Yüreğini yağmura verdiğim mevsimim geçti
Çorak topraklarda ıslandım, kurudum, yandım
Kalbimi parçalayıp çıkarırcasına
Hevesler geçti, umutlar geçti

Yorgunluğu kaldı gecenin, gündüze
Tufan geçti, hazan geçti
Karlar yağdı, kurak çöllere
Mühlet geçti, kervan geçti
Göçtü içimizdeki gurbet kuşları
Kırık kanatlarıyla…
Kırık ayaklı atlar misali, vurulmaya müptela
Vurula vurula serap geçti
Yollar tükendi, mevsimler geçti
Yağmurları dindi garip memleketimin
Rüzgârları dindi, bulutlar geçti
Öfkesini yuttu Ömer’ler
Yusuf’lar kuyularda sultan
Boğulmadı okyanuslarda Yunus’lar
Yanmadı ateşte İbrahim’ler…
Dikenli yollarda gül seve seve
Musab’lar geçti, Esma’lar geçti

Umudu azık, sırtında ıstırabı
Mihenk taşlarından yükleri
Kervanlar geçti, asırlar geçti
Unutuldu gitti, yıkıldı köprüler
Gidenler gitti, geçenler geçti…

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?