“Aksa Tufanı”, adı gibi çok yönlü ve ağır sonuçları olan bir operasyondur. Birileri Hamas’ın yiğit evlatlarının alın terleri ve yıllar alan emeklerinin semeresi olan bu harekâtı, farklı yönlere çekebilir. Ama şehadete sevdalı bir neslin evlatları olan İhvan, Hamas ve benzeri İslami hareketleri tanıyanlar, onların ne denli fedakâr, cefakâr, yiğit ve deha olduklarını da bilir.
Şehit İmam Hasan el-Benna ve arkadaşlarının kurduğu İhvan Hareketi, son bir asırdır devam eden hak-batıl savaşında defalarca rüştünü ispatlamıştır. İhvan mensuplarının çoğu, ömürlerini zindanlarda geçirmiştir. Hapiste kaldıkları yıllarda türlü işkence ve eziyetlere maruz kalmışlardır. Buna rağmen onlar yılmamış, tırsmamış ve asla davalarından vaz geçmemişlerdir. Kurulduğu günden bu yana İhvan Hareketi’nin kaç şehit verdiği tam olarak bilinmemektedir.
İhvan hareketinin her bir mensubu, Şehit İmam Hasan el-Benna’nın meşhur beş sloganıyla büyümüştür. Bu maddelerin hiçbirisini laf olsun diye söylemeyen İhvan mensuplarının hayatları boyunca yaşadıkları çileler ve ödedikleri bedeller, onların bu konuda ne kadar samimi oldukların açık delilidir. İşte o sloganlar:
1. Gayemiz Allah’tır (c.c).
2. Önderimiz Resûlulah’tır (s.a.v).
3. Anayasamız Kur’an’dır.
4. Yolumuz cihad’dır.
5. Allah (c.c) yolunda şehit olmak en büyük dileğimizdir.
Onların sadece zindanlarda geçirdikleri zamanlarda bile böylesi harekâtlara kafa yormaları onlarca kurmay akıldan daha isabetli sonuçlar verir. Dolayısıyla; “Bu harekâtı Hamas yapmış olamaz” gibi mesnetsiz iddialar, en basitiyle bu insanların emeğine saygısızlık olur.
Bu harekâtın elbette birtakım eksileri vardır ve olacaktır. Bu harekâtı planlayan Hamas mücahitlerinin bunu bilmemesi mümkün değil. Çünkü Hamas, bir asra yakındır işgalci Siyonist çetelerle savaş hâlindedir. Sadece Gazze’ye topyekûn savaşları bile saysak bu, gerçekleşen dördüncü savaştır. Daha önce de Siyonistler, hiçbir hedef farkı gözetmeksizin Gazze’yi dümdüz etmişlerdi. Hatta sivillerin toplu hâlde bulunduğu, okul, hastane, Cami, pazaryeri vb. mekânları özellikle seçiyorlar. Zira onların savaş ahlakı diye bir sınırları yoktur. Ne ki, onların aslında insanlık ahlakından nasipleri yoktur.
Aksa Tufanı’nın artıları:
Mütekebbir, zalim ve despot Siyonistlerin burunlarının sürtülmesi. Onların ne denli korkak, ikiyüzlü ve zelil olduklarının tüm dünyaya bir kere daha teşhir edilmesi.
Genelde dünyada ve kısmen de Müslümanlara yapılan algı operasyonları sonucu, “İsrail ordusu yenilemez” vehminin silinmesi ve İsrail ordusunun kâğıttan kaplan olduğunun tüm dünyaya ilan edilmesi.
Sadece Gazze’nin ve Filistin’in değil, tüm ümmeti Muhammed’in izzetini sahiplenip ihya etmesi. Tüm ümmet adına çok ağır bir yükü omuzladıkları için hepimiz Hamas ve Filistin’in yiğit evlatlarına medyunuz.
Aynı şekilde “İsrail’in istihbaratından sinek dahi kaçamaz” algısının yok edilmesi.
Demir Kubbe vb. savunma sistemlerinin aslında demir değil “karton kubbe” olduğunun anlaşılması.
Ölü toprağı saçılmışçasına dünyaya dalan ve dünyevileştikçe de cihad ve şehadet nimetinden uzaklaşan ümmetin gafillerine bir “şok uyarı” etkisi. Dünyevileşme hastalığı neredeyse birçoğumuzu tamamen esir alacakken bu uyarı ilahi bir rahmet olmuştur.
Siyonizm’in anlaşma, ahit ve sözlerinin bir hükmünün olmadığı ve Yahudilerin sadece güçten anladıklarının bir kez daha pratikle anlatılması. Bu gerçeği Hamas ve diğer yiğit Müslümanlar sözlü olarak çok anlattılar ve anlatmaya devam ediyorlar. Ancak bazen söz biter, eylem konuşur.
Devleri cüce, cüceleri dev gösteren; karayı ak, akı kara; doğruyu yalan, yalanı doğru gösteren Siyonizm’in kontrolündeki medyanın kapkara yüzünü deşifre etmesi.
Bu ve bunun gibi daha nice hikmetleri içeren, ümmetin yaralı yüreğine adeta merhem olan “Gazze Tufanı” harekâtını gerçekleştiren Hamas’ın yiğitlerini yürekten selamlıyorum. Her birisinin Siyonizm’e taş, mermi, bomba ve füze atan ellerini hasret ve hürmetle öpüyorum. Rabbim her birinin atışlarını isabetli eylesin. Onları düşmanlarına karşı kavi ve muzaffer eylesin. Tüm dünya insanlığını da Siyonizm belasından halas eylesin. Âmin! Subhaneke… Bi-hamdike… Esteğfiruke…
Muhammed Özkılınç