Mübarek bir çağrı ile başlar ruhun Mirac’ı 

Yükselince semalara Bilal’den bir nida.

Ve yıkar tüm tâğutları,

Dünyalıkları bir nida

Allahu Ekber

 

Sonra ruha işleyen bir dokunuşla,

İmanını tazeler bütün kâinat

“Eşhedu enlâ ilâhe illallâh”

Ve sen Allah’tan başkasının hâkimiyetini kabul etmediğini

Bir kere daha hatırlarsın 

Şehadet edersin sonra Hz. Muhammed’in O’nun Resûlü olduğuna.

Sen, Resûlullah gibi hayatını Kur’ân’la yaşarsın 

 

Sonra bir çağrı: “Haydi namaza, haydi felaha” 

Ne diyordu Nebi: “Rahatlat bizi ey Bilal!” 

Rahata kavuşmanın adı idi namaz 

Haydi! Ne kadar işin varsa bırak ve yönel O’na.

Bu yönelişinin son yöneliş olabileceğini unutma!

Bunu bile bile yönel, bir daha dünyalıklara dönemeyeceğini bile bile…

Ve yine en büyük olan O’dur.

İbadet edilmeye layık olan O’dur.

Öyleyse sadece O’nun için kalk namaza.

 

Peygamberini de içinde unutmadığın ezan duası dökülür yüreğinden

Sevap yüklü adımlarla yürürsün serin suyun başına.

Azalarından dökülen her bir su damlası günahlarından arındırır seni.

Hücrelerine kadar tüm maneviyatı ile işler içine suyun serinliği,

Kutlu bir hazırlanışın

Şuurundadır yüreğin 

Ve o heyecan ile çarpmakta

Ve sen abdest alırken de Rabbinle berabersin.

Arınmışlığın huzurunu hissederek şu duayı yapıyorsun

“Allâhummec’alnî minet’tevvâbîne ve mine’l-mutatahhirîn” 

 

Kâinatın kalbine yöneliyorsun sonra, Kâbe’ye…

Ne kadar kötü enerji varsa çıkıyor bedeninden, zihninden.

Zengin fakir; siyah beyaz; köle hükümdar tek safta

Seccadeni serersin sonra 

Ruhun Mirac’ına saniyeler kalır.

 

Dur dur!

Zihnini meşgul eden şeyleri bıraktın mı arkanda?

Aldın mı kalbini yanına?

Bırak ki, yükün hafiflesin!

Al ki, temizleyip dönesin!

Ellerinle dünyayı arkana atıp “Allahu Ekber” dersin 

Kamet bağlayıp huzurda durursun,

Ama günahlarınla, ama sevaplarınla.

 

Kimi uykuda, sen kıyamda

Kimi gaflette, sen duada.

Sevenin sevdiği ile muhabbetidir kıyam

Bitmesini istemediğin bir muhabbet 

 

Artık Miraç’tasın başlıyorsun Fatiha’yı okumaya.

Hamd ederken âlemlerin Rabbine

Üzerindeki nimetler geliyor gözlerinin önüne.

“Yalnız sana ibadet eder, yalnız Sen’den yardım isteriz” diyerek

Tekrarlarsın verdiğin sözü.

Ve O’nun dışındaki her şey küçülür gözünde.

 

Mümin kardeşlerini unutma!

“Bizleri doğru yola ilet ey Rabbimiz!”

Günde kırk defa…

Meşguliyetlerini arkana atmış olmanın hafifliğiyle eğilirsin.

“Rabbim, ben ancak Sen’in önünde eğilirim,

Eğilmeyen yalnız Sen’sin.

İzzet ancak Allah’ın ve müminlerindir.

 

Dokununca alnın secdeye, bir ürperti işliyor hücrelerine,

İmanın lezzetini hissedersin yüreğinde

İşte Rabbine en yakın olduğun an 

Dilediğini dile O’ndan

Ben alçaktayım Rabbim; sen her yerde.

 

O anları birebir ruhunla hissediyorsun 

Resûlullah’a, efendimiz İbrahim’e ve tüm müminlere dua ediyorsun sonra 

Ve selam vakti, nebilere, sıddıklara, şehitlere ve müminlere

Es-selâmu aleyküm ve rahmetullâh

 

Ümmü Usame

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?