O, içinde hakkın, özgürlüğün ve adaletin olduğu bir düzeni getirmeye çalıştı. Çünkü insanlar fesad ve askeri baskı düzeninden artık bıkmış, usanmışlardı.
Onun geleceğe dair büyük emelleri vardı. Dünyanın jandarmalığını yapan ABD’nin yörüngesinden çıkmak için stratejik planları vardı. Bu manada Türkiye, Suudi, İran, Çin, Hind, Pakistan ve Güney Afrika’yı ziyaret etti. İslam ülkelerinin işbirliği yapması için planlar yapıyordu. Bu manada Türkiye’den çok umutluydu.
Seçimi kazandığı gün çocuklar, kadınlar ve erkekler caddelere dökülmüş ve Mısır tarihinde hür bir iradeyle vuku bulan bu hadiseden dolayı sevinç gösterilerinde bulunarak duygularını caddelere ve meydanlara dökülerek ifade etmişlerdi. Bu caddelere dökülüş ve sevinç gösterileri sadece Mısır’da yaşanmamış, İslam’ın sair diyarlarında da kendini göstermişti. Çünkü Mısırlıların özlemini çektikleri özgürlük ve onur mücadelesi galip gelmişti.
Mursi, kendi kavminden olmasa dahi her mazlumu severdi. Zulmün acısını tatmış biriydi. Bu yüzden halkların karşılaştığı zulmü kaldırmak için çaba sarf etti. Suriye savaşı sırasında “Emret ey Suriye!” diye nida etmiş ve bu söylem insanların zihinde ciddi tesir meydana getirmişti. İran’a yaptığı ziyarette özellikle Suriye meselesinden bahsetmiş oradaki direnişe dikkat çekmişti.
Bir bayram günü konuşmasında şöyle demişti: “Şu pak devrim bazı hedeflerini gerçekleştirdi. Geride kalan hedefler ise peş peşe gerçekleşmektedir. Üzerine basarak söylüyorum ki şeriatin ortaya koyduğu maksatlar beşeriyetin güttüğü gayelerle çelişmez ve yavaş yavaş gerçekleşmesi için çaba sarf edilir. Bu biraz vakit alacaktır. Birlikte düşünecek, birlikte planlayacak ve birlikte hareket edeceğiz”
Sonra konuşmasına şöyle devam etmişti: “Endişeye kapılmayınız, çalışınız. Allah, Resulü ve müminler çalışmanızı görecektir. Tereddüte düşmeyin ve Allah’ın sizinle olduğuna inanın. Allah sizi ve vatanımızı gözetecektir. Kızlarımızı ve oğullarımızı gözetecektir. Allah işinde hep galip gelendir. Fakat insanların çoğu bilmezler. Her bayramınız mübarek olsun. Allah salih amellerinizi kabul etsin. Allah işlerimizi düzene sokacaktır. Bizim buna gücümüz yetmez. Allah’ım senin gücün ve kuvvetine sığınıyoruz. Allah’ım, bu ümmeti hayırla rızıklandır.”1
O, Mısırlıların gıda, ilaç ve silahının bizzat kendileri tarafından üretilmesini istiyordu. Bunu sosyal medyada Mısırlılarla zaman zaman paylaşırdı.
“İlaç bütün ülke evlatlarına eşit şekilde dağıtılacaktır” diyordu. Bir artist ile normal vatandaş arasında fark kalmayacaktır. Sisi başa gelince çok sayıda doktor, sağlık bakanlığının kendilerine kötü muamelesinden dolayı istifalarını vermişlerdi.
Özellikle devlet müesseslerindeki bozukluğun giderilmeye çalışılması onun üzerinde önemle durduğu hususlardandı2.Çünkü Mısır’ın İslam ülkeleri içinde öncü rolünü tekrar elde edebilmesi için bu gerekliydi.
Onun icraatlarının ve ülke adına gerçekleştirdiği kazanımların önüne geçmeye çalıştılar. Yaptığı her icraatı eleştirip kötü göstermeye çalıştılar. Medya yalan yanlış haberlerle onun icraatlarını kötü göstermeye çalışıyordu.
Bir yıllık icraat ve başarılarının yanı sıra çok sayıda devleti ziyaret edip hemen her sahada ilişkiler geliştirmeye çalıştı. Türkiye, Katar, Sudan, Çin, Hindistan, Pakistan, İtalya, Almanya, Afika’nın çeşitli ülkeleri onun ziyaret ettiği yerler arasında yer aldı.
