Dünya Korona Virüsüyle Savaşta

Bu sıralarda bütün dünyanın gündemini Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve oradan bütün dünyaya yayılan korona virüsü meşgul ediyor. O yüzden dünyadaki diğer gelişmeler bu olayın gölgesinde kalmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü hadiseyi küresel bir salgın olarak nitelendirdi. Herkes bu virüsten nasıl korunabileceğine dair nasihatlerde bulunuyor. Bazıları virüsün kaynağıyla ve dünyaya yayılmasıyla ilgili muhtelif komplo teorileri geliştirdiler. Bazılarına göre hadise bir biyolojik saldırı. Şimdilik bu konularda kesin bir şey söyleme imkânımız yok. Ancak salgının gerçekten bütün insanlığı ciddi bir şekilde sarstığı ortada. Krizin daha ne kadar devam edeceği konusunda da kimse net bir tahminde bulunamıyor. Yüce Allah’ın bütün insanlığı bu büyük musibetten kurtarmasını ve düzlüğe çıkarmasını diliyoruz.

İdlib’de Bahar Kalkanı Harekâtı ve Moskova’daki Zirve

İdlib’de Soçi Mutabakatı’na uymayarak sivil hedeflere yönelik saldırılar gerçekleştiren rejim güçlerinin geçtiğimiz şubat ayı içinde gözlemci Türk askerlerine yönelik saldırılarda bulunmaları ve 27 Şubat tarihinde de 34 askerin hayatını kaybetmesine neden olan korkunç bir saldırı düzenlemeleri üzerine Türkiye, Bahar Kalkanı adını verdiği bir operasyon gerçekleştirdi. Türkiye’nin operasyonu karşısında rejim güçlerinin sıkışması üzerine onun arkasında duran Rusya yönetimi devreye girerek ateşkes sağlanması için çaba sarf etti. Sonunda Rusya Cumhurbaşkanı Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında Moskova’da bir zirve gerçekleştirildi ve bir anlaşma imzalandı. Anlaşma hakkında muhtelif yorumlar yapıldı ve Türkiye’nin kontrol noktalarıyla ilgili önemli tavizler verdiği iddialarında bulunuldu. Ancak bu anlaşma her şeyden önce rejim güçlerinin ve onun arkasında duran işgal güçlerinin sivil hedeflere yönelik saldırılarının durdurulması ve bölgede güvenli bir alan oluşturulması açısından oldukça önemli başarılar elde etmiştir. Anlaşma, aynı zamanda rejim güçlerinin saldırgan tutumu karşısında bölge halkının yalnız bırakılmayacağı mesajı vermiş ve saldırgan tarafın bu gerçeği görmesini sağlamıştır.

ABD-Taliban Anlaşması

11 Eylül 2001’de gerçekleştirilen saldırıları bahane ederek Afganistan’ı işgal eden ABD, 18 yıldan fazla süredir bu ülkede işgal güçlerini bulunduruyor. Ancak devam eden savaş karşısında bayağı yıpranan ve zorlanan ABD, sonunda Taliban örgütüyle anlaşma yapmayı ve Afganistan’daki işgal güçlerini çekmeyi kabul etti. Bunun için 29 Şubat 2020 tarihinde Katar’ın başkenti Doha’da bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmanın detayları hakkında Ribat dergisinin Nisan 2020 sayısı için yazdığımız dosyada bilgi verdik. Bu yazımızı derginin yayınlanmasından sonra kişisel web sayfamız www.vahdet.info.tr adresinden de okumanız mümkündür.

İsrail Parlamentosu Bir Hükümet Çıkarabilecek mi?

