Üstad Hasan İsmail El Hudeybi

1
25628

“Bizler Kadı Değiliz, Davetçiyiz”
bizler-kadi-hakim-degiliz-davetciyiz-tekfir-edemeyiz-onizleme

Müslüman Kardeşler’in 2.Genel Mürşidi Üstad Hasan İsmail El Hudeybi

Doğumu, Yetişmesi ve Kişiliği

Üstad Hudeybi 1891’de Mısır’ın başkenti Kahire’nin kuzeyindeki Kalyubiyye ilinin Şebin el-Kanatır köyünde doğdu. İlkokulu Osmanlı eğitim sistemi olan dini ilkokul özelliği taşıyan Küttab’ta okudu ve bu sayede hafızlığını tamamladı. Bir süre Ezher’e devam ettikten sonra İslami ilimlerin yanında modern ilimleri de tahsil etti. 1910’da Hukuk Fakültesini Kazandı ve 1915’te Hukuk fakültesinden mezun oldu. Bir süre avukatlık yaptıktan sonra 1923’te Kana şehrinde hâkimliğe atandı. Pek çok yeri dolaştıktan sonra Kahire’ye yerleşti. Hukuk alanında ilerlettiği kariyerinde Mısır’ın Temyiz Mahkemesi Müsteşarlığına kadar yükseldi.

Üstad Hudeybi’nin özellikleri onu tanıyanlar tarafından şöyle anlatılır; heybetli, güçlü bir şahsiyete sahipti. Alçak sesle konuşur, konuştuğundan daha çok dinlerdi. Ele aldığı her işi hakkıyla yerine getirmeye çalışır, adaletsizliğe müsaade etmezdi. Fikirlerinin derinliğiyle ve isabetli bakışı ile dikkat çekerdi. Kişisel çıkarlara ve gelip geçici kazançlara önem vermezdi. Davet söz konusu olduğunda da nezaketi terk eden bir kişiliğe sahipti.

Üstad Hudeybi aldığı eğitim ve yetiştiği İslami terbiye ile sürekli Müslümanların hallerine katkı sunacak işler yapmaya gayret gösterirdi. Öyle ki Mısır’ın anayasasında yer alan ‘devletin resmi dini İslam’dır.’ İbaresinden yola çıkarak her yasa kararı alınacağı zaman İslam’a göre uygulamaları esas alarak karar çıkartma gayretinde olmaya özen gösteriyordu. Hatta müsteşarlığa atanırken bile kralın önünde selam vererek yemin etme geleneğini sona erdiren kişidir.

bizler-kadi-hakim-degiliz-davetciyiz-tekfir-edemeyiz-4
Müslüman Kardeşler ile Tanışması ve Şehit İmam Hasan El Benna’ya Biat Etmesi

Üstad Hudeybi 1942 yılında akrabalarına misafir olduğu bir zamanda gençlerin Mısır gündemi hakkında bir tartışmasına şahit olur. Kendisi de konuya dâhil olunca doğru dürüst okuma yazma bilmeyen bu gençlerin bilgi, birikim, anlayış ve değerlendirmelerine hayran kalır. Hudeybi gençlere bu seviyeye nasıl ulaştıklarını sorar. Onlar da Müslüman Kardeşler’e üye olduklarını söylerler. Bu olay onun 1943 yılında şehit İmam Hasan el Benna ile görüşmesinde büyük rol oynar. O zamanlar Ez Zekazik il Mahkemesi’nde hakimdir. El Benna’nın konuşma yapacağı bir konferansa davet edilir ve bazı hâkim arkadaşları ile davete icabet eder. El Benna’nın konuşması biter bitmez, El benna ile Hudeybi arasında islami davet için çalışmak üzere biat yapılır. Hudeybi o günü şöyle anlatır: ‘Gözlerimiz ona kilitlenmişti. Vallahi yüzündeki nur adeta bir mıknatıs gibi bütün dikkatimizi ona kilitliyordu. Bir saat kırk dakika konuştu. Konuşmasının her an bitmesinden korkarak, dinlediklerimizden aldığımız hazzın kaybolmasından çekinerek dinledik. Eğer konuşan kişinin niyeti halis Allah rızası için olursa konuş- maları kalpten gelir ve direk kalplere ulaşır. Ondan önce ne zaman bir konuşmacı dinlesem lafını ne zaman bitirecek diye beklerdim. O konuşurken göz pınarlarınız yaşlarla doluyor, şuurlar alevleniyor, kalpler huzur doluyor, akıl çeşit çeşit bilgilere gark oluyordu.’

