İnsan, akıl nimeti sayesinde yaratılmışların en şereflisi ve efendisidir. İnsanın muhakeme kabiliyeti, onu değerli ve üstün kılmıştır. Bu nimeti kullandığı ölçüde kendisine ve çevresine değer katmış, bu nimeti ihmal ettiği oranda da hüsrana uğramıştır. Akıl, titizlikle korunması gereken bir emanettir. Bu emaneti taşıyan insan, emanetin verdiği ağır sorumluluğu taşımakla mükelleftir.

İnsan aklına zarar verdiği bilinen her türlü madde ve alışkanlık dinen yasaklanmış, bunlardan uzak durulması gerektiği belirtilmiştir. Akıl sağlığının yitirilmesi, insanın düşünce merkezinin devre dışı kalması demektir. Düşünme kabiliyetini yitiren bir insan, başta dinî olmak üzere hiçbir görev ve sorumluluğu tam anlamıyla yerine getiremez. Akıl sağlığı yerinde olmayan bir insan; dinine, canına, malına ve namusuna gelebilecek her türlü tehlikeye karşı savunmasız durumdadır.

Akıl sağlığına zarar verdiği bilinen çeşitli madde ve alışkanlıklar mevcuttur. Bu madde ve alışkanlıklar her geçen gün artış göstermektedir. Dünya üzerinde beyni bağımlı hâle getiren başta sentetik uyuşturucular olmak üzere birçok tehlikeli maddenin kullanımı hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Bu maddelerin arzını gerçekleştirenlerin hedefinde özelikle genç kuşak yer almaktadır. Yapılan araştırmalar madde kullanımının özelikle 12-25 yaş aralığındaki insanlarda yoğunlaştığını göstermektedir. Akran etkisi, merak, ailesel faktörler ve problemlerle başa çıkamama gibi etkenler gençlerde bağımlılığın gelişimi açısından risk faktörleridir.

Gençlerin çoğunun bağımlı olmalarının sebebi sanayileşme, modernleşme ve kentleşmenin dayattığı algılardır. Bu algılar bireyi yalnızlaştırmış ve sorunlarla baş edebilme becerisini zayıflatmıştır. Bağımlılık, bireyin hayatının ilk yıllarında deneyimlediği ve tedavi edilmediği takdirde hayatının sonuna kadar bağımlı bir insan olarak yaşamak zorunda kaldığı bir durumdur. Bu yüzden özellikle genç bireylerin, ergenlik döneminde yaşadıkları merak duygularını kontrollü bir şekilde yönlendirmeleri gerektiğini ve yaşadıkları sorunlara çözüm bulma arayışlarında mutlaka güvenilir kimselerin yardımına başvurmaları gerektiğini bilmeleri gerekir. Bağımlılık için en kritik faktörlerden birisi de çevrenin etkisidir. Bağımlı bireylerin bulunduğu bir arkadaş grubu, gruptaki diğer gençler için büyük riskler barındırmaktadır.

Bağımlılık, tüm yönleriyle mücadele edilmesi gereken bir halk sağlığı sorunudur. Bağımlılıkla mücadele; bağımlılığın önlenmesi, bağımlı bireylerin tedavi edilmesi ve tedavi sonrası rehabilitasyon süreçlerinden oluşmaktadır. Bağımlılıkla mücadelede en etkili ve maliyet olarak en uygun olan yöntem, bağımlılığı önleme faaliyetleridir. Özellikle genç bireylerin maddeye yönelmelerini engelleyecek sportif, kültürel, sanatsal faaliyetler ve manevi boşluğun doldurulması gibi faktörler, bağımlılığın önlenmesinde son derece önem arz etmektedir. Bu mücadelenin başarıya ulaşması için bireyin, ailenin ve toplumun koordineli ve bilinçli bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?