Nasıl anlatabilirsin ki
Bu aciz yürek nasıl anlatır seni
Ya bu defterin eski sayfaları
Nasıl konuk eder seni
Yeter mi ki, okyanusları aşan sevgini anlatmaya ömür
Dayanabilir mi babanı görmeyişine, annene doymayışına
Başını gözünü yaran taşları, yoluna atılan pislikleri
Aç kalışını hatırlamaya gönül
Biliyorum ne ömür yeter ne de gönül dayanır
Ama başlamalı bir yerde seni anlatmaya
Başlamalı ki, karanlık tekrar aydınlansın
Güzelliğin her an dünyayı sarsın
Başlamalı ki, küçük bedenlere büyük bedeller ödetilmesin
Zifiri karanlığa güneşin doğmasıydı senin doğuşun
Dünyanın yüzyıllardır çektiği sancıların son bulmasıydı
Senin doğumun rahmetti, merhametti
Tek olana dönüştü ki, büyük ateşin sönmesi
Putların yüz üstü düşmesiydi buna delil
Attığın adımlar iyilikti
Ve iyiliğin evrene girişiydi
Her adım ayaklarının altında ezilen bir kötülüktü
Ve sözlerin
O hoş sesiyle etrafa huzur veren sözlerin
Süslenmişti ya cümlelerin ilahi bir nurla
Nasıl işlemesin kalbe ta ruhun en derinine
Büyümüştü ya ruhun küçülüyordu zulmün bataklığı
Aldığın nefes karışıyordu ya göğe
Nasıl adalet hâkim olmak yeryüzünde
Etraf buram buram sen kokuyordun ya
Nasıl Asrı Saadet demeyelim o zamana
Sen vardın, yâ Resûl sen vardın
Huzur, mutluluk, adalet
Hayâ, samimiyet, merhamet
Sen vardın ya Resûlullah sen
Ve bir gün
Bir gün korkulan geldi başa
Koca ümmet kaldı yetim ortada öylece
Ölümden önceki ölüm derler ya
İşte o hayat bulmuştu kâinatta
Koca bir hüzün çöktü önce
Sonra karanlık bir zindana düştü ümmet
Bir elbise dikildi ki, adı zillet
Vehm, korku, ümitsizlik, ırkçılık, zulüm
İlle üstüne illet
Sen gittin ya
Ümmet paramparça darmadağın
Ne bir toparlayan ne de umursayan
Hem yok ki, mirasına sahip çıkan
Dünyanın çıkarlarını yüzüne fırlatıp
Hakkı haykıran
Nasıl anlatılır ki, bu zillet ya Resûl
Filistin mi diyeyim Suriye mi?
Arakan’ı mı anlatayım sana Türkistan mı?
Ümmetin gençleri asılıyor mu diyeyim mesela
Çocukları yakılıyor mu?
Atılan çığlıkları mı anlatayım
Acıyı hissetmeyen Müslüman yürekleri mi
O kadar çok var ki, ya Resûl
O kadar çok var ki…
Esma Nur ANĞAY