Seninle Bir Ömür Boyu

0
8085

seninle-bir-omur-boyu-onizlemeEğer imkânım olsaydı seninle bir saniye bile olsa bir arada olmazdım. Kaderime yazıldın. Ne yazık ki, seninle bir ömür beraber olacağım. Benimle uyuyacak, benimle acıkıp benimle susayacaksın. Bir an beni yalnız bırakmayacaksın. Bu benim hoşuma giden bir durum değil. Seninle olmayı ben istemedim. Bana sorulsa bunu istemezdim. Madem Rabbim bunu uygun buldu, bana düşen sabırla seninle bir hayatı tüketmek olacak.

Ne zaman yüreğimin Rabbime yönelişiyle bir coşkuya kapılsam, senin suratın asılır, canından bir parça kopar, darağacına çekilmişçesine ıstırap çekersin. Gözlerimle defalarca müşahede ettim ki, benim iyi halim daima senin kötü halin oldu. Senin iyi halin ise ruhen muzdarip olduğum, gaflete düştüğüm anlarım oldu. Seninle hiç barışmadık. En iyi zamanlarda bile sinsi bir düşman gibi pustun ve zayıf anıma odaklanarak beni yıkmanın, üzmenin yollarını aradın.

üzmenin yollarını aradın. İçimdeki kötü ses oldun. Bunun farkına varınca ben, yani iyi ben, senin tuzağından hep sakınabildim. Farkına varmadığım her anım ise seninle dostane zaman geçirdiğim sözde neşeli dakikalar oldu. Aslında ben cehennemimi yaşamaktaydım. Sen, ateşim oldun daim. Narım oldun kısaca… “Senin” diye başladığım her cümlem, benden uzak kabul edebildiğim, net olarak kimliğini ayırt edebildiğim tezkiye olunmuş halim bildiğim tezkiye olunmuş halim… Kendimden saymıyorum seni. Ne kadar kötülük varsa senden. Ne kadar isyan, şirk, tuğyan varsa senden. İlahlığa oynamak, Allaha başkaldırıp kendi saltanatını sürdürmek istemek gibi bir arzun var. Ben seni buna muvaffak kılmamak için dilimi zikre alıştırdım. Bu, benim en etkili silahım oldu. Oruç tuttuğum zamanlarda senin silik, zavallı halini seyrettim. Acınacak haldeydin. Senin o zavallı halinin fotoğrafını çektim. Takatin kalamamış, yüzün buruşmuş, dilin dışarı sarkmıştı. Zor nefes alıyordun. Hayat senin başının üstünde sadece bir gölgeden ibaretti. Zaten benim görevim de seni öldürmek değil, açlık ile terbiye edip senin Allah yönelmeni ve ; “Ey Rabbim! Ben senin kulunum, sen benim Rabbimsim.”Demeni sağlamaktı. Sen bunu defalarca yaptın.

nereye-gidiyorsun-ey-sehri-ramazan-1Senin saltanatını sürdürmene sebep benim. Benim zaaflarım senin için gıda olurken, şeytan ile kol kola girmiş halde beni günaha bulaştırman seni iştahlandırıyordu. İmanımın eskimesini fırsat biliyordun. Uykuma yenik düşmem sana fırsat kapıları açıyor, bana namazı, zikri unutturuyordu. Zevkten çıldırma noktasına geliyordun bu saatlerimde. Ben ise ne yapacağımı şaşırmış halde, maalesef senin isteklerine ulaşmaya çabalıyordum. Bunu nasıl başarıyordun diye sormayacağım. Bunun cevabı gayet açıktı. Zor işlerdi ibadet… Okumak, dua etmek, hayır ve hasenatta bulunmak… Kötülüğe iyilikle karşılık vermek çok ağırdı. Gıybet yapmadan zaman geçmezdi. Çok zevkliydi birilerini çekiştirmek. Sen ağzımın tadı olduğun sürece bu böyleydi. Senin hoşuna giden her şey benim de hoşuma gidiyordu. Bir anlık… Bir zaman sonra farkına varıyor ve Rabbime güçlü bir yalvarışla yalvarıyor, seni duvardan duvara çarpı- yordum. Sen yine de usanmıyordun

Yakamı bırak ey Nefis! Düş yakamdan. Sen uzak ol benden. Bana Rabbimi unutturmak sana ne sağlıyor? Neden bu kadar hırslısın Allaha isyan etmede? Eğer uysallaşırsan Rabbim seni de beni de sevecek. Allahın sevmesi ne güzeldir. Hadi gel ve beraber selamet bulalım. Cennetin nimetleri sana da bana da yeter. Bundan emin olmalısın. Hayır! Sen yine de Şeytanın gölgesinde bir saltanattan hoşlanıyorsun. Huyun kurusun senin. Beni de kendini de mahvediyorsun. Uyan! Teslim ol Allaha.

Nefis benden misin sen? Bendeki bedenden misin? Bana bu kadar yakınsın ama o kadar da uzaksın. Ben kendimi Rabbimin yoluna adadım. Ona iman etmekle şeref buldum. Yolumu aydınlatan Kur’an’ın gölgesinde bir hayat, benim tek arzum… Rabbimin yolunda şehit olmak da öyle… Sen yine de rahat durmayacaksın anlaşılan. Sen beni her aldatmaya çalıştığında, ben Rabbimin zikrine sarılarak ve özellikle de seni aç bırakarak tuzağından kurtulacağım. Senin kuklan ve kölen olmayacağım. Kendini aldatma! Sen zavallısın aslında.

Ben ruhum. Ben Rabbini anan ve ondan beslenen kulum. Senin insanlık için ne denli büyük bir tehlike olduğunu biliyorum. İnsanların bir kısmı seni kendisinden bir parça sanır. Çünkü sen onların her şeyi oluyorsun. Sana neredeyse tapacak hale geliyorlar. Efendileri olduğunda, artık yapılacak çok az şey kalıyor. Gemleri ellerindeyken senin, dünyayı ben yarattım diyecek kadar alçalıyorsun.

Ey Nefis! Gel ve ıslah ol. Tutuğumuz oruçlar, yaptığımız ibadetler, senin kesin bir şekilde yola gelişini sağlasın ve bize benzeyesin istiyorum. Temelli bir benzeyiş… İhaneti unut. Önümüzde engel olma. Yolumuzdan çekil.

Sen yolumuzdan çekilirsen, Ümmet kardeş olacak.

Sen yolumuzdan çekilirsen kin ve nefret olmayacak.

Sen yolumuzda çekilirsen; kıskançlık, gıybet, tecessüs, iftira olmayacak.

Sen yolumuzdan çekilirsen; zina, faiz, yalan, hırsızlık, inkâr olmayacak.

Sen yolumuzdan bizim imanımız oranında çekileceksin aslında. Bunu biliyorum. İnanan insanlar seni karşılarına alıp hesap sorarlarsa, seni şımartıp azgınlaştırmazlarsa sen uysal bir koyun olup boynunu bükeceksin. Senin terbiyeni ancak imanımızın rengi belirler. Ehlileşmeni de…

Nihat ÖNER

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?