İlk insandan son insana kadar, bir mücadeledir sürüp, sürecek olan. Sürekli bir savaş içinde olan insanoğlu (gerek gizli, gerek açık) iki yoldan birini tercih eder ve o yol uğruna bedeller öder. Bu savaş hak ve batıl yolları üzerinde gerçekleşir. Bu savaşta her iki tarafın da büyük bedeller ödemesi kaçınılmazdır. İşte bunlardan bir taraf hep sünnetullah üzeredir. Yani aslında Allah’ın takdir ettiği şekilde ilk andan son ana kadar aynı yolun aynı yolcuları mesabesinde olurlar.
Habil, kardeşi Kabil tarafından ilk şehit olarak öldürüldüğünde sünnetullaha erişti.. Kim diyebilir ki kutlu bir yol güllerle bezelidir? Oysa ki Allah, bazı kimselerden canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın almıştır.
Oğlu Yahya ile birlikte azgın bir kavim tarafından şehit edilen bir peygamber, bir ağaç kovuğunda şehit edilen Zekeriya’da (as) sünnetullahın bir nişanesiydi. O vazgeçmediği davası uğruna canıyla bedel ödemiş ve karşılığında cenneti satın almıştı. Bütün bir ailenin topluca canlarını Allah’a satmaları ne güzel! Ne mutlu o Sümeyye hatuna ki, zayıf bedeninin nefsi tuzağına düşmeyip “Allah bir, Allah bir” nidalarıyla İslam tarihine adını şahadet kanıyla yazmıştır. Toprağa elleri kolları kesilmiş bir halde düşerken bile Rasulullah’ı koruyamadım deyip yüzünü toprağa gizleyen Musab b. Umeyr de sünnetullah üzereydi. Kuran’ın, şehadetine şahitlik ettiği Osman, iç organlarının kıyamette kendisine şahitlik edeceği Hamza, meleklerin yedi kat semada yıkadığı Hanzala ve daha nice sahabe bu uğurda canlarını vermiş, şahadetin bizlere sünnetullah gereği olduğu mesajını en güzel bir şekilde anlatmışlardır.
Ve onlardan sonra gelenler! “Biz ölümün tehlikelerle dolu bir hayattan ebedi nimet ve saadetlerle dolu gerçek bir hayata geçiş köprüsü olduğunu biliyoruz” diyen Hasan el Benna (12 Şubat 1949 mısır)
“Bir Müslüman olarak yeryüzünde Allah’ın huzurunda secde etmeyen tek fert kalmayıncaya kadar İslam’ın hakim kılınması yolunda kendimi görevli hissediyorum.” (Malcom X Malik elŞahbaz 1965 Amerika)
“Yeryüzünde en güzel sistem islamındır. Sakın ha bu sistemi can korkusundan, mal korkusundan çakallara parçalattırmayın!” (Muammer Arslantaş Kayseri 1993 Bosna)
“Eğer idamı hak etmiş olarak hakkın emri ile ipe çekiliyorsam, buna itiraz etmek haksızlıktır. Eğer batılın zulmüne kurban gidiyorsam, batıldan merhamet dileyecek kadar alçalamam.” (Seyyid kutup 29 ağustos 1965 Mısır)
“Beni değersiz dallarda asmanıza karşı pervam yoktur. Muhakkak ki yolum İslam ve Allah içindir.” (Şeyh Said 28 Haziran 1925 Türkiye)
“Hüküm yalnız Allah’ındır. Sizin alçak hükmünüzün hiçbir değeri yoktur. Allah’a aidiz ve O’na dönücüyüz. (Ömer Muhtar 15 Eylül 1931 Libya)
Ve şeyh Ahmet Yasin, Abbas Musavi, Aslan Mashadov, Fethi Şikaki, Erdoğan Tuna ve Metin Yüksel ve daha niceleri. “Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir. Kimi de beklemektedir. Onlar ahitlerini hiç değiştirmediler.” (Ahzab, 23)
Bu bir ahittir. Bu bir sünnetullahtır. Ahde vefa gösterenler Allah katında en güzel makamdadırlar. İşte onlardan sonra gelenler de bu ahit sancağının yeni taşıyıcılarıdır. Ahmetler, Mehmetler, Ayşe ve Fatmalar… Cennet karşılığında satılan canlarla şehadet kıyamete kadar sünnetini sürdürecek.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?