On bir kardeş, bir Yusuf hikayesidir Ramazan.
On bir evlattan umduğunu bulamayan Yakup’a bir Yusuf bağışlar Yüce Yaratan. Öyle bir Yusuf ki on bir kardeşi tek değil, on bir cihanı kuşanır manevi ikliminde. On bir değil, on binlerin gönüllerine taht kurdu Yusuf. Yakup, gelişiyle hayat buldu, sevince gark oldu. Gidişi de ayrılık acısı ve hüzünle doldurdu yüreğini.
Ey Ramazan! On bir aydır sinelerde sitemler, isyanlar, nisyanlar taşıdık. On bir ay boyunca yokluğunu, özlemini yaşadık. Gözlerimiz harama her daldığında seninle olduğumuz zamanların anısıyla gözyaşı döktü. Ellerimiz her duadan çekilişte bizi alıştırdığın sadakaların hatırasıyla tövbeye açılır oldu. Alınlarımız öfkeden her kabardığında seninle secdelere gittiğimiz gecelerin hasretiyle boyun büker oldu.
Sen gittin ya gecelerin ışığı söner oldu. Taa göklere uzanan ezan sesleri her eve duyulmaz oldu. Karanlıklara gizlenen günahlar bir bir meydana dökülür oldu. Karnı dolan yetimin ayağı kaldı açıkta. Uzun zaman sesi duyulmayan evladının özlemi kaldı, bir annenin kulaklarında. Ama sen gelince öyle mi?…
Sen gelince yüzler güler, camiler dolar, on bir ay seninle rahmete tamamlanır. Ramazan ayınız mübarek olsun nidasıyla şenlenir her yer. İftarda bizi de duanızda unutmayın dilekleri dolaşır kulaklarda. Bu seneki fitremizi kime verelim düşüncesi sarar herkesi. Sen yine gel ki seni bekleyen yetimlerin evleri şenlensin, gönülleri sevinsin. Sen gel ki ey ramazan on bir ay boyunca bizi nefsimize esir eden şeytanların esaretinden kurtuluş olsun. Teravihler, hatimler, sahur ve iftarlar seninle güzel. Yusuf’u bekleyen Yakup gibi bekliyoruz seni. On bir yıldız, bir Güneş ve bir Ay secde etmişti ya ona. On bir ay, bir ramazan ve bir kurban bayramı zuhur etmek üzere, seni bekler. Sen bir cümlenin en güzel kelimesisin. Sen başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azattır, diyen Peygambere Kur’an ile gelensin. İkra kelimeleriyle başlayan insanlığa kurtuluş kitabı Kur’an sende indi. Öyle bir gece barındırırsın ki sinende o geceyi ihya edenin günahlarına kefaret olan tek ay sensin.” Kim ki faziletine inanarak ve mükafatını Allah’tan bekleyerek Kadir Gecesini ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (s.a.s)(buhari) Sen cennetin reyyan kapısının anahtarısın, ki o kapıdan sadece oruç tutanlar girebilecek, sen, iftar zamanlarında edilen duaların kabulünün müjdecisisin. İsraf demlerine gem vuran, zühd ve bereket ayısın. İtikaflar, istiğfarlar, tahammül ve sabırlar seni sabırsızlıkla bekler. Gel ey Şehru Ramazan. Yeryüzü semasına inmek üzere melekler seni bekler. Hamdler, zikirler, şükürler seni özler. Gel artık ey Şehru Ramazan.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?