İsrail işgal rejimi 2 Mart 2020 tarihinde yeni bir erken genel seçim gerçekleştirdi. Bu bir yıl içinde gerçekleştirilen üçüncü erken genel seçimdi. Önceki seçimlerden sonra bir hükümet çıkarılamaması sebebiyle bu şekilde seçimler tekrar edilmişti. Son seçimlerde Netanyahu’nun oylarını ve parlamentodaki milletvekili sayısını artırdığı görüldü. Ancak aldığı milletvekili sayısı tek başına hükümet kurması için yeterli olmadığı gibi kendisiyle beraber koalisyona girebilecek sağ blok partilerinin aldığı toplam milletvekili sayısı da buna yeterli olmuyordu. Kilit parti olarak görülen İsrail Evimiz Partisi’nin lideri Avigdor Liberman’ın Netanyahu’yla değil Mavi Beyaz İttifakı’nın lideri Benny Gantz’la ittifaka girmeyi tercih edebileceğini ortaya koyması üzerine işgal rejiminin Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, hükümeti kurma görevini Gantz’a verdi. Parlamentoda 32 sandalye elde eden Mavi Beyaz İttifakı’nın lideri Gantz, 7 sandalyeye sahip sol partiler grubunun, Arap milletvekillerinin oluşturduğu ve parlamentoda 15 sandalye elde eden Ortak Liste’nin ve 7 sandalye elde etmiş olan Liberman’ın desteğiyle bir hükümet kurabileceğini söyledi. Ortak Liste, hükümete girmeyerek şartlarının kabul edilmesi durumunda dışarıdan destek verebileceğini söyledi. İkinci bir ihtimal ise Gantz ile Netanyahu’nun aralarında ittifak yaparak bir ulusal ittifak hükümeti kurmaları. Gantz’ın nasıl bir formül ortaya çıkarabileceği bu ay içinde belli olacak.

İşgalci Siyonist’i Korona Virüsü de İnsafa Getiremedi

Bütün dünyanın korona virüsüyle savaş halinde olduğu bu günlerde doğal olarak Gazze halkında da bu yüzden bir endişe var. Fakat ne yazık ki Siyonist işgal rejiminin bölgeye yönelik insanlık dışı ablukasının devam etmesi sebebiyle bölgedeki yetkililer korona virüsüyle savaşta ihtiyaç duydukları tıbbi malzemeleri temin edememenin sıkıntısı içindeler. Bunun için uluslararası kamuoyuna Gazze üzerindeki ablukanın kaldırılması, en azından tıbbi malzemelerin sokulmasına imkân verilmesi için Siyonist işgal rejimine baskı yapılması çağrısında bulundular. Ancak daha önce rahat dönemlerinde Gazze’nin çağrılarına kulak vermeyen güçler, bu sıralarda korona virüsüyle başları dertteyken yapılan çağrıları hiç duymadılar bile.

İran Seçimleri

İran’da 21 Şubat Cuma günü 11. dönem milletvekili seçimleri ve Uzmanlar Meclisi ara seçimleri yapıldı. Seçimleri muhafazakâr kesim önemli bir farkla kazandı. Ancak bunda reformist kesimin büyük bir kısmının seçimleri boykot etmesinin önemli rolü oldu. Ülke dışında yaşayan ve reformist kesim üzerinde etkili olan bazı şahıslar sosyal medya üzerinden yaptıkları çağrılarda, verilen oyların siyasi mekanizmaya yansımadığını, seçimlerin dürüst olmadığını dile getirerek sandık başına gidilmemesini istediler. Bu yüzden seçimlere katılım oranı çok düşük oldu. İran yönetimi oy verme oranının düşük olmasında ülkede yayılmaya başlayan korona virüsünden kaynaklanan korkunun etkili olduğunu ileri sürdü. Bu arada dış güçleri de halkın oy vermemesini sağlamak için korona virüsü olayını istismar etmekle suçladı.

Irak’ta Yine Karşılıklı Saldırılar

ABD’nin 3 Ocak 2020 tarihinde İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun Kudüs Tugayları Komutanı Kasım Süleymani’nin ve beraberindeki bazı Şii komutanların öldürülmesine neden olan saldırı düzenlemesi, ABD ile İran arasında ciddi bir gerginliğe neden olmuştu. Bu olayların iki ülke arasında savaşa neden olabileceği yönünde tahminler yürütenler de oldu. Ancak savaş hiçbir tarafın işine gelmiyordu. O yüzden İran olayı ABD üslerine göstermelik füze saldırıları düzenleyerek, ABD de bu saldırıların ciddi anlamda bir kayba neden olmadığını söyleyip karşılık vermeyerek ve askeri bir saldırı yerine ekonomik baskıyı tercih edeceğini söyleyerek tansiyonu düşürdü. Ancak Irak’ta, İran güdümlü milis güçlerinin ABD hedeflerine yönelik saldırılar düzenlemesi ihtimali devam ediyordu. 11 Mart 2020 Çarşamba günü de Irak’taki silahlı milisler Amerikan askerlerinin ve diğer yabancı güçlerin bulunduğu bir askeri üsse füze saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırıda iki ABD ve bir İngiliz askeri hayatını kaybetti. ABD de saldırının Haşdi Şabi’ye bağlı militanlar tarafından gerçekleştirildiğini söyleyerek ona bağlı milis güçlerine yönelik saldırılar düzenledi. Bu saldırılarda Haşdi Şabi’nin milislerinden birçok kişinin hayatını kaybettiğini iddia etti. Ancak Haşdi Şabi, saldırılarda söylendiği kadar kayıp olmadığını ileri sürdü.

