Herkesin mutlu olmak için çabaladığı bir çağda yaşıyoruz. Hüznün hastalık olarak görüldüğü şu zamanda benliklerimizden uzaklaştık ve etrafa sahte pozlar vermekten çekinmez hâle geldik. Oysaki hüzün, her şeyin geçiciliğini bize öğreten bir duygudur.
İnsan, en çok hüzünlü iken içine yolculuk yapar. En saf, en temiz duygularımız, o anlarda müteşekkil olur. Mutlu değilsek bile mutluymuş gibi davranan bizler, neden illetliymiş gibi kaçıyoruz bu özel misafirden? En güzel şiirler, kasideler ve yazılar hüzünlü iken yazılır oysaki. Hangi duygu insan gönlünün en derinliklerine uzanabilir? Hüzün bizden uzak olduğundan beri içsel yolculuklarımızın adresini kaybettik. Gönlümüzdeki nice kıtalar keşifsiz ve nice gemiler rotasız kaldı. Sahi, bu dünya mutlu olma yeri mi?
Bırakın dünyanızı kuşatsın destansı hüzün. Siz cennet misali göğe bakın. Bırakın bazı mutluluklar yarım ve eksik kalsın. Siz hüznü doya doya yaşamaya bakın. Bırakın tüm baharlar hüzünle beraber göğsünüzde çiçek açsın. Yüreğini yitirmiş şu zamanda nasıl bu kadar mutluluk bekliyoruz? Bırakın o kahkahalarla dolu gülüşlerinizi. Devrim yapan hüzünler nerede?
Damarlarında kederin ve hüznün aktığı bir beden, dünyalık menfaatlere esir düşmez. Hüzün bize dağların sırtında taşıyamadığı yükü, kalbimizde taşıma gücü verir. Kendimizi arayacağız, belki yitirmeden bulamayacağız ama hüznün karanlıkları aydınlatması ile eninde sonunda menzile ulaşacağız. Dertli insan, kaybolmayı göze alır ve kaybolmayı göze alan dünya sırlarına ulaşır. Hüzün, insanın gönlünde tütmelidir. Öyle haykıran hüzünler vardır ki ancak Allah işitir. Herkes kendi murdar karanlığına gömülmüş, herkes gurbette sanki. Şu geçici mutluluklara aldanmayın. Dünya çürük iptir, tutunmayın. Hüzün bir değirmendir, yaşamayı bileni öğütür. Dert içinde pişmeliyiz ki ruhumuz sakinleşsin. Bu çağa gönlü ile bağlanmayanın hüznü çok olur. Ama ne yazık ki mutluluğun yorgunluğu var üstümüzde. Neden bu kadar dünyaya bağlıyız? Dünya gözüyle hüznün görkemini göremez insan.
Gözlerinizi hüznün rengi ile boyayın. Her an mutlu olmak için çabaladığımız dünya, içimize değil üstümüze siniyor, hiç çıkmayan kötü bir koku gibi. Hüzünlenin artık! Bir çiçeğin boyun bükmesine bile hüzünlenin. Çünkü bir gün “Dünya bitti.” diyecek mutluluktan hüznü unuttuğumuz zamanın sahibi!