Ülkemizde her seçim öncesi, “bu seçim çok önemlidir” denir. 7 Haziran seçimleri gerçekten çok mu önemliydi?
Bu seçimlerin önemli olmasının en önemli sebeplerinin başında Başkanlık sistemine geçiş olacak olan çoğunluğu AK Parti’ye verip vermemesiydi. Bu bakımdan bir sistem değişikliğine izin verilip verilmeyeceği ile ilgili bir seçimdi ve buna şuan için izin verilmedi. Diğer taraftan Erdoğan’ın AK Parti genel Başkanlığını bıraktıktan sonra AK Parti’nin bundan sonraki yol haritası için de bir göstergeydi bu bakımdan bunu da görebildik…Seçimin esas önemi Erdoğan’n başkan seçilmesinin yolunu açıp açmayacağı ile ilgiliydi.
Seçim öncesi ve sonrası bir kutuplaşma ve ittifak var mıydı? Bir kutuplaşma söz konusuysa, neye bağlıyorsunuz?
Kutuplaşma çok net olarak karşımızdaydı. Bir taraftan Erdoğan ve AK Parti diğer taraftan ise Erdoğan özelinde AK Parti’ye karşı olan diğer partiler bu bakımdan seçim kampanyalarında da bu kutuplaşmayı çok net görebildik…AK Parti’ye karşı en büyük karşıtlık aslında Cumhurbaşkanına karşı oluşan karşıtlıktı ve bu da beraberinde karşıt bir blok meydana getirdi ki bu bloğun birleştiği yerde HDP oldu. Bir ideolojik kamplaşmadan ziyade bir sistem değişikliği ve tek adamlık vurgusu üzerinden oluşturulan bir kamplaşmaydı ve bu da yan unsurlarla birlikte çok güzel bir şekilde anlatılabildi.
Seçimlere ilişkin değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Seçimlere AK Parti açısından baktığımızda yanlış aday tercihleri, seçime yakın yapılan kongreler ve başkanlık sistemi noktasındaki kararsızlığı ve çözüm süreci üzerinden geliştirilen dil bakımından ciddi bir sorun yakaladığını gördük. Seçimlerden önce 30’ya yakın vilayet dolaştım ve teşkilatlarda durumun çok parlak olmadığını gördüm ve zaten seçim sonuçlarında her bölgede kaybedilen oy bunu net ortaya koydu. AK Parti bu seçim döneminde meydanlarda çok fazla yeni bir şey söylemedi ve Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın söyledikleri birbirini tamamlayan şeyler değildi. Bu bakımdan AK Parti’nin kendisine çok güvenmesine ve hata yapmasına seçmen sarı kart çıkarmış oldu…AK Parti bu seçimde ilk defa başka partilerin vaatlerinin gerisinde geldi ve onların oluşturduğu iletişim dilini kullanmak zorunda kaldı
CHP açısından baktığımızda belki uzun zaman sonra ilk defa CHP kampanyalarında söylenen ekonomik vaatler başka partilerin ama özellikle de hükümetinde gündemine girdi bu bakımdan başarılı bir kampanya yürüttü. Geleneksel tabanı ile birlikte bir açılma yaşadı ama özellikle HDP’ye verilen oylarla başkanlık sistemini engellediğini düşündü ve seçim sonrasında ise seçmen bunu aldı. Ama hala MHP ve HDP gibi belirli bölgelere sıkışmış bir parti olmaktan çıkamadı.
MHP geleneksel olarak çok fazla bir şey söylemedi ama çözüm süreci karşıtlığı ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden kendisinden AK Parti’ye giden emanet oyları tekrar toparlayabildi.
HDP açısından baktığımızda HDP’yi başarıya taşıyan etkenlerin başında Erdoğan karşıtlığı olduğunu görmemiz gerekiyor. Diğer taraftan ise aday profili geçen seçimlere nazaran iyi oluşturulmuştu. Basın desteği şu ana kadar görebildiği en önemli basın desteğiydi. HDP’nin yüzde on barajı üzerinden kendisine sağlanan motivasyon oy olarak ciddi bir şekilde kendisine döndü. Türkiyeleşme ile ilgili sınavı seçmen bazında verdiğini söyleyebiliriz ama bunu icraatlarıyla nasıl verecek hep beraber göreceğiz. Alınan oyların önemli bir bölümü emanet oydur ve bunun da barajın yüzde beşe düşürülmesi durumunda ne kadar aşağı ineceği ile ölçülebileceğini düşünüyorum. HDP’de Selahattin Demirtaş’ın kullandığı esprili dilin de seçmen özelinde ciddi etkisini görmekle beraber özellikle Kobani üzerinden yürütülen politikada seçmeni ciddi olarak etkiledi. Bütün bunlar yanında özellikle ve zorla oluşan sandık hakimiyetini de gözden kaçırmamak lazım
Gülen grubuna yakın adayların ve HÜDA PAR’ın desteklediği bağımsız adayları aldıkları bu oy oranlarını bekliyor muydunuz?
Gülen Grubu aldığı oy miktarı ile aslında Türkiye genelinde gerçek gücünü görmüş oldu…Bunu sadece üç büyük şehir üzerinden değerlendirmemek gerekiyor.Gülen Grubu aslında bu saatten sonra hiçbir siyasi partinin kolay kolay yanaşamayacağı bir yapı…
Hüda Par’a baktığımızda ise aslında kendi kemik tabanının ne olduğunu görmesi bakımından ortaya konan oy oranları ama bu tür seçim sonuçlarında bu tür hareketler açısından sağlıklı bir değerlendirme yapmak oldukça zor.
