Bu yazımızda fakihlerin Kur’ân’da bulunmadığı halde namazın doğru bir şekilde kılınabilmesi için gerekli oluşunda, kavramsal tabirle farz veya vacip oluşunda ittifak ettikleri bazı hususlara dikkat çekeceğiz. Bu da bizi doğal olarak Kur’ân’da bulunmayan bu hükümlere fakihlerin hangi kaynaktan ulaştıkları sorusunun cevabını aramaya sevk edecektir. Aynı zamanda fakihlerin de ittifakıyla Kur’ân’ın anlaşılmasında ilgili kaynağın gerekliliğini ortaya koymuş olacaktır.
- Fakihlerin Namaz Hakkında İttifak Ettikleri Hususlar
Bu başlık altında her bir fıkıh mezhebine göre namazın nasıl kılınacağı ile ilgili hükümleri tek tek zikretme yerine sadece dört meşhur fıkıh mezhebinin namazın kılınış şekli ile ilgili ittifak ettikleri hususları arz edeceğiz. Namaz hakkında âlimlerin farz/vacip oluşunda ittifak ettikleri hususları maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz:
1.1. Namazın Hükmü, Bir Günlük Farz Namaz ve Rekât Sayısı
Namazın hükmü, bir günlük farz namaz sayısı ve namazın rekât sayısı hakkında fakihler
- Namazın farz oluşunun Kitap, Sünnet ve icma ile sabit olduğu,
- Bir gün ve gecede kılınan farz namaz sayısının beş olduğu,
- Farz namazların toplam on yedi rekât olduğu, bunlardan sabah namazının iki, öğle, ikindi ve yatsı namazlarının dört ve akşam namazının üç rekât olduğu,
- Yüce Allah’ın bu kadarını akıllı, baliğ olan her Müslüman erkeğe ve akıllı, baliğ, hayız ve nifas halinden temiz olan her Müslüman kadına farz kıldığı,1
- Namazın niyabet kabul etmeyen/başkasının yerine yapılamayan farzlardan olduğu2 hususlarında ittifak etmişlerdir.
1.2. Namaz Vakitleri
Namaz vakitleri ile ilgili fakihlerin ittifak ettikleri hususlar şunlardır:
- Beş farz namaz için belirlenmiş beş vaktin vardır.
- Vakit girmeden namaz kılınamaz.
- Öğlenin ilk vakti güneşin zevali, son vakti de ikindi namazının ilk vaktidir.
- İkindinin ilk vakti öğle vaktinin çıktığı zaman, son vakti de güneşin battığı zamandır.
- Akşamın ilk vakti güneşin battığı zamandır.
- Yatsının ilk vakti şafağın kaybolduğu zaman, son vakti de fecr-i sadığın doğduğu zamandır.
- Sabahın ilk vakti fecr-i sâdığın doğduğu zaman, son vaktinin de güneşin doğduğu zamandır.3
1.3. Namazın Sıhhat Şartları
Namazın sıhhat şartları ile ilgili fakihlerin ittifak ettikleri hususlar:
- Hadesten taharet,
- Necasetten taharet (Bedenin, elbisenin ve namaz kılınan yerin temiz olması),
- Gücü yeten için kıbleye yönelmek,
- Vaktin girdiğini bilmek,
- Setr-i avret. 4
1.4. Namazın Rükünleri
Namazın rükünleri ile ilgili fakihler şu hususlarda ittifak etmişlerdir:
- Niyet,
- İftitah tekbiri,
- Gücü yeten için kıyam,
- Kıraat (Sabah namazında ve diğer namazların ilk iki rekâtında),
- Rükû,
- Her rekâtta iki secde,
- Teşehhüd miktarı son oturuş,
- Namazdaki farzlarda tertibe riayet etmek.5
İtidal Şafiî, Ahmed ve Mâlik’in meşhur görüşüne göre farz, Ebû Hanîfe’ye göre ise vaciptir.6 İki secde arasında oturmak Şafiî, Mâlik ve Ahmed’e göre vacip, Ebû Hanîfe’ye göre sünnettir.7