Irak’ta Yeni Hükümet Kurulması İçin Görevlendirme

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, yeni hükümeti kurma görevini eski Necef Valisi Adnan Ez-Zurfi’ye verdi. Hükümeti kurma görevi daha önce eski İletişim Bakanı Muhammed Tevfik Allavi’ye verilmiş, ancak Meclis’te güvenoyu toplantılarının gerçekleşmemesi sebebiyle o, görevi iade etmişti. Şimdi Ez-Zurfi’nin hükümeti kurma konusunda başarılı olup olamayacağı merak ediliyor. Bazıları onun da Allavi’nin durumuna düşebileceğini söylüyorlar.

Hindistan’da Vatandaşlık Yasasından Dolayı Gösteriler ve Çatışmalar

Hindistan’da Müslümanlara karşı ırkçı ve ayrımcı tavır ortaya koyan yeni vatandaşlık yasasına karşı gösteriler geçtiğimiz şubat ve mart ayında da devam etti. Hindistan hükümeti bu gösterileri bastırmak için Hindu militanları devreye sokarak onların saldırılar düzenlemesini sağladı. Hindu militanlar, Müslümanlara yönelik vahşi saldırılar gerçekleştirerek insanlık dışı muamelelerde bulundular. Ancak korona virüsü olayı Hindistan’da da vatandaşlık yasasından kaynaklanan tartışmaların biraz gölgede kalmasına neden oldu.

Tunus’ta Yeni Hükümet

Tunus’ta Habib El-Cemli’nin kurduğu hükümetin parlamentodan güvenoyu alamaması üzerine Cumhurbaşkanı Kays Said, yeni hükümeti kurma görevini İlyas El-Fahfah’a verdi. El-Fahfah geniş tabanlı bir hükümet kurabilmek ve güvenoyu alma konusunda sıkıntı yaşamamak için epey bağlantılar kurdu ve görüşmeler yaptı. Başta Nahda Partisi olmak üzere birçok siyasi partinin ortaklığıyla kurduğu koalisyon hükümeti de Meclis’te 129 üyenin desteğiyle güvenoyu almayı başardı.

Suud Veliaht Prensinden Yeni Tutuklamalar ve Filistinli Tutukluların Yargılanması

Suudi Arabistan’da dizginleri elinde bulunduran veliaht prens Muhammed bin Selman’ın, kraliyet ailesinden ve devlet yönetiminin ileri gelenlerinden bazı kişileri gözaltına aldığı haberlerde dile getirildi. Bin Selman’ın bu kişileri gözaltına almasında kendisine karşı iktidar mücadelesi içine girmelerinden korkmasının rol oynadığı tahmin ediliyor.

Suud yönetimi bir yıldan fazla süredir sorgusuz sualsiz hapiste tuttuğu onlarca Filistinliyi de 8 Mart 2020 tarihinden itibaren hâkim önüne çıkararak yargılamaya başladı. Suud mahkemesi aralarında bazı Ürdünlülerin de bulunduğu bu kişileri Filistin direnişine destek vermelerinden, Filistin’deki mazlumlara insani yardımda bulunmalarından dolayı “teröre destek vermek”le suçluyor.

Suud yönetiminin Siyonist işgal yönetimiyle yakınlaşması ve ülkesindeki Filistinlileri yargılaması konusunu Vuslat dergisinin Nisan 2020 sayısı için yazdığımız dosyada ayrıntılı olarak ele aldık. Bu yazımızı da derginin yayınlanmasından sonra kişisel web sitemizden okumanız mümkündür.