AK Parti’nin özellikle de doğudaki oy kaybını neye bağlıyorsunuz? Yanlış politikalara mı, yanlış adaylara mı, çözüm sürecinin yavaş kalmasına mı, AK Parti’nin halkın güvenini yitirmesine mi? Yoksa iddia edildiği gibi Ak Parti karşısındaki “büyük ittifak” etkisi mi?
Adaylar doğru tespit edilmedi, Kobani sürecinde kullanılan dil ciddi bir kırılma oluşturdu. Çözüm sürecini başlatan parti çözüm sürecinin karşıtıymış gibi algılandı. Halk AK Parti’ye ciddi bir uyarı yaptı…Meseleyi sadece Kürtler AK Parti’yi bıraktı tezi üzerinden okumak da oldukça yanlış…AK Parti demokratikleşme kapsamında yapılması gerekenleri birer lütuf gibi sundu ve bu da ciddi bir kırılmanın oluşmasını sağladı.
HDP’nin barajı aşmasındaki sır nedir? İslam karşıtı sol ideolojisi ve gösterilen LGBT’li adaylarıyla Kürtlerden tepki beklenirken, aksine bu kadar destek görmesini neye bağlıyorsunuz?
HDP’nin barajı aşmasındaki en önemli motivasyon Tayyip Erdoğan’ın yalnızlaştırılması ve başkanlı getirmemesi üzerine kuruldu. Bu bakımdan HDP’ye MHP ve CHP dahil verilen oyların büyük bir kısmı bu kamplaşma üzerine verildi. Kürtler meselesi muhafazakarlık veya sol ideoloji içerisinde okumadılar. Özellikle seçim kampanyasında milliyetçi oyları almak için AK Partinin kullandığı dil, Kobani kırılması ve Başkanlık sistemine olan karşıtlık bu bakımdan HDP politikalarını meşru hale getirdiği izlenimi oluşturdu. Basın yayının verdiği sınırsız destekle HDP adaylarının kim olduğundan ziyade topyekün olarak HDP üzerinden sistemin nasıl engelleneceği hesaplandı ve bu da ortaya kondu. Diğer taraftan oluşan kamplaşma içerisinde, toplumun genç kesiminin özellikle muhafazakarlıktan kopması da Kürtlerde adayın kim olduğundan ziyade, HDP çatısı altında olmasının önemli olduğu tezi işlenmesine vesile oldu. Bence mesele HDP içerisinde bu veya başka bir adayın olması değil, Kürtlerde genç kesimin çok büyük sekülerleşme içerisine girmesidir. HDP bu seçimde çok fazla milliyetçi bir söylemden ziyade Türkiyelileşme söylemini kullandı çünkü milliyetçi bir söylem kullanmasına gerek yoktu Kobani bunu çok net sağlamış oldu.
HDP’nin diğer Kürt parti ve STK’larına, özellikle de İslamî kesimlere yaklaşımını değerlendirebilir misiniz?
Daha önce geleneksel olarak uzak durma vardı. Bu hem ideolojik olarak hem de siyaseten böyleydi. Ama bu son seçimlerde özellikle bir yakınlaşma görmeye başladık ve bu da aday profiline yansıdı.Fakat bu yaklaşım hala ideolojik olarak bir yaklaşımı beraberinde getirmiyor. Siyasal bir inanç boyutu haline gelmişse onu yaşatmamak için elinden geleni yapıyor ama bu inanç bireysel bazda ve örgütlü değilse onu kendi içerisinde eritebileceğini düşünerek buna izin veriyor. Bu bakımdan özellikle KDP’nin Irak’ta yaptığı o politika şu an ne yazık ki ne PKK’da var nede HDP’de tam anlamıyla oluşmuş durumda. Bunu sağlamak için bireysel olarak öne çıkan bazı kişiler aday gösterilerek partiye alınarak bir mesaj veriliyor ama bunun da uzun vadeli olma şansı çok zayıf gözüküyor.
Bu bakımdan HDP’ye oy veren muhafazakar kesimlerin bir kısmı meseleye bir duruş olarak bakmaktan ziyade bir geçici durum olarak bakıyorlar. Bunun da zamanla bir çıkar birlikteliği olduğu ve ana ilkeler üzerinden sağlanmadığını görmemiz gerekiyor.
7 Haziran seçimlerinin kazananları ve kaybedenleri kimlerdir?
Kazananı HDP olarak gözüküyor, diğer ortağı da MHP bu anlamda. AK Parti bu seçimin kazananı asla değil. CHP’de Erdoğan’ı başkanlıktan uzak tutacağını düşünerek kazandığını ifade ediyor.
Seçim sonuçlarında çıkan tabloya göre nasıl bir hükümet öngörüyorsunuz? Koalisyon olacaksa, hangi partiler?
Türkiye’de bir koalisyonun AK Parti’nin sonu olacağını düşünenler var ve bende açıkça buna yakın görüşteyim. Mevcut şartlara baktığımızda iş dünyası ve diğer kesimler bir AK Parti CHP koalisyonu istiyor. AK Parti vekilleri de MHP ile istiyor. Davutoğlu bir koalisyon kurulmasını isterken, Erdoğan denenmesi olmayacaksa da çok sıkıştırılmamasını istiyor. Bu nedenle bence bir seçim ihtimali daha ağır basıyor oluşacak koalisyonda bir seçim hükümeti olur.
Ekrem Özgüç