Vahye dayanan ve İslam’ın ikinci kaynağı olan Resulullah’ın (sav) sünnetini İslam düşmanları ile beraber hedef alan, gözden düşürmeye çalışan, bizden görünen bir takım kesimlerin çirkin çabalarına hepimiz şahit oluyoruz.
Sünnet bilgisinden ve sünneti muhafaza etmek için asırlarca harcanan ciddi fedakârlıklardan habersiz bırakılan bazı genç nesillerimizin de, bu asılsız propagandadan etkilendiğini esefle müşahede ediyoruz. Onun için durumun farkında olan Müslümanların konuya önem vermeleri gerekir. Resulullah’ın (sav) döneminden başlayarak asırlar boyu sünneti muhafaza etmek için harcanan çabanın boyutunu ortaya koymak gerekir. Müslümanların sünneti korumak için muvaffak oldukları çalışmalardan bir tanesi de sünnet için yaptıkları seferlerdir. Biz dergimizin bu sayısından hicri ilk üç asırda sünnet için yapılan seferlerden bazılarını izah etmeye çalışacağız inşallah.
Hicri Birinci Asırda Sünnet için Yapılan Seferler
Hicri birinci asırda yaşayan sahabe ve tabiinler (r.a) Resulullah’ın (sav) hadislerine çok önem verirlerdi. Hadisleri aralarında müzakere eder, onunla amel etmek için yardımlaşırlardı. Hadisleri öğrenmek veya öğretmek için uzak ccc sefere çıkarlardı. İlim ve hadis için seferler düzenlemenin büyük sevabı olduğunu Resulullah’tan (sav) öğrenmişlerdi. Bu konuda Resulullah (sav) şöyle demektedir: “Kim ilim elde etmek için bir yolculuğa çıkarsa Allah (cc) ona cennete giden yolu kolaylaştırır.”¹
Sahabelerin (r.a) Seferlerinden Güvenilir Kaynaklarımızdaki Birkaç Örnek
- Abdi Kays heyeti: İbni Abbas (r.a) der ki Abdi Kays heyeti Resulullah’a (sav) geldiğinde dediler ki: “Ya Resulullah (sav) bizler ancak haram aylarında seni görebiliriz. Bize net bir şey söyle ki onu geride bıraktıklarımıza da aktaralım ve onunla (amel etmekle) cennete girelim. Resulullah (sav) onlara gerekeni söyledikten sonra şunu söyledi: “Bu söylediklerimi ezberleyin ve geride bıraktığı- nız halka da ulaştırın.”²
- Cabir bin Abdullah’ın (r.a) bir hadis için Medine’den Şam’a olan seferi: Medineli Ensar’dan olan Cabir bin Abdullah (r.a) diyor ki: “Şam’da ikamet eden bir sahabeden benim duymadığım bir hadisin olduğunu haber aldım. Bunun üzerine bir deve alıp Şam’a doğru yol aldım. Bir ay yolculuktan sonra Şam’a vardım. Sahabeden Abdullah bin Uneys’in kapısına gidip kapıda Cabir’in bekledi- ğini haber verdim. ‘Cabir bin Abdullah mı?’ dedi. Evet dediğimde dışarı çıktı. Kucaklaştıktan sonra ona şunu dedim: ‘Haber aldım ki senin yanında benim duymadığım Resulullah’ın (sav) bir hadisi var. Hadisi duymadan ya benim ya da senin ölmenden korktum. Bunun üzerine dedi ki: Allah’ın insanları çıplak ve sünnet edilmemiş bir şekilde haşir edeceğini Resulullah’tan (sav) duydum.”³
- Ebu Eyyüp el Ensari (r.a) Medine-i Münevvere’den Mısır’a Ukbe bin Amir’den (r.a) beraber işittikleri bir hadisi teyit etmek için yolculuk etmiştir.⁴
- Hatib el-Bağdadi Ubeydullah bin Adıy’in şöyle dediğini nakleder: “Hz. Ali’den bana bir hadis ulaştı. Hz. Ali vefat eder de başkasının yanında bulamayacağımdan korktuğum için yola çıkıp taa Irak’ta yanına vardım.”⁵
- İmam Malik, büyük tabiin Said bin Müseyyeb’den şöyle nakleder: “Ben bir hadis için günlerce ve gecelerce yolculuk ederdim.”⁶ Sonra İbni Hacer şöyle der: “Bu hadisten, sahabe (r.a) döneminde hadisi şeriflere ne kadar önem gösterdikleri anlaşılıyor.”