Suudi Arabistan ile Rusya Arasında Petrol Savaşı

Dünyanın korona virüsüyle savaştığı bir dönemde Suudi Arabistan ile Rusya arasında da petrol piyasalarını kapma amacına yönelik bir fiyat savaşı vuku buldu. Bu savaş petrol fiyatlarının bayağı düşmesine neden oldu. Ham petrolün varil fiyatı 30 doların altına düşerek 1996’dan bu yana en düşük rakama inmiş oldu.

Yazar
1962 Artvin Yusufeli doğumludur. İlk, orta ve lise öğrenimini kendi memleketinde tamamladıktan sonra Ankara Ünv. İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. İstanbul Marmara Ünv. İlahiyat Fakültesi’nde Hadis dalında yüksek lisans yapan Ahmet Varol, 1984’ten bu yana basın alanında çalışmaktadır. Bu alanda çalışmaya ilk olarak İslam mecmuasının Dış Haberler sorumlusu olarak görev yapmakla başladı. Daha sonra Altınoluk dergisine geçerek bu derginin “İslam Dünyası” bölümünü hazırladı. Bu dergide çalıştığı sırada Erkam Yayınları’nın da editörlüğünü yaptı. Aynı dönemde haftalık olarak yayınlanan Vahdet gazetesinin de Dış Haberler bölümünü hazırlıyor ve bu gazeteye İslam dünyasıyla ilgili yazılar yazıyordu. Ekim 1996 – Ekim 2000 arasında dört yıl süreyle, aylık olarak 48 sayı yayınlanan Vahdet dergisinin Yazı İşleri müdürlüğünü yaptı. Şimdiye kadar birçok periyodik yayın organında İslam dünyası ve genelde dış politikayla ilgili yazıları neşredilen Ahmet Varol’un, Yeni Akit gazetesinde dış politikayla ilgili haftada üç gün yazısı yayınlanmaktadır. Aylık Ribat, Vuslat ve Davet Mektebi dergilerinde de düzenli şekilde yazıları yayınlanıyor. Bunların dışında değişik İslami yayın organlarında farklı zamanlarda İslam dünyasındaki gelişmelerle ilgili yazıları ve Özel FM adlı radyoda da “Dünya Döndükçe” başlıklı periyodik programı yayınlanıyor.
Yazara Yaz
×
blank
1962 Artvin Yusufeli doğumludur. İlk, orta ve lise öğrenimini kendi memleketinde tamamladıktan sonra Ankara Ünv. İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. İstanbul Marmara Ünv. İlahiyat Fakültesi’nde Hadis dalında yüksek lisans yapan Ahmet Varol, 1984’ten bu yana basın alanında çalışmaktadır. Bu alanda çalışmaya ilk olarak İslam mecmuasının Dış Haberler sorumlusu olarak görev yapmakla başladı. Daha sonra Altınoluk dergisine geçerek bu derginin “İslam Dünyası” bölümünü hazırladı. Bu dergide çalıştığı sırada Erkam Yayınları’nın da editörlüğünü yaptı. Aynı dönemde haftalık olarak yayınlanan Vahdet gazetesinin de Dış Haberler bölümünü hazırlıyor ve bu gazeteye İslam dünyasıyla ilgili yazılar yazıyordu. Ekim 1996 – Ekim 2000 arasında dört yıl süreyle, aylık olarak 48 sayı yayınlanan Vahdet dergisinin Yazı İşleri müdürlüğünü yaptı. Şimdiye kadar birçok periyodik yayın organında İslam dünyası ve genelde dış politikayla ilgili yazıları neşredilen Ahmet Varol’un, Yeni Akit gazetesinde dış politikayla ilgili haftada üç gün yazısı yayınlanmaktadır. Aylık Ribat, Vuslat ve Davet Mektebi dergilerinde de düzenli şekilde yazıları yayınlanıyor. Bunların dışında değişik İslami yayın organlarında farklı zamanlarda İslam dünyasındaki gelişmelerle ilgili yazıları ve Özel FM adlı radyoda da “Dünya Döndükçe” başlıklı periyodik programı yayınlanıyor.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?