Kardeşlerimiz insanlara bir şeyler anlatırken, muhatapları onlara, “Siz farklı söylüyorsunuz” demeye başladı. Evet, kardeşlerimiz farklı söylüyor. Karşı taraf hemen bunu hissediyor. Çünkü karşılarında zihinleri tertemiz gençler, anlayışları kirletilmemiş insanlar var. Bir okulda öğretmenlik yapan kardeşimize, öğrenciler itiraf ediyor ve yüzlerine söylüyor. “Hocam siz farklı anlatıyorsunuz.” Bir üniversitede çalışan kardeşimize öğrenciler itiraf ediyor ve hocalarına “Hocam siz farklı söylüyorsunuz” şeklinde düşüncelerini söylüyorlar. Kardeşlerimiz aslında farklı söylemiyor. Sadece bir hakikati anlatıyorlar. Söyledikleri şey İslâm’ın ta kendisi. Bunu da Allah için söylüyorlar. Bu da tertemiz kalpleri etkiliyor ve dinleyenlerin dilinden, “Farklı söylüyorsunuz” sözü süzülüyor.
Ey Allah’ın dinini sırtlamış olan kardeşlerim! Siz sadece ve sadece Allah’ın dinini anlatmaya devam edin. Saf ve berrak halde anlatın. Anlatırken niyetiniz sadece Allah rızası olsun. Süslü kelimelerden kaçının. Samimiyetinizden bir şey kaybetmeyin. İnsanlar işte o zaman sizi tanıyacak, davetinizi görecek ve Allah yolunda sizinle beraber olacaklar. Hangi Müslüman bunu yaparsa Allah onu başarılı kılacaktır. Her mü’min öğretmenin farklı anlatması gerekmez mi? Her imam kardeşimin farklı anlatması gerekmez mi?
Yürekten ve İnanarak! Bir hutbe, bir ders “üst makam böyle istedi” diye değil, “Allah beni buraya onun dinini anlatmam için görevlendirdi” düşüncesiyle yapılırsa farklı olur. Sıradan hiçbir hutbe ve hiçbir ders olmamalı. İşte o zaman Allah’ın yardımı gelir. İşte o zaman dudaklardan süzülen Rabbani kelimeler insanları etkiler. Büyük davetçilerin milyon insanları etkilemesi, sadece bir defa dahi konuştuğunda onu dinleyenlerin etkilenmesi, rahmani hislerin harekete geçmesi, acaba bundan değil midir? Benim sevgili davetçi kardeşim! Şayet bu ruh halini yakalarsan Allah (c.c) senin her bir kelimeni kalplerin derinliklerine kadar indirir, heyecan kaynakları kurutulmuş şu ümmetin her bir ferdine yeni bir ruh olur ve bu sayede sen de davetinin hakkını vermiş olursun. Bütün İslâm davetçilerinin buna ihtiyacı var.
Sevgili kardeşim, kendini böyle yetiştir. “Ben niçin konuşacağım? Ben süslü sözler söylemek için insanların karşısına çıkacak değilim” de! Kendini inandır. Kendini Rabbinin huzurunda hisset. Rabbinin seni gördüğünü bütün hislerinle anlamaya çalış. Buna kendini yor. Göreceksin ki temiz beyinler, gencecik beyinler senin sözlerinden etkilenmiş, senin sözlerin onların kalplerinin derinliklerine inmiş ve her biri senin davetinden bir nebze de olsa etkilenmişler.
Rabbim İslâm’ın bu nevi davetçilerini çoğaltsın. Ne mutlu o kimselere ki toplumu İslâm’a yönlendirmek için hakikati sade ve net şekilde verebilenlere.
Yüzbinlerce imam ve öğretmen kardeşimiz var. İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak kalplere hitap edenlere selam olsun.