Hicri İkinci Asırda Hadis İçin Yapılan Bazı Seferler
Hicri ikinci asır da hadis için yapılan seferler, birinci asırdakilerine göre kat kat fazlaydı. Her bir asrın seferleri için bir kitaba ihtiyaç vardır. Ancak biz bazı meşhur örneklerle yetinelim.
- İmam Şafii (r.a) (150-204 h.) Mekke-i Mükerreme’de İmam Malik’in “Muvatta” adlı hadis kitabını ezberlemiştir. Sonra Medine-i Münevvere’ye sonra Yemen, Irak, Mekke, ikinci defa Irak, Mekke üçüncü defa Bağdat sonra Mekke ve hicri 199 yılında Mekke’den Mısır’a hicri 204 de Mısır’da vefat etmiştir.⁷ Sadece 54 yıl yaşayan İmam-ı Şafii hadis ve ilim için bu kadar sefer etmesi Müslümanların hicri ikinci asırda hadis uğruna ne kadar emek harcadıklarını gösterir.
- İmam Muhammed bin Hasan İmam Ebu Hanife’nin talebesi 132’de Irak’ın “Vasıt” şehrinde doğdu. Küfe’de ve Bağdat’ta hadis ve ilim öğrendikten sonra Medine-i Münevvere’ye İmam Malik’ten hadis almak için yolculuk etmiştir. Medine’de üç sene kalarak İmam Malik’ten “Muvatta’yı” ders almıştır. Muhammed bin Hasen’den Muvatta rivayeti meş- hurdur. Hicri 189’da vefat etmiştir.⁸
- İmam Yahya El-Eysi hicri 152’de Endülüs’ün Kurtuba kentinde doğmuştur. İmam Malik’in hadis kitabı olan Muvatta’yı Kurtuba’da okuduktan sonra hadis ve ilim yolculuğuna çıkar. Mısır’da Leys bin Sad, Abdullah bin Vehb, A. Rahman bin Kasım’dan Mekke’de İmam Süfyan bin Uyayna’dan hadis aldıktan sonra Medine’ye gelerek İmam Malik’ten Muvatta’yı ders almıştır. İmam Malik vefat ettikten sonra tekrar Endülüs’e döndü. Hicri 232’de Kurtuba’da vefat etti.⁹
Hicri Üçüncü Asırda Hadis İçin Yapılan Bazı Seferler
Bu asırda hadis talebeleri ve hadis için yapılan seferler daha da artmıştır. Bu asra haklı olarak, hadisin altın asrı denilmiştir. Zira bu asırda Buhari ve Müslim gibi büyük hadis imamları yetiş- miştir. Günümüze kadar İslam ümmetinin Akaid, Fıkıh ve Ahlak için kaynak olmuş: “Kutüb-i Sitte” bu dönemde yazılmıştır. Bu Kutüb-i Sitte’de, (altı kitap) Sahihi Buhari, Sahihi Müslim, Sünen-i Ebu Davut, Sünen-i Tirmizi, Sünen-i Nesai ve Sünen-i İbni Mace’den ibarettir. Biz de ümmetin itimat ettiği bu altı kaynağın ve Müsnedi Ahmed’in yazarları olan imamların hadis için yaptıkları seferlere kısaca değinmekle yetineceğiz.
