Tefsir Allah Teâlâ’nın gönderdiği son kitap Kuranın açıklanması faaliyetidir. Şüphesiz ki, bu konuda ilk müfessir Rasulullah’tır. Sahabeler anlamadıkları ayetleri peygamber efendimize soruyor. O da bunları izah ediyor/tefsir ediyordu. “Biz sana Kuran’ı insanlara açıklayasın diye indirdik.” (Nahl, 44)
Peygamber efendimizin vefatından sonra Kuranı açıklama işi sahabeye düştü. Sahabe, Kuranı yeni kuşağa aktarıyordu. Yeni Kuşak Kuran hakkında sorular sordukça Kuran hakkındaki malumatlar da gittikçe çoğalıyordu. Ayetlerin kimler hakkında nazil olduğu, Surelerin nazil olduğu yerler, bazı garip kelimelerin manası, ayetlerde geçen zamir, işaret ve sıfatların kimler hakkında olduğu, Nasih ve mensuh ayetler, müteşabih ayetler ve benzeri ilk tefsir konuları sahabe dönemiyle başlamış ve günümüze kadar da devam etmiştir.
Derli toplu olarak ilk yazılan tefsir hicri 150. Yılda vefat etmiş olan Mukatil b. Süleyman’a ait Tefsiru’l Kebir’dir.
Tefsir, Allahın kitabıyla ilgili en önemli ilim dalı olduğu için bu konuda hassasiyetin de bir o kadar önemli olması gerekir. Zira Müfessir Allahın kelamındaki maksadın şu veya bu olduğu konusunda bir iddiada bulunmaktadır. Bu konudaki hassasiyeti ne kadar çok ise tefsiri de bir o kadar başarılı sayılır.
Tefsir Çeşitleri
Tefsirler genellikle iki grupta değerlendirilir.
1. Rivayet tefsirleri
2. Dirayet tefsirleri
Rivayet Tefsirleri
Bir ayet hakkında söylenmiş olan ya da o ayetin manasıyla ilgili olduğu söylenen hadislerden, sahabe sözlerinden ve tabiin sözlerinden yola çıkarak yapılan tefsir çeşididir. Tefsirde asıl olan bu türdür.
Bu tür tefsirlerde müfessir bir ayeti/sureyi ele alır. Ayetin ya da surenin Mekki ya da Medeni durumunu da biliniyorsa mutlaka belirtir. Önce o ayette geçen kelimelerin manasını tespit etmeye çalışır. Bunun için eğer bu konuda hadis varsa hadislerden yararlanır. Eğer bu konuda hadis yoksa bu sefer de sahabe ve tabiinin görüşünü alır. Kelimelerin manalarını bu şekilde belirledikten sonra cümle halinde olan ayetin manalarını aynı metotla tefsir eder. Eğer birden fazla manalar varsa bunları sırasıyla söyler. Bu ayet hakkında sebebi nüzul ya da nasıh mensuh ile ilgili bir durum varsa bunu da senetleriyle birlikte yazılı olarak rivayet eder. Bazen de müfessir bu manalardan birini tercih eder. Sonra yeni ayete geçer ve aynı metodu işler.
Faydaları:
1. Bir ayetin ya da surenin Mekki ya da Medeni olduğu senediyle bilinir.
2. Ayette geçen kelimelerin vahyin indiği dönemde kullanılan manalarını bilmemize yardımcı olur.
3. Ayet hakkındaki sebebi nüzulü bilmemize yardımcı olur.
4. Ayetin mensuh olup olmadığı bilinir.
5. Ayetin manasıyla alakalı hadisler ve sahabe sözleri görülür.
6. Ayet hakkındaki tabiin rivayetlerine ulaşılır.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:
1. Rivayet tefsirlerinde israiliyat adı verilen bilgilere sıkça rastlanılır.
2. Tabiinden bazı müfessirlerin Kuran, Tevrat ve İncil’de ortak geçen konularda diğer dinlerdeki bilgileri de aktardığı bilinmekte olup, bu tür rivayetler karşısında dikkatli okumalar gerekmektedir.
