Engel olamıyorum kalbime sızan hüzne
Kalbimin kalemime yüklediği ağır ve yorgun sözcüklere
Ümmeti yazmak bir kış gecesinde
Suskunluğumu düşünmek
Sızlayan vicdanım ve ıslak gözlerimle
Özür dilemek en başından
Küçüğünden, büyüğünden
Suskunluğumun bedelini ödeyenlerden…
Özür dilerim küçüğüm
Kıyıya vuran bedenin için
Özür dilerim Aylan Kürdî
Vahşice çalınan oyunların
Sular altında kalan çocukluğun için…
Özür dilerim küçüğüm
Boynuna geçirdiğim ip için
Özür dilerim Vail el-Suud
Mezarlık kapısına astığım hayallerin için…
Özür dilerim
Soğuk kaldırımın şehadet çiçeği Nafya Muhammed
Özür dilerim
Ümmetin namusunu, şerefini ayaklar altına aldığım
Sustuğum için…
Özür dilerim Filistin
Sen savaşırken sırtımı döndüğüm
Umursar gibi gözüküp
Düşmanlarına buğz etmekten kalbimi menettiğim için…
Özür dilerim Suriye, Mısır, Afrika, Afganistan
Siz ağlarken güldüğüm
Sofradan mutlu kalktığım için
Sizi sessize alıp
Dünyayı bağrıma bastığım için
Akıtılan kanınıza doymayıp
Israrla derin sükûta daldığım için
Siz bin bir umutla uyanmamı beklerken
Ben ölümüne uyuduğum için…
Ümmeti yazmak bir kış gecesinde
Dirilişi düşlemek, umudu aşılamak
Cesaretin öldüğü korkunun hüküm sürdüğü kalplere
Ecdadı hatırlatmak zamanı kırbaçlarcasına
Fatih’in torunları karadan yürütse gemileri yine
Selâhaddîn’in torunları gülmeyi unutsa
Ta ki büyük zaferlere kadar
Abdulhamitler büyütse anneler
Ahmet Yasinlerle süslense ümmet yine
Mavi Marmara’nın yiğitleri kırsa Aksa’nın zincirlerini
Kalksa bu zillet üstümüzden
Huzur koksa İslâm’ın toprakları yine
Ümmeti yazmak bir kış gecesinde
“Zafer yakındır!” nidasıyla
Haykırmak geceye
Gecenin en karasına, en çıkmazına
Ve bir gün
Zafer şiirini yazmak Allah’ın adıyla…