Yetmiş yıl süren askeri idarenin ardından halkın seçtiği sivil birisi cumhurbaşkanı olmuştu. O, Allah’ın Mısırlılara bir ikramıydı. Fakat Mısırlıların bir çoğu nankör davrandılar ve verilen nimetin kıymetini bilmediler. Hatta nimeti çiğnediler. Böylesi bir nankörlüğün ardından gelen bela, sadece zulmedenlere erişmedi ve sessiz kalanları da kapladı.
Ordu sırf Muhammed Mursi’yi yıpratmak için ülkenin iktisadi durumuyla oynamaya yeltendi, fakat Allah’ın yardımıyla ülke iktisadi cihetten daha iyi bir düzeye gitmeye başladı. Gerek yatırımların artması gerekse turizm cihetiyle olsun güzel gelişmeler yaşandı. Dolar fiyatı kontrol altına alındı. Dış borçlanmanın önüne geçildi.3
O, birçok sahada başarı gösterdi. İktisad, yargı, toplumsal adalet, maaşlar, kadın ve çocukların durumunun iyileştirilmesi, şehit ve gazi yakınları, bakıma muhtaç kimseler, sanayi, yatırımlar, turizm, basın yayın mensuplarının gözaltına alınmalarına engel olma, dış ilişkiler onun başarı sağladığı sahalar arasında yer almaktadır.
İktisadi sahada gösterdiği başarılar şu şekildeydi:
1. Gıda ve tüketim mallarında fiyatların artmaması, bunun da sebebi doların Mısır cüneyhi karşısında değerinin artmamasıydı.
2. Her tür yakıtın (benzi, gaz v.b.) fiyatının kontrol altına alınması.
3. Elektirik, su ev tüpü gibi hizmetlerin, toplu ulaşımın ve diğer devlet hizmetlerinin fiyatlarının artmaması.
4. Ülkede üretilen ve ayrıca dışarıdan getirilen ilaçların fiyatlarının yükselmemesi, bunun da sebebi dolar harcamalarında bir yükselişin olmamasıydı.
5. İdari bozukluğun düzeltilmesi sonucu resmi harcamaların azalması.
6. Turizm sektöründe artışın yaşanması ki bütün turizm kuruluşları buna şahitlik etmişlerdi.
7. Harcamalar noktasında hükümetin kemer sıkma politikası takip etmesi, bu da devlet bütçesinden büyük bir yükü ortadan kaldırmıştı.
8. Mısır’da sanayi yatırımlarını geliştirmek için yabancılarla yatırım ittifakının artırılması.
9. Buğday yetiştiriciliği hususunda mahalli üretimde kişi başına yeterli üretimin gerçekleştirilmesi için yeni ziraat sözleşmesinin yapılması.
10. Fakirlerin korunması hususunda bir kuruluşun oluşturulması ve ekmek temini projesinin geliştirilmesi.
11. Özgürlüklerin garanti altına alınması, idarenin şeffaflığı, iktisadi projelerin hayata geçirilmesi, eğitim ve fakirlik sorunlarının derhal çözüme kavuşturulması.
12. Ulaşım ve iletişim ağının en geniş şekilde yaygınlaştırılması.
13. Mısır’ın bölgesel ve uluslararası sahada layık olduğu yere kavuşturtulması.
Muhammed Mursi devlet işleyişinin geliştirilmesi ve daha üst seviyede randıman alınması için çeşitli sahalarda bazı ek düzenlemeler yapma yoluna gitti.
Ek Düzenlemeler:
1. Devlet görevinde çalışanlar için yapılan düzenlemeler
2. Genel sahada ve devlet fabrikalarında çalışanlara dair düzenlemeler
3. Ücretsiz sağlık sigortası için tahsis edilen miktarın artırılması
4. Her düzeydeki maaşların artırılması
5. Yiyecek maddelerinin korunması ve kalitesinin artırılması
6. İlmi araştırmalara devlet bütçesinden daha fazla tahsisat ayırma
Onun döneminde hemen her sahada gelişmeler yaşandı. Sadece ihtiyati tedbir ve ek düzenlemeler almakla yetinilmedi. Yerel üretimde gelişmeler yaşandı. Onun iktidar döneminin ilk dokuz ayında iktisadi büyüme %1.8’den %2.4’e yükseldi. Aynı dönemde toplam üretim 170.4 milyar cüneyhten 181.4 cüneyhe ulaşıldı.
