Biraz yavaşla, sonra hızlan, yetişmek lazım, acele et
İşte orda Selahaddin atını yavaşlattı, yetişmemiz için yıldızlar yerinden kaydı,
Hızlan hızlan işte orda başucunda Kur’ân’ıyla Osman
Hızlan birazdan Mûsâ diyecek ki, yok mu bu şehre Allah için girecek?
“Biz” demeliyiz ona,
Bizi yalnız bırakmadan onunla şehre girmeliyiz!
Hızlan ayakların şişebilir sıkıntı değil
“Yâ Ebâ Bekr, üzülme Allah bizimle” diyecek, her şey geçecek
Bilâl salâ okusun, ölürsek
Saadete ereceğiz
Kudüs’te gömülürsek
Bir çiçek yetişecek
Hızlan ölüme koşan gençler görülsün yeniden
Yaşamayı güzel kılmak için
Adın Yahya olsun diri kalman için
Adın İbrahim olsun
Bir İsmail de sen bırak ardında,
Diğer izlerin Kenan diyarında kalsın diye
Sen Süleyman’a verilen bereketli topraksın: Yılma öyle!
Hızlan çünkü yoruldum, hızlan çünkü azaldım
Ey İmran’ın kızı Meryem
Sen hurma dalını tuttun, biz de tutacak dal arıyorduk
Fakat burada zeytinler
İçinde umudu barındıran zeytinler
Bırakma bizi Huveylid’in kızı Hatice
Hızlan Usame komutanlığı bırakmadan
Atlarını aldı bak
Hızlan umudum, umutsuz kalmadan hızlan
Son bir ses yankılanmadan,
Kudüs seni bekliyor Selahaddin’i değil
“Onlar geride kaldı” sakın ola, geriye bakma
Bütün gemileri yakarak çıkmadın mı bu yola?
İleride tüm ışıklar,
Zeytinle yanan ışıklar
Hızlan ve yetiş