Adalet, sözlükte “hakkın gözetilmesi ve yerine getirilmesi” demektir. İslam dininde adalet ise ifrat ve tefrit arasında orta yolda ilerlemek, hak yol üzerinde dosdoğru olmak, şirk, küfür ve nifakı terk etmek anlamlarına gelir.
Haklı ile haksız adaletle sağlanır. Yalan ve doğru adaletle bilinir. Kimseye zulüm edilmemesi, kimsenin hak etmediği bir şeye maruz kalmaması ancak adaletle sağlanabilir.
Adalet, Rabbimizin el-Adiyy ismi celilinden ortaya çıkmış bir kavramdır. Allah Âdildir ve ancak adaletle davrananları sever. Allah’ın adaleti yeryüzündeki tüm canlılara sirayet etmiştir. Toprak Allah’ın adaletiyle ürün verir insanoğluna… Güneş, ay ve yıldızlar, Allah’ın adaletiyle kâinattaki görevlerini yapar. Mümin, kâfir, müşrik demeden tüm insanlara rızkı veren Allah, ancak âdil olduğu için kullarını rızıklandırır. Hayvanların dahi hakkını Âdil ismi celiliyle Allah, gözetir. Allah, yine kıyamet gününde adaletle hükmedecek ve boynuzsuzun boynuzludan hakkını aldığı işte o gün tekrar adaletle hükmünü verecektir.
İslam dini adaletlidir. Çünkü o bir mala dahi verilen değer kadar kıymeti olmayan “kadın”ın değerini yükseltmiş ve onu erkeğe, güzel davranmak suretiyle emanet etmiştir. O adalet ki, Hz. Ömer gibi bir halife, kölesiyle yaptığı yolculukta bir kendisi bir kölesi olmak üzere eşit bir şekilde deveye binmişlerdir. O adalet ki, Mekke’yi fethettiğinde başını önüne eğerek mütevazı bir şekilde giren Resulullah efendimiz, “Kâbe’ye sığınan güvendedir, kılıcını teslim eden güvendedir.” diye buyurmuştur.
Pekiyi, biz insan olarak adaletle hükmediyor muyuz? İnsanoğlunun adaletli olması ancak kimseye haksızlık yapmaması, haksız yere kimsenin canını yakmayıp zulmetmemesidir. Adaletli olmaya adanmış bir Müslüman evvela Rabbine karşı vazifelerinde âdil olur. İbadetini yapıp kulluğunu en güzel şekilde yerine getirmeye çalışır.
Müslüman, insanlara, hayvanlara ve diğer tüm canlılara da adaletli olur. “Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz. Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”(Maide, 8)
Gıyabında kardeşinin etini yemekten sakınır, kimseye karşı üstünlük yarışına girmez.Adaletli olmayan insana gelince, o Allah’ın el-Müntakîm (intikam alan) ismi celilini ve es-Sabur ismini anlama konusunda nasipsiz kalmıştır. Resulullah efendimiz bile sahabelerine bir şehri fethe girdiğinizde sakın oranın kadın, çocuk ve yaşlılarına dokunmayın, ağaçları kesmeyin tavsiyelerinde bulunuyordu. Oysaki şu dönemde bedeni sahillere vuran cesetler, harap olmuş şehirler, evler, yurtlarından sürgün edilmiş nice muhacirler ancak yapılan âdil olmayan idarecilerin kurbanlarıdır.
İnsan adaletsiz oldu mu içinden Allah korkusu da boşalır gider. Adalet, dengeleri bir tutan terazi gibidir. Ne eksik, ne fazla… Tartısı sağlam olan bir esnafın lokması da helal olur. Bir söz söylediğinde de yine adaletle söyler.
“Yetimin malına yaklaşmayın; yalnız erginlik çağına erişinceye kadar (malına) en güzel biçimde (yaklaşabilir ve uygun şekilde harcayabilirsiniz). Ölçü ve tartıyı tam adaletle yapın. Biz kimseye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da, yakınınız da olsa âdil olun ve Allah’a verdiğiniz sözü tutun. Öğüt alıp düşünesiniz diye Allah bunları size emretmiştir.” (Enam, 152)
Adalet, âdil devlet başkanını da bu minval üzere yürütür. Öyle ki, Allah halkı arasında adaletle davranan devlet başkanına arşın gölgesinde olma şerefini kazandırmıştır. Adaletli olmayan diğer kişi ise ancak zulüm ile hükmeder ve halkının ancak lanetini kazanır.
“Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir (Nisa, 58).”