3. Rivayet de olsa bunların Sahih, Hasen, Zayıf ve Mevzu olabileceği de unutulmamalıdır.
4. Aynı ayette birbirinden zıt rivayetlerin olduğu, birbirinden farklı görüşlerin olduğu da görülmektedir.
5. Rivayet tefsirlerinde geçen her rivayet doğru değildir. İslamın temel dinamikleriyle taban tabana zıt bilgiler de bulunmaktadır.
6. Bir ayette birden fazla mana olduğu için okuyucu kararsız kalmaktadır.
7. Okuyucu ilmi alt yapısı yeterli değilse rivayetler arasında tercih yapamamakta, bu durumda ayeti tam olarak idrak edememektedir.
En Meşhur Eserler:
1. Taberi Tefsiri:
Birçok baskısı olan bu tefsir bir külliyat gibidir. Bu alanda yazılmış ilk eser olarak bilinmektedir. İsrailiyatı verdikten sonra bunun uydurma olup olmadığı konusunda bilgi vermediği için eleştiri almıştır. Buna rağmen kaynak özelliği taşımaktadır. Herkes tarafından okunmaması gerekir. Hadis ve Tefsir ilimlerinden habersiz kişilerin buradan rivayet yapmaları doğru değildir.
2. İbni Kesir Tefsiri:
Taberi tefsirinin özeti gibidir. İsrailiyata ehemmiyet vermediği için rivayet tefsirleri içinde en makbul olanı olarak gösterilir. Az da olsa İsrailiyat burada da yazılı rivayet olarak eserdeki yerini almıştır. Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Ancak bu tercümeye başka tefsirlerden de ilaveler yapılmıştır. Rivayet tefsiri okumak isteyenler için İbni Kesir tavsiye edilir.
Bunlardan başka rivayet tefsirleri olsa da bu ikisi kaynak özelliği taşıdığı için bu kadarla iktifa ediyoruz. Rivayet tefsirleri dönemi kapanmış sayılmaktadır. Artık tam anlamıyla rivayet tefsirleri yazılmamaktadır.
Dirayet Tefsirleri:
İçinde rivayetler olmakla birlikte akli yorumların daha çok görüldüğü tefsir çeşididir. Bilinen tefsir türlerinin tamamına yakını rivayet tefsiridir. Fahrettin Razi, Keşşaf, Nesefi, Elmalı, Fi Zilal, Menar, Âlusi vb. birçok tefsir dirayet tefsiridir.
Dirayet tefsirlerinin de kendi arasında bir takım kısımları vardır.
Bunlardan bazıları:
Ayetlerin sadece gramatik tahlillerini yapan İrap tefsirleri,
Ayetlerin bilimsel tefsirini yapan İlmi/bilimsel tefsirler,
Ayetleri Bâtıni yorumlar ve keşfe dayanarak tefsir eden Bâtıni tefsirler,
Ayetleri ilham ve tasavvufi manalara gelecek şekilde tefsir eden Tasavvufi tefsirler,
Ayetleri tamamen bağlamından ve kaldırabileceği manalardan uzaklaştırarak yapılan İlhadî tefsirler,
Ayetleri kendi itikadî mezhebine göre tefsir eden İtikadî tefsirler,
Ayetleri kendi ameli mezhebine göre yapan Fıkhî tefsirler,
Ayetleri toplumun ıslahı ve davetçi kimliğiyle tefsir eden Toplumsal/İçtimaî tefsirler
Dirayet türü tefsirlerde zaman, mekânın, müfessirin vb. değişmesiyle yorumlar da farklılık gösterir. Örneğin bilimsel tefsirler bilimin sürekli değişmesinden dolayı yaptığı yorumlar da değişiklik gösterir. Yine mezhebi tefsirlerde her mezhebe göre aynı ayet farklı yorumlanır. Bir toplumun ruh haletine göre yapılan bir ayet yorumu başka bir toplumun ruh haletine göre de farklı yorumlanabilir.
