Ekonomi ve Barış Enstitüsü 2018 için küresel barış endeksini açıklamış. Listede 163 ülke var ve bu ülkelerden en tehlikelilerini sıralayacak olursak; Suriye, Afganistan, Güney Sudan, Irak, Somali, Yemen, Libya…
Bu listeyi incelerken bir an Nasrettin hocanın çoğumuzun da bildiği bir fıkrasını anımsadım.
Nasreddin Hoca’nın evine gece hırsız girer, evde ne var ne yok götürür. Sabahleyin komşuları toplanır, hocaya sorular ile yüklenirler.

Hocam kapıyı açık mı bıraktın yoksa?

Hocam şu eski pencereleri değiştir diye sana kaç defa söyledik.

Bir köpek alsaydın, böyle olur muydu?

Hocam o kadar sesi duymayacak kadar nasıl derin uyudun?
Nihayet Hoca dayanamaz ve “Yahu tamam, iyi güzel de kabahatin tümü benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok?” der.
Şimdi ben soruyorum. Peki hırsızın hiç mi suçu yok?
Ben bu tabloya bakarken tehlikeli ülkelerden ziyade bazı ustaların eserlerini görüyorum. Yıllar boyu acıya, kana, kavgaya mahkûm edilen coğrafyaların nasıl tarumar edildiğini, katilin elindeki kanla kendisini aklayışını görüyorum.
Sözlüklere kavramlara bile hükmedilen bu çağda biliyorum kuracağım hiçbir cümle barışı, adaleti, savaşı tam olarak anlatamayacak.
Bir şair barıştan bahsederken:
“Bir köprü müdür üstüne gölgeler düşünce çöken
Halka açılamadan batan bir şirket
İki savaş arasında verilen çay molası mıdır barış yoksa” (1)
Diyordu dizelerinde
Sahi nedir barış? Katillere nasıl öğretilir? Hangi cümleler yumuşatır katilin kalbini?
Pisagor’un dediği gibi: İnsan diğer varlıkların acımasız yok edicisi olduğu sürece sağlık ya da barış nedir bilmeyecektir. İşte tam da bu yüzden barış iki savaş arasındaki insani söylemler değildir. Olamaz da. Bu dünyada bize öğretilen adalet mazlumların zalimlerden el pençe divan beklediği mükâfattır. Adalet bugün sokakları kana bulanmış insanların adı İslam ile anıldığı için ümit var oldukları lider kadar kirletildi. Bizleri bu tabloya alıştıranların çizdiği adaleti yine birkaç dizeyle anlatmak istiyorum:
“Diyelim ki zalimler de centilmen olabilirler.

Bilhassa ecnebi reyonundan seçtim bunları sevgilim
Fosforun pişirdiği çocuklarda bulunsun tuzumuz.
Ah evet biliyorum demode lakırdılar bunlar
Demode irrasyonalizm, antikapitalizm demode.
Dünya kocaman bir köy, en iyi sigara Malbora
Araplar arkadan vururlar, meşru bir ülke İsrail.
Eğer bir gemi dolusu hayvan
Haksız yere böğürüyorsa
Ölen her zaman suçludur ne yapabilir ki katil?
Biliyorsun zalimin dediği olur Ortadoğu’da” (2)
Biliyorum özünde insanlığa dair aydınlık günleri barındıran bu iki mükemmel kavram insanlığın kurtuluş reçetesi olacak. Barış ve adaleti kendi vicdanlarımıza yerleştirdiğimizde bu kavramları küresel anlamda doğru ifade edecek, uygulayacak gücü Allah bizlere bahşedecektir. Hırsızın suçu aşikârdır ama harabeye dönmüş inançlarımız, yaşantılarımız bizleri de bu zulmün ortağı yapıyor.
Barışı adaleti ve diğer tüm güzellikleri tesis edecek insanlara dair elbette ümidimiz var.
Bugün Müslüman ya da Gayr-i Müslim olup ahlaki değerleri benimseyen, mücadelesini veren insanlar olduğu ve olacağı kesindir.
Aliya İzzetbegoviç İslam Deklarasyonu kitabında “İnsanların Eşitliği” maddesini ele alırken “Dürüst insanların tümü ekmek parası kazanmak için ne iş yaparlarsa yapsınlar aynı gruba mensuplardır. Tıpkı alçak ve edepsiz insanların siyasi görüşleri ve meslekleri ne olursa olsun aynı sınıfa mensup oldukları gibi” ifadesine yer veriyor. Aliya İzzetbegoviç’in sözlerini barış ve adalet ekseninde değerlendirirsek bugün de güzel ve insani olan değerlerin mücadelesini verenler ve çıkarları uğruna her şeyi mübah görenlerle karşı karşıyayız. Umarım her birimiz insani değerler için mücadele edenlerden oluruz.
Rabbimiz Enam suresinde “İşte biz kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle bir kısmını diğer kısmına musallat ederiz buyuruyor.” Rabbim bizleri kendisine zulmedenlerden eylemesin, bizleri hakkı tutup kaldıracak önderler kılsın.
Rabbim bizlere önderimiz HZ Muhammed’in çizdiği yolda tüm insani değerleri barındıran İslam medeniyetini kurabilmeyi nasip eylesin. Son olarak insanın insana zulmettiği bu düzende Rabbim bizleri adaletin ve barışın temsilcilerinden eylesin inşallah…

Nida Ersöz

Kaynakça

1) Barış Nedir Sevgilim/Akgün Akova 2) Ah O Gemide Ben de Olsaydım / Ah Muhsin Ünlü

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?