Üstad Hudeybi’nin Suriye ziyareti
Üstad Hudeybi’nin Suriye ziyareti

O andan itibaren Üstad Hudeybi, Şehit İmam Hasan El Benna’ya bağlandı. Aralarındaki bağ her geçen gün güçlendi. Ama bağlılık bir süre sadece el Benna ve yakın arkadaşları tarafından bilindi. Bu bağlılıktan dolayıdır ki 2 Şubat 1949’da yani şehadetinden 10 gün önce El Benna, Müslüman Kardeşler’e kendisinin yokluğunda Üstad Hudeybi’ye danışmalarını tavsiye etmişti.

12 Şubat 1949’da uluslararası bir komployla İmam el Benna şehid edilir. Müslüman Kardeş- ler’in yasaklanıp kapatılma kararı verilir, üyeleri tutuklanıp hapse atılır, kimileri idam edilir. Bu olaylardan dolayı Müslüman Kardeşler’in 14 aylık fetret dönemi başlar. Bu dönemde Üstad Hudeybi Müslüman Kardeşler ’in gizli liderliğini yürütür. Ortalık biraz yatıştıktan sonra 1951‘de Müslü- man Kardeşler’in açıktan Genel Mürşitliğine aday gösterilir ve seçilir. Müslüman Kardeşler’e 2.Genel Mürşit seçildiğinde Temyiz Mahkemesinden derhal istifa eder.

Üstad Hudeybi’nin Müslüman Kardeşler Liderliği Döneminde Mısır’da Sosyal ve Siyasi Durum

Mısır, Osmanlı’nın güçsüz düştüğü dağılma dönemi olan 1882’de İngilizlerin gelip yerleşti- ği bir eyaletti. Osmanlı’nın yıkılması ile resmen 1922’de İngiliz işgali ağır bir şekilde başlamış ve Osmanlı’dan bağımsız, yönetim biçimini laik, meşruti monarşi olarak ilan etmişti. Mısır Kralı ve Başbakanları tamamen İngilizlerin güdümünde hareket etmekteydi. 1928’de kurulan Müslüman Kardeşler’de bir yandan amel, fikir ve davet çalışması yaparken, bir yandan da İngilizlere karşı Süveyş kanalı mücadelesini veriyor, Krala ve Baş- bakana karşı siyasi ıslah çalışmalarında bulunuyordu. Öte taraftan da işgalci İngiliz ve Yahudilere karşı Filistin’e mücahitler gönderiyor, Suriye’de ve Lübnan’da Fransızlara karşı gelişen hareketleri destekliyor, Sudan’dan Endonezya’ya kadar Müslümanların sorunlarıyla ilgileniyordu. 1951 tarihlerine gelindiğinde ise Mısır’da hükümet nezdinde iç karışıklıklar baş göstermeye başlamıştı. Mısır ordusu içerisinde genç subaylardan oluşan Hür Subaylar hareketi oluşmuş ve bir darbe hazırlığı içerisine girişmişti. Hür Subaylar hareketinin başında Arap ulusalcısı, milliyetçisi ve sosyalist Albay Cemal Abdünnasır vardı. Nasır, Arapçılığının yanı sıra Mısır’da bakanlık nezdinde İslami iyileştirmelerde de bulunacağını ve İngilizleri kovacağını açıklamıştı. Nasır’ın çıkışı onu neredeyse bütün Araplar arasında kabul görmüş bir kahramana dönüştürüyordu. Nasır bu sayede Müslüman Kardeşler ‘in de desteğini almayı hedeflemişti. 23 Haziran 1952’de Mısır’da Albay Cemal Abdünnasır darbeyi yapar ve Krallığa son vererek Cumhuriyet sistemine geçilir. Kendisi de başbakan olur. Müslüman Kardeşler’in de Üyeleri devrimi gerçekleştirenlerin iyi insanlar olduğunu düşünmeye başlar. Ancak keskin görüşüyle bunun böyle olmadığını fark eden Üstad Hudeybi başından beri onların arasında değildi. Üstad Hudeybi, Nasır ile yaptıkları her görüşmede derhal İslami uygulamaları ortaya koyacak icraatlerin yapılmasını bu iş için kendilerinin güvendiği İslam Şeriatine vakıf olan üç Bakanın görevlendirilmesini talep ediyordu. Bu yüzdende Nasır ona büyük bir kin duyuyor ve onu saf dışı etmek için entrikalar çeviriyor, çeşitli fitneler yayıyordu. Fakat Allah onun bu tuzaklarını boşa çıkardı.

İngiliz Askerleri, tanklarla İsmailiye polisine saldırıyor. Yıl, 1952.
İngiliz Askerleri, tanklarla İsmailiye polisine
saldırıyor. Yıl, 1952.

