Bir Gençlik
“Kim var? “diye seslenince, sağına ve soluna bakmadan “ben varım!“ cevabını verici, her ferdi “benim olmadığım yerde kimse yoktur!” fikrini besleyici bir dava ahlakına kaynak Bir Gençlik…
Halka değil Hakka inanan, meclisin duvarında “Hâkimiyet Hakkındır“ düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyetti Hakka kölelikte bulan Bir Gençlik… (Necip Fazıl KISAKÜREK / Gençliğe Hitabe’den)
Toplumun böyle gençlere ihtiyacı var.
Çocuğunuzla kaliteli vakit geçirin ve asla unutmayın!
Bir ebeveynin çocuğuna ayırdığı zamanın süresi değil kalitesi önemlidir.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?