Son oturuşta Resûlullah’tan (sav) gelen üç teşehhüt duasından herhangi birinin okunmasının yeterli oluşunda ittifak edilmiş;8 ancak hükmünde ihtilaf edilmiştir: Şafiî’ye ve Ahmed’in meşhur görüşüne göre rükün, Ebû Hanîfe’ye göre vacip, Mâlik’e göre ise sünnettir.9 Selam vermenin meşruiyetinde ittifak, hükmünde ise ihtilaf edilmiştir.10 Şafiî, Mâlik ve Ahmed’e göre rükün, Ebû Hanîfe’ye göre ise rükün değildir.11
1.5. Namazı Bozan Şeyler
Fakihler şunların namazı bozduğu hususunda ittifak etmişlerdir:
- Mazeretsiz ve kasıtlı olarak namazın rükün veya şartlarından birini terk etmek,
- Namazla alakalı olmayan bir şeyi bilinçli olarak konuşmak,
- Namazda bilinçli olarak bir şeyler yemek veya içmek,
- Namazın cinsinden olmayan fazla harekette bulunmak,
- Kahkahayla gülmek.12
- Namazla İlgili Olup Kur’ân’da Zikredilmeyen Hususlar
Namazla ilgili olduğu konusunda fakihlerin ittifak ettikleri, ancak Kur’ân’da açıkça veya hiçbir şekilde zikredilmediği anlaşılan bazı hususlar şunlardır:
- Beş vakit namazın başlangıç ve bitiş saatleri,
- Farz namazların rekât sayısı,
- Necasetten taharet,
- Niyet,
- İftitah tekbiri,
- Kıyam,
- Kıraat,
- Her rekâtta iki secde,
- Teşehhüt miktarı son oturuş,
- Namazın farzlarında tertibe riayet,
- Mazeretsiz olarak kasıtlı bir şekilde namazın rükün veya şartlarından birini terk etmenin namazı bozacağı,
- Namazla alakalı olmayan bir şeyi kasıtlı olarak konuşmanın namazı bozacağı,
- Namaz cinsinden olmayan çok harekette bulunmanın namazı bozacağı,
- Namazda bilinçli olarak bir şeyler yeme ve içmenin namazı bozacağı,
- Kahkaha ile gülmenin namazı bozacağı,
Namaz ile ilgili olduğu konusunda fakihlerin ittifak ettikleri, ancak Kur’ân-ı Kerîm’de açıkça veya hiçbir şekilde zikredilmeyen bu hususların bir kısmı namaz vakitleri ve namazın rekât sayısıyla ilgili, bir kısmı namazın şartları ve rükünleriyle ilgili bir kısmı da namazı bozan şeylerle ilgilidir. Yani ihlali durumunda namazın sahih olmayacağı konusunda fakihlerin ittifak ettikleri hususlarla ilgilidir.
Bundan şunlar anlaşılmaktadır: Yüce Allah namaz kılmayı her mükellefe farz kılmış, fakat namazın kılınış keyfiyeti ile ilgili şartların ve rükünlerin bir kısmını herkesin anlayacağı bir şekilde zikretmemiş, bir kısmına da hiçbir şekilde değinmemiştir. Yüce Allah’ın zikretmediği bu rükün ve şartları fakihler zikretmiş ve bunların bir kısmında da ittifak etmişlerdir.
Namaz için farz/vacip oluşunda fakihler ittifak ettikleri halde Kur’ân’da herkesin anlayacağı bir şekilde veya hiçbir şekilde zikredilmemiş olan bu hususların delilleri incelendiğinde, bu delillerin çoğunun Resûlullah’ın hadisleri olduğu görülür. Fakihler zaman zaman bunların bir kısmı için bazı ayetleri delil göstermişlerse de bu ayetlerin namaz ile ilgili söz konusu hükme delaletinin herkesin anlayacağı açıklıkta olmadığı tefsir kitaplarına müracaat edilince anlaşılır.
Allah’ın izniyle gelecek yazımızda Kur’ân’da açıkça zikredilmeyen, daha çok Sünnet ile sabit olan bu hususları delilleriyle birlikte “Kur’ân’ın anlaşılmasında Sünnet’in gerekliliğine çarpıcı bir örnek olarak namaz ayetleri 4” üst başlığı altında arz etmeye çalışacağız. Kur’ân ve Sünnete uygun bir hayat dileğiyle Allah’a emanet olun.
