İslâm’ın yücelmesinin sembolü, Peygamberimizin (sav) gıpta ettiği mertebe ve Allah’ın hakiki vaadi olan cenneti arzu etmenin en kutsal ve garantili yolu Şehadet…

Allah yolunda bir son olarak arzuladığımız hatta lafzını duymayı dahi özlediğimiz bir kavram oldu şehadet şimdilerde. Oysaki çok nazlıydı. Kendini unutturdu, ama onu hayat düstûru edinip ona kavuşmayı arzulayanlar da vardı elbet, sahâbiler gibi;

Aklıma meleklerin gusül aldırdığı Hz. Hanzala geliyor, kanatlanıp cennete uçan Cafer b. Tayyar geliyor ve şehadeti hayatı boyunca at sırtından inmeyecek kadar arzulayan Halid b. Velid geliyor. Ama ölüm onu yatağında karşılamaya karar vermişti bir kere ve karar verdiğini yapıp onu yatağında karşıladı. Allah şehadetlerini kabul etsin.

İşte herkesin başına gelecek olan ölümü, hayattayken rablerini unutamayanlar şehadetle cennet tapusuna dönüştürüyor. Kimi Allah yolunda savaşarak, kimi yazarak, kimi vererek, kimi de Peygamberimizin (sav) müjdesiyle abdestli yatarak. Çünkü hiçbir ibadetin sevabı onunla eşdeğer değil, nazı da bundan dolayıdır belki de.

Tıpkı Esma Biltacî’nin nazlı olduğunu bile bile arzu ettiği, Şeyh Ahmet Yasin’in hayat düsturu edindiği, Hasan el-Bennâ’nın İslâm’ı yayma metodu olarak belirlediği, Seyyid Kutub’un rabbi uğruna canını ortaya koyup özlem duyduğu, Furkan Doğan’ın ise annesi ve kendisi arasında kaldığı şehadetti, günümüzde bu denli unutulan ve basite indirgenen şey.

Şimdi yeniden bir diriliş, bir direniş ve bir haykırış için her zaman olduğu gibi ona ihtiyacımız var, rabbimize söz vererek aldığımız bu davanın şehitlere ve şehitliği arzulayanlara ihtiyacı var. 73 fırkaya ayrılan ümmeti Muhammed’in tekrar birleşmesi için onlara ihtiyacı var. Kudüs’ün ve mazlum Müslümanların onlara ihtiyacı var. Ümmetin bu mertebenin önemini bilmeye ihtiyacı var.

Ey şehitler! Keşke kalkıp cennetin güzelliklerini gösterebilseydiniz, keşke bin canım daha olsaydı da hepsini Allah yolunda verseydim diyebilseydiniz.

Herkesin bize ihtiyacı olduğu ve herkesten sorumlu olduğumuz bu halde şehitliği arzulamanın vakti gelmedi mi? Yeniden diriliş ve direnişimizin vakti gelmedi mi? Cenneti garantileyip Peygamberimizin (sav) gıpta ettiği kişilerden olmamızın ve rabbimizle buluşmanın vakti gelmedi mi?

Hadi dirilişe, hadi direnişe, hadi ümmeti yeniden birleştirmeye… Ve hadi şehit olup rabbimizle buluşmaya…

 

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?