Yaklaşık iki milyon memurun maaşında iyileştirme yapıldı. 1.2 milyon öğretmenin özlük haklarında iyileştirilmeye gidildi. Aynı şekilde Milli Eğitim bünyesinde yediyüz ellibin idari memurun durumunda iyileştirmeye gidildi. Bu iyileştirmeden yüz elli bin eğitimci ve elli sekiz bin hatip ve imam da istifade etti.
1.2 milyon vatandaş devletin ilaç bağışından yararlandı. Yaklaşık doksan bin aile “Evini inşa et” projesinden istifade etti. Bir buçuk milyon aile sosyal güvenlik maaşından yararlandı. 489 binden fazla kadın sağlık sigortasından yararlandı. Aynı şekilde daha okul çapına gelmemiş 13.2 milyon çocuk, sağlık sigortasından yararlandı. Sağlığa ayrılan bütçede %10 artırıma gitti. Kısa sürede sağlık güvencesi olan vatandaş sayısını %59’dan %62’ye çıkardı. Acil durumlarda verilen ilaçların ücretsiz olması temin edildi.
52 binden fazla küçük ölçekli çiftçinin borcu silindi. 2793 küçük ölçekli çiftçi “Kalkınma” projesinden istifade etti.
Temel gıda maddelerini elde etmede sıkıntı çeken kimselere destek verildi ve bundan yararlananların sayısı 67 milyona ulaştı.
Petrol ürünlerinin geliştirilmesi hususunda 74 milyar cüneyhten fazla destek sağlandı.
Mursi ekmek fiyatlarını aşağı çekmek istedi fakat yargı buna izin vermedi.
Darbe sonucunda başa gelen Sisi ise ifsad ve bozgunculuğun alasını yapıp herhangi bir iktisadi proje takip etmeyip rakamlarla oynadı ve Mısırlıların başına bela olan borçları hiçbir şekilde ödeme yoluna gitmedi ve çeşitli sahalarda sadece bazı askeri kurumların menfaatine işler yaptı. Bozuk düzeni ve fakirliği ortandan kaldırmaya dair asla bir girişimde bulunmadı. Mursi’nin projelerini bir tarafa attı.
Darbenin yapılamasının ardından fakirlik tekrar yükselişe geçti. Bu durumdan ülke vatandaşlarının üçte ikisi etkilendi. Ülke nüfusunun 100 milyondan fazla olduğu göz önünde bulundurulursa ne kadar insanın bu feci durumdan etkilendiği anlaşılır. Borçlar daha önce hiç görülmemiş bir dereceye yükseldi. Sisi, son altmış yılda Mısır’ı yöneten beş idarecinin tümünün aldığı kredi borcundan daha fazla borç aldı. 2019 senesinde iç borçlanma %20 daha da arttı. Mısır daha önce bu derece bir borç artışıyla asla karşılaşmamıştır. 2018’deki iç borçlanma rakamı 215 miyar dolarken bu rakam 2019’da 256 milyar dolara ulaşmıştır. Sisi’nin başa gelmesinden sonra borçlanma %147 artmıştır. Daha önceki yöneticilerin beşinin toplamının yaptığı borçlanma bu kadar olmamıştı.
Mart 2019’da dış borçlanma 106.2 milyar dolara ulaştı. Sisi ve avaneleri 2018’de ülkeleri mahfeden, devasa borçlara boğan büyük şebeke İMF(Uluslarası Para Fonu) ile anlaşıp fakirleri perişan edecek düzenlemeler yapma yoluna gittiler. Yakıt, elektrik, gaz ve sair hizmet sahalarında zam yapma yoluna gidildi.
Döviz hususunda serbest kur uygulamasına gitti ve Mısır cüneyhi yüzde yüz değer kaybetti. Bu da son on yılda daha benzeri görülmemiş bir pahalılığa yol açtı. Mısırlılar maişet noktasında büyük zorluklarla karşılaştılar.