Kaynakça
1) Ebû Bekir Muhammed İbnü’l-Münzir, el-Avsat fi’s-süneni ve’l-icmâi ve’l-ihtilâf, thk., Ebû Hammâd Sağîr, Dâru Taybe, Riyad, 1985, II, 318; Ahmed b. Said b. Hazm, el-Muhallâ bi’l-âsâr, Dâru’l-Fikr, Beyrut, t.y., II, 18; Ebu’l-Velîd Muhammed İbni Rüşd, Bidâyetü’l-müctehid ve nihâyetü’l-muktasıd, thk., Ali Muhammed Muavved ve Adil Ahmed Abdulmevcud, 3. Baskı, Dâru’l-Kutubi’l İlmiyye, Beyrut, 2007, 87-88; Muhammed b. Abdurrahman ed-Dımeşkî, Rahmetü’l-ümme fi ihtilâfi’l- eimme, 3. Baskı, Mektebetu Mustafa el-Halebî, Mısır, 1986, 26-27; Kâdî Sirâcuddîn, Zübdetü’l-ahkâm fi mezâhibi’l-eimmeti’l-arbaati’l-aʿlam, thk., Abdullah Nezir, Müessesetu’r-Reyyan, Beyrut, 2001, 50; Abdurrahman el-Cezîrî, el-Fıkh ala’l-mezahibi’l-erbaa, 2. Baskı, Daru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut, 2003, I, 163. Müslümanlar, Ebû Hanîfe’nin istisnasıyla namazın farziyetinin mükelleften ölünceye kadar düşmeyeceğinde icma etmişlerdir. Ebû Hanîfe’ye göre ise başıyla işaret ederek namaz kılmaktan aciz duruma gelenden namaz kılma sorumluluğu düşer. Dımeşkî, 27. 2) Dımeşkî, 27. 3) İbni Hazm, II, 197-198; İbni Rüşd, 90; İbnü’l-Münzir, 49; Dımeşkî, 28-29; Sirâcuddîn, 56-59; Abdulkerim Zeydân, el-Mufassal fi ahkâmi’l-mer’eti ve’l-beyti’l-müslim, 2. Baskı, Müessesetu’r-Risâle, Beyrut, 1994, I, 186-187. İkindi namazının ilk vakti Şafiîlere göre zeval gölgesi dışında her şeyin gölgesinin kendisi kadar olduğu zamandır. Hanefîlere göre ise her şeyin gölgesinin iki misli kadar olduğu zamandır. Akşam namazının son vakti güneşin batışından sonraki kırmızı şafağın kaybolduğu zamandır. Bunun kayboluşuyla Şafiî ve Malik’e göre yatsı vakti girer. Ebû Hanîfe ve Ahmed’e göre ise buradaki şafaktan kastedilen, kırmızılıktan sonra gelen beyaz şafaktır. Dımeşkî, 29. 4) Dımeşkî, 30; Sirâcuddîn, 52, 57; Yahya b. Muhammed İbni Hubeyre, İcmâu’l-eimmeti’l-erbaa ve ihtilâfuhum, thk., Muhammed Huseyin el-Ezherî, Dâru’l-Ulâ, y.y., 2009. I, 140. Maliki mezhebinde setr-i avret hakkında iki görüş vardır. Abdulvehhâb’ın Telkih’teki tercihine göre setr-i avret olmadan namaz hiçbir şekilde sahih olmaz. İbni Hubeyre, I, 141. 5) Dımeşkî, 30; Sirâcuddîn, 60-61; İbni Hubeyre, I, 141, 166; Cezîrî, I, 191, 199, 206, 207, 209, 210, 213, 215, 216. Niyet’in rükün veya şart oluşu konusunda bir ihtilaf var ise de bu ihtilaf sonucu değiştirmemektedir. İbni Hubeyre, dipnot: 60. 6) Dımeşkî, 34; Sirâcuddîn, 70. 7) Dımeşkî, 35. 8) Dımeşkî, 36; Sirâcuddîn,75. İbni Hubeyre, 159-160. 9) Sirâcuddîn,74-75. 10) İbni Hubeyre, 163. 11) Dımeşkî, 36. 12) İbni Münzir, 50-51; İbni Hazm, 27; İbni Rüşd, 113-114, 170; Cezîrî, I, 269, 276, 277; Sabık, I, 229-231.