İmam Ahmed Bin Hanbel: Hicri 164’te doğ- muş olan İmam-ı Ahmed Bağdat’ta hadis almaya başladı. Sonra ilk defa hadis için hicri 187’de Basra’ya yolculuk yapan İmam-ı Ahmed daha sonra Basra’ya 5 defa; Küfe’ye, Medine- Münevvere’ye, Mekke-i Mükerreme’ye, Yemen’e, Şam’a ve Cezire’ye10 hadis için seferler yapmıştır.11
Allah’ın (cc) tevfikiyle sonra bu ciddi çaba neticesinde takriben (30.000) hadisi şerifi ihtiva eden “Müsnet” adlı meşhur hadis külliyesini ümmete bırakmıştır.
İmam Ahmed (r.a) hadis için Yemen seferinin ilginç bir tarafı şudur ki İmam Ahmed İmam Yahya bin Mein ile beraber önce Hac için Mekke-i Mü- kerreme’ye sonra Mekke’den A. Rezzak Es Sanani’den hadis almak için Yemen’in Sana şehrine gitmek üzere Bağdat’tan yola çıktılar. Mekke’ye vardıklarında A. Rezzak’ın da Mekke-i Mükerreme’ye geldiğini duyarlar. Yahya bin Mein: “İyi oldu. Allah (cc) bir aylık gidiş bir aylık da dönüş zorluk ve masrafını kazandırdı.” dedi. İmam Ahmed ise bunu kabul etmeyip hayırlı bir işe niyet etmiş isem niyetimden vazgeçemem. Sonunda Hac’dan sonra Yemen’e gidip A. Rezzak’tan hadis almıştır.12 İmam Ahmed hicri 241’de Bağdat’ta vefat etmiştir.
- İmam Buhari hicri 194 yılında (şimdiki Özbekistan’ın bir kenti olan) Buhara’da doğmuştur. İmam Buhari (r.a) telif ettiği (Sahihi Buhari) İslam ümmeti tarafından iyi inceledikten sonra İslam’da yazılmış en güvenilir kaynak olduğu konusunda ittifak edilmiştir.13 İmam Buhari de o asrın hadis âlimleri gibi hadis uğruna uzun yolculuklar yapmıştır. Bu seferlerle ilgili kendisi şöyle demektedir: “Ben Şam’a, Mısır’a, Cezire’ye, ikişer defa Basra’ya, dört defa, Hicaz’da da altı yıl kaldım. Küfe ve Bağdat’ta Horasanlı hadis âlimleriyle ne kadar gittiğimi sayamam. İmam Buhari hicri 256’da Semerkant’ta vefat etmiştir.14
- İmam Müslim Horasan’ın (şimdiki İran’ın) Ni- şabur kentinde hicri 204 yılında doğmuştur. Onun yazdığı “Sahihi Müslim” İslam’da yazılan ikinci güvenilir kaynaktır. İmam Müslim de hadis için Horasan’dan Basra, Medine-i Münevvere, Mekke-i Mükerreme, Mısır, Şam, Bağdat’a hadis için yolculuk yapmıştır. Hicri 261 yılında Nişabur’da vefat etmiştir.15
- İmam Ebi Davut hicri 202 yılında (şimdiki Afganistan da bulunan) Sıcistan kentinde doğmuştur. Yazmış olduğu “Sünen” adlı hadis külliyatı Kutüb-i Sitte’den olup özellikle Ahkâm hadislerinin bir kaynağıdır. İmam Ebi Davut da hadis için İslam âleminin çeşitli şehirlerine seferler düzenlemiştir. Sıcistan’dan başlayıp Basra, Küfe, Medine-i Münevvere, Mekke-i Mükerreme, Mısır, Kudüs, Şam, Humus, Halep, Harran, Bağdat, Belh gibi ilim merkezlerini gezip hadis âlimlerinden hadisler almıştır. Hicri 275’te Basra’da vefat etmiştir.16
