Ahlâk, insanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı değer ve tutumların bütünüdür. Ahlâk, insanda bulunması gereken bir takım güzel huylardır. Ahlâk, toplum içinde kişilerin uydukları davranış biçimleri ve kurallardır. Ahlâk, aynı zamanda toplumu bir arada tutan değerlerin ortaya çıkmasında maddi ve manevi gelişmelerin yaşanmasında bir yoldur.
Ahlâk kuralları, insanların barış ve huzur içinde yaşamasını kolaylaştırır. İnsan kendi kişisel gelişimini güzel ahlâk ile donatmalıdır. İyi ve kötü ahlâk tanımları toplumlara göre değişiklik gösterse de temel olarak bazı ahlâk kuralları değişmez. Ahlâk kuralları fıtratımıza kodlanmış olsa da onu daha güzel bir hale getirmek ancak eğitim ile olacaktır. Her toplum ve her nesilde güzel ahlâk sahibi olanlar övülmüş ve toplum içerisinde saygınlık kazanmışlardır. Özellikle Peygamberlerin hayatlarını incelediğimizde, güzel ahlâk sahibi olmaları ile tanınıp sevildiklerini görmekteyiz. İçinde bulunduğumuz bu asırda değerlerin değişmediğini, güzel ahlâk sahibi olmanın kazandırdığı izzet ve saygınlığı görebiliyoruz.
Güzel ve temiz bir ahlâka sahip olmak kolay gibi görünse de aslında büyük bir nefis mücadelesini gerektirir. Çünkü her insan kendini mükemmel görür. Ahlâkımızı güzelleştirmeye önce bakış açımızı değiştirerek başlamalıyız. İnsanın kendini tanıması, bilmesi bu aşamada çok önemlidir. Eksiklerini kabullenme ve değişime razı olması, işleri kolaylaştırır. Ben böyleyim, değişemem, dediği zaman maalesef hiçbir ilerleme görülmez. Neye ve kime göre güzel ahlâk tanımını ve sınırlarını da iyi bilmek gerekir.
Kur’ân, Hz. Peygamber’i (sav) övmüş, “Muhakkak ki sen yüce bir ahlâk sahibisin” buyurarak kimi örnek alacağımızı belirtmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) yaşantısının her haliyle bizlere örnek olmaya çalışmıştır. Ahlâkı güzelleştirmenin yollarından en önemlisi, Kur’ân ve sünneti iyi öğrenmek ve sürekli tekrar yapmaktır. Özellikle siyer okumaları bu konuda yardımcı olacaktır. Asr-ı Saadet dönemi Müslümanlarının İslâm öncesi ve sonrası yaşamlarındaki değişim, güzel bir örneklik olacaktır. Kur’ân ve sünnet ile yaşanılan bir hayat zamanla güzel ahlâkın oluşmasını sağlar.
Ahlâkı güzelleştirmenin yollarından biri de salih arkadaş edinmektir. İyi arkadaş insanı iyiliğe ve başarıya sürüklediği gibi, kötü arkadaş da insanı kötülüğe ve uçuruma sürükler. Kötü alışkanlıkların ilk başlangıcı arkadaş etkisi ile olmuştur. Çocuklarımıza ve özellikle gençlerimize iyi arkadaş seçmeleri konusunda nasihat etmeli ve kendimiz de iyi arkadaşlar edinerek örnek olmalıyız. Gençlerin eş seçimlerinde de öncelik, güzel ahlâk olmalıdır. Güzelliğin, makam ve mevkiin geçici olduğunu, ahlâkın ise kalıcı olduğunu anlatmak gerekir. Güzel ahlâk sahibi bir eş dünyanın en iyi nimetlerinden sayılır. Gençler arasında güzel ahlâklı olmanın eş seçiminde alt sıralarda kalması ne kadar da üzücü bir durumdur. Boşanmaların arttığı bu zamanda özellikle güzel ahlâkın tercih edilmesinin de önemi artmaktadır. Dünya ve ahiret saadeti eşlerin güzel ahlâkıyla oluşur.
Ahlâkı güzelleştirmenin bir diğer yolu; kalbi hastalıklardan kurtulmaktır. Bedeni hastalıklar gibi kalbi hastalıklar da vardır. Hastalığın tedavisinde teşhis çok önemlidir. Önce hastalık teşhis edilir, sonra tedavi verilir ve en önemlisi de verilen tedavinin uygulanmasıdır. Kalbi hastalıkların azlığı ve çokluğu kişiye göre değişir. Kişinin kendini iyi bilmesi ve doğru bir şekilde analiz etmesi gerekir ki iyi bir sonuç elde etsin. Yalan, gıybet, dedikodu, cimrilik, haset, kin, kibir, ikiyüzlülük, makam ve mevki ihtirası, fuhuş, nemime, küfür ve dil bozukluğu vs. gibi haller kalbi hastalıklar olarak geçer. İnsanın kalbini karartan, siyah bir nokta olarak işlenen günahlarında çare ve tedavisi vardır. Kalbe sirayet eden siyah noktalar tövbe ile temizlenir. Ömrümüzün son nefesini vermeden bu farkındalığa ulaşırsak tedavi etme imkânımız olur.
Ahlâkı güzelleştirmenin bir diğer yolu; duadır. Değişim zor ve sancılı bir süreçtir. İnsanın kendi nefsini alıştığı bir durumdan, farklı bir hale değiştirme çabası gerçekten de zordur. Bu süreçte insanın en büyük azığı dua olmalıdır. Dua mümin için bir kalkandır. Sığınacağı bir limandır. Kalbinin sakinleştiği, huzur bulduğu, kendini güvende hissettiği anlar, dua ettiği zamanlardır. Peygamber Efendimiz (sav), ahlâkı en güzel insan olmasına rağmen dualarında güzel ahlâkı istemiştir. Güzel ahlâklı olmayı dualarımızda sürekli hale getirmeliyiz. Dua ve sabırla sebat ederek güzel ahlâklı olmaya gayret edelim inşallah…