Nasır’ın ilk fitnesi kendi yaptığı darbeden önce çıkan 26 Ocak olaylarını Müslüman Kardeşler’in üzerine atmaya çalışması idi. 25 Ocak 1952’de İsmailiye’de İngilizlerle, Mısır polisi arasında çatışma çıkmış, bunun üzerine İngilizler tanklarla kuşattığı karakolda 50 polisi öldürmüş, 80’ini yaralamış, 120’sini de esir almıştı. 26 Ocak 1952’de Kahire’de ise bu olayı protesto etmek için bir araya gelen Mısırlılar, İngiliz ve Kral Faruk kar- şıtı gösterilerde 9 İngiliz’i öldürmüş, İtalyanların ve Fransızların mekânları da dâhil 460 bina yağmalanmıştı. Nasır’da Kral’a karşı darbe yapmış olmasına ve İngilizlere karşı olmasına rağmen Üstad Hudeybi’yi ortadan kaldırmak için 26 Ocak olaylarını Müslüman Kardeşler’in tertip etmiş olduğu iftirasını yaymıştı. Bu arada nedense Türkiye medyası bu olaylarla fazla ilgilenmişti. 5 Mayıs 1952 yılında Akşam gazetesi yazarı Hıfzı Topuz Üstad Hudeybi ile bir röportaj yapmıştı.

Türkiye medyasında bir Müslüman Kardeşler lideri ile yapılmış belki de ilk röportaj olan söyleşide Gazeteci Hıfzı Topuz haberin spotunda Müslüman Kardeşler’den “En büyük irtica teşekkülü” diye bahsetmişti. Hıfzı Topuz, 26 Ocak olaylarını Müslüman Kardeşler’in tertip edip etmediğine dair sorusu üzerine Üstad Hudeybi, “Bunlar İngiliz palavralarıdır. Bizim 26 Ocak hadiseleri ile hiç bir alakamızın olmamasının en büyük delili şimdiye kadar bu hadiselerle ilgili olarak sadece iki azamızın tevkif edilmiş olmasıdır. Bunların da her ikisi beraat etmiştir.” Demesi üzerine dahi Hıfzı Topuz, “Müslüman Kardeşler 26 Ocak olaylarını o derece mükemmel tanzim etmiştir ki teşkilatın ileri gelenlerinden hiç biri bugün sanık mevkiinde bulunmamaktadır ” diyerek yalan haberler yazmıştı. Bu meselenin Türkiye’de bile bu şekilde yansıtılmaya çalışılması Müslüman Kardeşler’e oynan oyunun ne kadar büyük olduğunu göstermekteydi.

Akşam Gazetesi Yazar Hıfzı Topuz, 1952’de Müslüman Kardeşler lideri Hudeybi ile bir röportaj yapmıştı.
Akşam Gazetesi Yazar Hıfzı Topuz, 1952’de Müslüman
Kardeşler lideri Hudeybi ile bir röportaj yapmıştı.

Nasır’ın entrikaları bunlarla sınırlı kalmadı. 1954’te Mısır genelinde trenle her kentin istasyonunda halk ile buluşma mitingleri tertiplemeye başlamıştı. Manşiyye kentine geldiğinde konuş- ma yaptığı sırada kendi organize ettiği birinin 7 el ateş açmasına rağmen hiçbir isabet almamış, sadece konuşma kürsüsünden eğilip kalkarak kendini yine milletin gözünde bir kahraman gibi göstermeye çalışmıştı. Ve daha oradan ayrılmadan Manşiye’de olan bu suikastı Müslüman Kardeşler’in planladığını ilan etmişti. Manşiyye olayları üzerine Müslüman Kardeşler üyeleri yine tutuklanmaya başlanmıştı. Üstad Hudeybi bu sırada Sudan ve Endoneya’daki kardeşlerle Suriye ve Lübnan ziyaretlerinde bulunuyordu. Üstad Hudeybi Lübnan Ziyaretinde Müslüman Kardeşler’in Suriye murakıbı Üstad Sıbai ile ve Lübnan Mekarimul Ahlakil İslamiyye (Güzel İslami ahlak) Cemiyeti başkanı Şeyh Salaheddin Ebu Ali ile birlikte dünya çapında Müslüman Kardeşler’in toplantısını tertip etmişti. Gelecekte Müslüman Kardeşlerin Lübnan murakıbı olacak Üstad Fethi Yeken o zamanlar toplantıları izleyen gençler arasında bulunuyordu. Bu sırada Suriye’de Müslüman Kardeşler’i yasaklayan ve Üstad Sıbai’yi sürgün eden Albay Edip bir darbeyle devrilecek Üstad Hudeybi’de Üstad Sıbai ile birlikte Lübnan’dan Suriye’ye geçecekti. Tabi ki Mısır’da olan olayları duyar duymaz tutuklanacağının ilanı yapılmasına rağmen acilen Mısır’a dönmüştü.