Faydaları:
1. Bilinen büyük tefsirlerin çoğunluğu dirayet tefsiridir.
2. Ayetlerin gramatik, ilmi, toplumsal, tasavvufi ve mezhebi yorumlarını dirayet türünde daha hızlı bulmak mümkündür.
3. Bu türü okumak ve anlamak daha faydalıdır. Daha anlaşılır ve daha kalıcı izler bırakır.
Dikkat edilmesi gerekenler:
1. Bu tür tefsirlerde akıl ön planda olduğu için akli yorumlar din değildir. Bu unutulmamalıdır.
2. Akli yorumlar ayetin anlaşılır olması içindir. Kesin bilgi ifade etmez.
3. Aynı ayetten birden fazla hatta birbirine zıt yorumlar da çıkabilir. Bur zıtlık veya farklılık aklın ürünüdür. Şeriatın ürünü değildir.
4. Bu tür tefsirlerde müfessirin kimliği; ilmi kimliği, mezhebi kimliği, itikadî kimliği, yaşadığı dönem ve yer gibi durumlar çok önemlidir. Bunları bilmeden tefsirden istifade azalır.
5. Dirayet türü tefsirlerin bazıları yaşadığı dönemi ve şartları kapsar. Aynı yorum başka dönem ve şartları kapsamayabilir.
6. Fahrettin Razi’nin tefsirinde geçen ve ayetlerden yola çıkarak yapılan bazı bilimsel iddialar günümüzde tamamen geçersiz olmuştur.
7. Şia mezhebine ait tefsirlerin de olduğu unutulmamalıdır. Sünni bir kimsenin bu tür tefsirleri tanıması ve ona göre okuma yapması gerekir.
8. Hanefi, Şafi, Hanbelî ve Maliki mezhebine göre yazılmış tefsirler de bulunmaktadır. Bunları bilerek okuma yapmalıdır.
9. Dirayet türü tefsirlerde geçen müfessir yorumları delil olarak kullanılmaz. Bilgiler ve yorumlar özneldir. Nesnel değildir.
10. Bir bilene sormadan Tefsir eseri alınmamalıdır.
Hangi Tefsir Eserini Okumalıyım?
Öncelikle kendinize şu soruyu sorun.
Ben, Tefsiri niçin okumak istiyorum?
Eğer ayet ve sureler hakkında hadisleri, sahabe ve tabiin görüşlerini öğrenmek istiyorum, diyorsanız Rivayet türü eserlerden İbni Kesir tefsirini okuyabilirsiniz.
Eğer tasavvufi bir yönüm var, diyorsanız Dirayet tefsirlerinden Âlusi tefsirini okuyabilirsiniz.
Eğer Kuran’ın bilimsel yönlerini görmek istiyorum, diyorsanız, Razi, Elmalı ve Tantavi tefsirlerine bakabilirsiniz.
Eğer Ehli Sünnet itikadını ön planda tutan itikadî bir tefsir okumak istiyorum, diyorsanız Maturidi’nin Te’vilatul Kuran adlı tefsirini okuyabilirsiniz.
Eğer Şia itikadını görmek istiyorum, diyorsanız Tabersi tefsirine bakabilirsiniz.
Eğer Dört mezhep Fıkhını öğrenmek istiyorum, diyorsanız Kurtubi tefsirine bakabilirsiniz.
Eğer kendi fıkhî mezhebimi okumak istiyorum, diyorsanız Hanefiler için Cessas, Şafiiler için de İmam Şafinin görüşlerinin toplandığı Ahkamu’l Kuranı okuyabilirsiniz.
Eğer davet içerikli, toplumsal mesajlar veren, ayetlerin yorumunu ferdin ve toplumun durumuna göre tefsir eden bir eser okumak istiyorum, diyorsanız Seyyid Kutub’un Fi Zilalil Kuran adlı eserini okuyabilirsiniz.
Görüldüğü üzere okuyucu kitlesinin ihtiyacı değiştikçe Tefsir de değişmektedir. Ancak birçok kimse kendi ihtiyacını belirlemediği için rastgele tefsir eseri almakta ve çoğu zaman da bu eserden istifade edememektedir.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?