- İmam Tirmizi hicri 209 yılında (şimdiki Özbekistan şehirlerinden olan) Tirmiz’de doğmuştur. Yazmış olduğu “Sünen-i Tirmizi” Kutüb-i Sitte’den olup ümmet nezdinde kabul görmüş bir hadis külliyesidir. İmam Tirmizi, Tirmiz’deki hadis âlimlerinden hadis aldıktan sonra Horasan’ın diğer şehirlerindeki hadis âlimlerinden istifade etmiştir. Sonra da Bağdat, Basra, Medine-i Münevvere, Mekke-i Mükerreme’deki hadis âlimlerinden de istifade ettikten sonra tekrar Tirmiz’e dönmüştür. İmam Tirmizi hicri 279’da Tirmiz’de vefat etmiştir.17
- İmam Nesai hicri 215 yılında (şimdiki Türkistan şehirlerinden olan) Nesa’da doğmuştur. Yazmış olduğu “Sünen-i Nesai” Kutüb-i Sitte’den olup ümmet tarafından kabul görmüş bir hadis külliyesidir. İmam Nesai hadis için önce Rey şehrine sonra Bağ- dat, Basra, Medine-i Münevvere, Mekke-i Mükerreme, Mısır, Kudüs tekrar Mekke-i Mükerreme’ye hadis için seferler düzenlemiştir. Hicri 303’te Mekke-i Mükerreme’de vefat etmiştir.18
- İmam İbni Mace 209 yılında (şimdiki İran’ın bir şehri olan) Kazvin’ de doğmuştur. Yazmış olduğu “Sünen-i İbni Mace” adlı kitabı Kutübi Sitte’nin sonuncusudur. İmam İbni Mace de o asrın muhaddisleri gibi o gün meşhur hadis merkezlerini ziyaret edip, Bağdat, Şam, Kudüs, Mısır, Tebük, Medine-i Münevvere, Mekke-i Mükerreme, Basra şehirlerine seferler düzenleyerek, oralardaki âlimlerden hadis ilmi aldıktan sonra tekrar Kazvin’e dönmüştür. İmam İbni Mace hicri 273 yılında vefat etmiştir.
- Son olarak Şeyh Yusuf el Karadavi’nin de dedi- ği gibi tarihte İslam ümmeti gibi, ilim elde etmek için yolculuk yapmış, hiçbir ümmet bilinmemektedir. Özellikle hadis âlimleri bu hususta takdire şayan yolculuklar yapmışlardır.19
Allah (cc) İslam ümmetini, sünneti gereği gibi korumaya ve onunla amel etmeye muvaffak kılsın. Âmin.
Salih TURGUT
KAYNAKLAR
1. Müslim, 6853. Müsnedi Ahmed, 7427.
2. Buhari, 53.
3. Buhari: “Edebü’l müfred” adlı kitabında hasen bir senetle rivayet etmiştir. Hadis no: 970.
4. Camiü’l Beyan İbni Abdilber vefat: 463 h. “İndirilmiş vahyin bir kısmıdır.” M. Ali Sabuni, Mektebe Asriyye Sayda/Beyrut 1425 h.
5. “Sünnet indirilen vahyin bir kısmıdır.” s. 143 Fethü’l Bari’den nakledilmiştir.
6. Fethü’l Bari Buhari’nin 78 no’lu hadisinin şerhi cilt:1 s. 293.
7. El-Umm Mukaddime s. 6-11 Darü’l Vefa Mısır 1432 h.
8. Muvatta Mukaddimesi s. 26 Müessesetü’r Risale Şam 1434 h.
9. Age s. 22-23.
10. Cezire bölgesi günümüzde batılılardan (Yunanlardan) alınan Mezopotamya ismiyle anılan Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki bölgedir.
11. İmam’ı Ahmed’in Fedailu’s sahabenin mukaddimesi s. 26, Darü’l İbnul Cevzi.
12. Fedailu’s Sahabe s. 26, İbni Cevzi Menabibi Ahmed.
13. İmam Nevevi, Kırk Hadis.
14. Buhari Mukaddimesi s. 5, Müessesetü’r Risale Şam 1435.
15. Sahih-i Müslim Mukaddimesi, s. 11.
16. Sünen-i Ebi Davud, s. 41 Müessesetü’r Risale.
17. Sünen-i Tirmizi Mukaddimesi, s. 56.
18. Sünen-i Nesai mukaddimesi s. 13 Mektebe el Matbuatü’l İslamiyye, 1409 h. Halep.
19. Sünneti Anlamada Yöntem, Nida Yayıncılık, s. 135