İngiliz birlikleri, İsmailiye, Mısır, 19 Ocak 1952.
İngiliz birlikleri, İsmailiye, Mısır, 19 Ocak 1952.

Üstad Hudeybi’nin Tutuklanması ve İdama Mahkûm Edilmesi

Üstad Hudeybi ilk olarak 13 Ocak 1953’te zindana atıldı. Dondurucu soğuğun Müslüman Kardeşler gençlerini tir tir titrettiği bu soğukta altmışını aşmış olan Üstad Hudeybi’ye kardeşlerden Abdülhakim Abidin, bir kürk verilmesini talep ettiğinde Üstad şöyle dedi: ‘Ey Abdülhakim, bu zindanın soğuğu geçmişte edindiğim ve üzerimde ağırlık olan hastalıklarıma şifa oldu.’

Üstad Hudeybi, hapisane müdürünün odasının karşısında kültür-fizik egzersizleri yapardı. Bunu garipseyen bir kardeş sebebini sorduğunda; ‘Müsaade et de bizim neşemizi ve maneviyatımızın yüksekliğini görüp, amaçlarına ulaşamadıklarını anlasınlar.’ Diyerek cevap verir.

Bir gün el Harbi Hapisanesi müdürü Şems Bedran Üstad Hudeybi’ye ismini ve işini sorar. Üstad ismim Hasan İsmail Hudeybi. İşime gelince; Müslüman Kardeşler’in genel mürşidiyim diye cevap verir. Müdür öfkeyle: ‘Devlet Müslüman Kardeşler cemaatini dağıtmadı mı?’ diye sorar. Bunun üzerine Üstad’ın cevabı pek manidardır: ‘Devlet Mı- sır’daki Müslüman Kardeşler’i dağıttı. Ben bütün dünyadaki Müslüman Kardeşler’in mürşidiyim.’ Demesi üzerine Şems Bedran’ı afallatır.

bizler-kadi-hakim-degiliz-davetciyiz-tekfir-edemeyiz-51954’teki tutuklanmalarda ise bütün Müslüman Kardeşler üyeleri gibi Üstad Hasan el Hudeybi’de tutuklandı ve idamla yargılandı. Müslüman Kardeşler’in feshi kararlaştırıldı. Birçok üye çeşitli işkencelere maruz kaldı. 9 Aralık 1954’te Üstad Abdulkadir Udeh gibi bazı Müslüman Kardeşler’in önderleri ve üyeleri bir bir idam edildi. Bu yıl içerisinde tutuklanmayan bazı önderler dışarıda infaz edildi. Bu yaşananlar üzerine Cezaevindeki Müslüman Kardeşler üyeleri Nasır ve adamlarını tekfir etmeye başlamışken Üstad Hudeybi her zamanki gibi gösterdiği basiretli tavrı ile cezaevinde maruz kaldıkları bütün işkencelere ve asıl mesleğinin hâkimlik olmasına rağmen üyelerine ‘bizler kadı(hâkim) değiliz, davetçiyiz. Tekfir edemeyiz.’

Mesajını vererek aşırılığa ve sapmalara karşı kaymaları önlemişti. O zorlu durumda bile bu kadar büyük bir İslami hassasiyetle bu başlıkta kitabını kaleme almış ve bütün üyeleri bilinçlendirmişti. Bu kitabı Türkçe’ye İnkılap yayınları tarafından çevrilmiştir.

Üstad Hudeybi’nin Vefatı

Üstad Hudeybi 1961’de Cezaevinde tutukluluğu devam ettiği sırada ağır bronşit hastalığı sebebiyle zorunlu ikamet etmek üzere serbest bırakıldı. Aynı yıl Müslüman Kardeşler’i canlandırmak gayesi ile yeniden tutuklandı. Üç yıl daha cezalandırıldı. Fakat Nasır ondan korktuğu için cezası bitmesine rağmen hapis cezasını uzattı. Ancak 1971 ‘de Nasır’ın ölümüyle 17 yıl cezaevi yattıktan sonra dışarı çıkabildi. 1972 Yılında Hacca giderek diğer ülkelerdeki Müslüman Kardeşlerin liderleri ile görüştü. 8 Kasım Perşembe günü 1973 yılında vefat etti. Vefatının 43. Yılında kendisini hayırla yad ediyor, Allah(cc)’tan rahmetini diliyoruz. Hamd ancak Âlemlerin Rabbine’dir.

Barış Oktay

1 Yorum

  1. Hocam öncelikle Allah sizden razı olsun.Hayatını davasına adayan ve bu yolda örnek olmuş önderlerimizi sayfanızda yer verdiğinizden dolayı.İnşallah ihvan ‘nın tüm önderlerini bize dergimizde yer verirsiniz çok istifade ediyoruz.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?