Sisi bunun üzerine daha önce benzeri görülmemiş bir derecede para basımına gitti. Mısır Merkez bankasının tarihinde görülmemiş derecede bir para basımı gerçekleştirildi.4
Darbe öncesi ve darbe sonrası göstergeler açık şekilde her şeyi gözler önüne sermektedir. Ülkeyi taru mar eden çeteler şimdilik iş başındalar. Bakalım Mısır nereye kadar dayanabilecek?
Gazze İçin Yaptığı Çağrı
Muhammed Mursi, İslam âleminin derdiyle dertlenmişti ve bunların başında da Filistin meselesi geliyordu. Bunu şu ifadesiyle dile getirmişti: “Mısır, Gazze’ye yapılan hiçbir düşmanlık karşısında susmayacaktır. Şu perişanlığı çabucak durdurun. Aksi halde halkın öfkesi önünde duramazsınız.” Gazze ile Mısır arasında tünellerin açılmasını emretmişti. Buraların hep açık bırakılmasını, Filistinlilerin Mısır’daki hastanelerde tedavi görmesini ve ilaç almasını, onların da Mısırlı vatandaşlar gibi muamele görmesini istemişti.
Gazeteci Kutup Alarabi, haklı olarak şunu soruyor: “Şayet Muhammed Mursi hayatta olsaydı Siyonistler Filistin’de bu kuşatmayı yapabilirler miydi?”5 Onun cumhurbaşkanı olmasına en çok Filistinliler sevinmişti. Çünkü Siyonizm karşısında sesi gür çıkacak olan bir başkan gelmişti. Onların haklarını savunacak, Gazze’deki muhasarayı kıracak bir lider vardı artık.
Filistin meselesinin uluslararası sahada dillendirilmesi, bu sahada layık olduğu yeri elde etmesi, Gazze’ye yapılan Siyonist düşmanlığın ortadan kaldırılması onun ehemmiyetle üzerinde durduğu meseleydi. İslam ümmetinin sorunlarına eğilmiş bunun için mücadele etmiş bir liderdi. En çok ilgilendiği sorun da Filistin sorunu oldu. O, Müslümanların derdiyle dertlendi. Müslümanlar perişan haldeyken o susamazdı ve hakkı dile getirme hususunda asla çekinmedi.
Dış siyasette ilk başarısı sayılabilecek konu İsrail ile Hamas arasında ateşkes hususunda arabulucu olmasıydı. Filistin’de akan kanın durdurulması için bulunduğu her platformda bu soruna dikkat çekiyor, zaman zaman kendisinden “Bekle ey Kudüs” sözleri sadır oluyordu.
İşçilere Devrim Bilinci
1 Mayıs işçiler günü kutlamasında işçilere seslenirken, onların meydanlarda ve caddelerde kutlamalar ve gösterilerle değil Mısır’ın yeninden inşası için zor şartlar altında çalışmaları gerektiğini söylemişti. 25 Ocak devriminin de halkın onurunu yücelere çıkarmak için yapıldığını ifade etmişti. Şöyle demişti:
“Devrimin hedeflerini sizinle birlikte gerçekleştireceğiz, siz bu işin tam da merkezindesiniz. Devrim sizin çabanızla gerçekleştirildi. Kalkınma ve inşa yolunda yürüyüşü beraber tamamlayacağız.” Sonra sözlerine şunları ekledi: “Şimdi üçüncü geçide geldik. Birinci geçid Arap baharının başladığı geçitti. İkincisi 25 Ocak devrimiydi. Üçüncü geçit ise üretim geçididir.”
Konuşmasında hanım işçilerden bahsederek onların haklarının yasal çerçevede koruma altında olduğunu, kadının gücünün arttırılacağını, mesleki yeterliliklerinin geliştirileceğini belirtti. Vatana karşı vazifede kadın ile erkek arasında farkın olmadığını dile getirdi. Mısırlı iş adamlarına da yatırım yapmaları çağrısında bulundu.
(Not: Bu yazı, şu eserden derlenmiştir: Prof. Dr. Mehmet Akbaş, Devrimden Şehadete Muhammed Mürsi, Nida Yayınları. İstanbul, 2021)

Kaynakça
1) ikhwan.online/article/239937
2) Er-Reis eş-Şehid, s. 44.
3) ikhwanonline.
4) ikhwan.online/article/240108
5) Kutup el-Arabi, ikhwan.online/article/240114.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?