Selamet kapısı sabır. Yangının küle dönüşüdür sabır. Çalışmaya sabır, kazanmaya sabır, kaybetmeye sabır. Sabır imandır. Sabır Müslümandır.
Sabır Allah’a imandır. Hayır ve şer ondandır. Rabbim’in her yarattığında ve her yaşattığında bir hayır vardır. Helal ve haram dairesi O’nun (cc) rahmetinin tecellisidir. Çünkü her helalde bir hayır, her haramda bir şer vardır. Çünkü “O” (cc) Allah’tır. Rahmeti gazabını aşmıştır. Kerem sahibidir. Rahman ve Rahim’dir.
Sabır peygamberlere imandır. Adem’den (as) Hz. Muhammed’e (s.a.s) kadar tüm peygamberler nice zulme maruz kalmıştır. İftira bunların başındadır. Evlat acısı da görmüşlerdir, evladının yanında olmayışını da. Sevenleriyle, inananlarıyla beraber türlü işkencelere dayanmışlardır. Fakirlik görüp sabreden, zenginlik görüp şükreden her halleri ile tam bir sabır abideleridirler peygamberler.
Sabır kazaya ve kadere iman etmektir. Nasıl ki doğarken irademiz yoktu, ölürken de irademiz olmayacak. Yaşam ve ölüm, şanı yüce Allah’ın elindedir. Hayat boyu tüm inananlar nice sınavlardan geçer. En ağır acılar en sevilenlere verilir. Sabredersek ne âlâ! Ama yok, isyana düşersek en acı son bizi bekler. Sabır acı bir ağaçtır. Fakat meyvesi çok tatlıdır. Cennet sabredenlerle dolup taşacaktır inşallah.
Müslüman için her imtihan, iman derecesinin bir kademe daha yükselmesidir. Sabır hep sabırdır, sadece isim değiştirir, sadece şekil değiştirir.
Sabır anne olmaktır. Aynı zamanda baba olmaktır. Beş çocuk annesi olup felçli eşine de bebeği gibi bakmaktır. İki yıl yürümesi için mücadele edip de “çok şükür” dediği gün çocuklarının yetim kalışına şahit olmaktır.
Sabır bazen Semra’dır. Sabır, Muhammed’e (s.a.s) hasret kalmaktır. Habibullah olmadan da nefes almak zorunda olmaktır. Bilal-i Habeşi olup ezan okuyamamaktır. Sabır ashaptır (r.anhum).
Sabır Muhammed Mustafa’dır (s.a.s). Din-i İslâm için sabrın zirvesini yaşamaktır. Yurdundan çıkarılırken de, cennetler kendisine sunulurken de “ümmetim, ümmetim!” demektir. Selam ve dua ile…
Esra Gültekin