Mültecilik,
Bu bir akım olmalı, karşılığı vicdanilik..
Ey yerin ve göklerin yaratıcısı!
Ey tüm mültecilerin kurtarıcısı!
Nedir bu savaşlar, neden bu vahşet?
Akın akın göçenlere bakıyorum da, bu nasıl bir dehşet!
Ülkelere kucak dolusu Yusuf’lar düşüyor, kucak açmayanlara ateş,
Ensar olmadı mı muhacirle kardeş?
İsmailler bırakılmış kurak topraklarda tek,
Hacerler zemzemi bırakmış arıyor bir parça ekmek.
Ne zaman sınır kapıları sûkunet bulur, sınırdakiler selamet,
Bir Kudüs kucaklayıcılığı bekliyor bu yetim ümmet.
Her geçen gün göçen insanlar değil insanlık azalmış,
Taşıdığımız yürekler ne denli enaniyetle kabarmış.
Firavunlar zalim duruşuyla zulümde yarışıyor,
Musa’ca yaşayanlar denizlerden değil Allah’tan medet umuyor.
Esaret sadece duvarlar arasında kalmak mıdır?
Asıl esirler vatanlarından uzak kalanlar olmalıdır.
Dalgalar hırçınlaştıkça teknelerdeki umutlar alabora olmuş,
Kıyılara balinalar değil suçu olmayan çocuklar vurmuş.
Evlerinden uzak kalanlar kimin sofrasından yer, kimden bir bardak su ister?
Ebreheleri hangi ebabiller yenik ekin yaprağı eyler?
Vicdan sahibi Necaşi’ler ne zaman Yeni Cafer’ler bekler?..
Ubeyd Abdullah Kaya
Elazığ