Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvan) kurucusu olan Hasan el-Benna: “İslam’ın salt fert ile Allah arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallardan ibaret olmadığını, aynı zamanda sosyal ve siyasal boyutu olduğunu, namaz kılmak kadar, cihat ve adalet sağlamanın da önemli olduğunu”1 ifade ederek, İslam’ın hayatın her alanında hükümler getiren ve hayatı bu hükümlerle düzenleyen bir din olduğunu, 20. yüzyılın başlarında emperyalizmin etkisiyle özünden uzaklaşan Müslümanlara hatırlatarak ve teşkilatı ile toplumu ilgilendiren her alanda çalışmalar yaparak ıslahatçı bir iyilik hareketi başlatmıştır.

Müslüman Kardeşler’in misyonu, bireyi, aileyi, toplumu ve devleti ıslah ederek İslam âlemini ve nihayetinde bütün dünyayı ıslah etmektir. Son yüzyılda Müslümanların yaşadığı problemi, ideolojik bir problem olmaktan öte, İslam değerlerinin unutulmasından kaynaklanan bir yaşantı problemi olarak görmektedir. Bu nedenle teşkilat, çalışmalarını pratiğe dönüştürmüş, aksiyona odaklanmıştır. İslami hükümlerin doğru anlaşılması ve yaşanılması için Hasan el-Benna ve üç arkadaşı kendi evlerinden taşıdıkları eşyalarla bir vakıf merkezi düzenlemiş ve burada eğitim faaliyetlerine başlamışlardır. Eğitim faaliyetleri burada yapılan dini eğitimlerle kalmamış, ayrıca erkek ve kızların eğitimleri için enstitü ve medreseler ile meslek okulları da kurulmuştur.

Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın kurulduğu dönemde Mısır’ın genel durumu incelendiğinde o dönemlerde Mısır’da, ekonominin merkezi olan iller haricindeki şehirlerde halkın yoksulluk içinde yaşadığı ve devletin sosyal hizmetleri yerine getiremediği görülmektedir. Devletin sağlaması gereken sosyal hizmetleri, başta Müslüman Kardeşler olmak üzere sivil toplum kuruluşları yerine getirmiştir. Nitekim Müslüman Kardeşler, kurulmasından sonra ilk on yıl, tebliğ ve sosyal yardım kurumu olarak faaliyet göstermiştir. Teşkilat, Hasan el-Benna’nın ifadesiyle: “Müslüman Kardeşler Teşkilatı, cami inşa etmek, okul ve medreseler açıp kontrollerini üstlenmek, kulüpler ve dernekler kurup yönetmek ve gözetmek, bazı dini gecelerde bu günlerin anlam ve önemine dair toplantılar düzenlemek, köy ve şehirlerde yaşayan halkı organize etmek suretiyle faydalı işler yapmalarına vesile olmak, fakirlere sahip çıkmayan zenginleri yardıma teşvik etmek ve fakirlere dağıtılmak üzere zekât toplamak gibi birçok sosyal hizmeti yerine getirmektedir. Hayatın bu alanlarıyla ilgili çalışmaları katlanarak devam etmiş ve bu konuda gözle görülür gelişmeler elde edilmiştir. Bunun sonucu olarak bu dönemde insanlar onlara karşı büyük bir ilgi göstermişlerdir.”2 Ayrıca 1933 yılında, sadece teşkilat üyelerinin hisse alabileceği bir hisse senedi piyasası oluşturulmuş, ilk kez ulusal ve uluslararası düzeyde İslami bir bankacılık sistemi ve İslami bir ekonomi kurmak için çalışmalar başlatılmıştır.3 İhvan, yabancı tahakkümü ile özünden uzaklaşan, dayanışma, yardımlaşma ve iyilik gibi erdemleri unutmaya başlayan Müslümanlara sahip olduğu erdemleri tekrar hatırlatarak halkın sevgisini kazanmış ve büyük desteğini almıştır. Ayrıca sosyal çalışmaları yürütmek üzere elde edilmesi gereken ekonomik güç ise sadece teşkilatın üyelerinin verdiği aidatlarla sağlanmış, dışarıdan hiçbir destek kabul edilmemiştir.

Hasan el-Benna sadece İsmailiye’deki bir cami ve bir okul için bir şirketten bağış kabul edildiğini ifade eder. Hatta bu hususta kardeşlerden birinin cami bağışı için yaptığı fedakârlık Hasan el-Benna tarafından şu şekilde anlatılır: “Kardeşlerin cami inşasıyla ilgilenen sorumlusu, üyeleri yardıma davet etti. Üyelerden biri, 1.5 cüneyh bağışta bulunacağını ama bu parayı üç gün sonra vereceğini söyledi. Adam fakir bir işçiydi, bu parayı nerden bulacaktı? Borç almak istedi, ama borcunu ödeyemeyeceğinden korktu. Başka bir yolla bu parayı temin etmeye çalıştı fakat bu mümkün olmadı. En sonunda, eviyle işi arasındaki altı kilometrelik mesafeyi kat etmek için kullandığı bisikleti satmaktan başka çaresi kalmamıştı. Gerçekten de adam bunu yaptı. Üçüncü günün sonunda parayı getirdi. Bağışını yaparak vermiş olduğu sözü zamanında yerine getirdi. Bölgeden sorumlu kardeş bu işçinin akşam derslerine geç kaldığını, derse zor yetiştiğini fark ederek bunun sebebini sordu, ancak işçi cevap vermedi. Onun bu durumunu bilen bir arkadaşı, bu kardeşin, sözünü yerine getirmek için bisikletini sattığını ve bundan dolayı geç kaldığını anlattı. Herkes bu ihlaslı işçinin fedakârlığına hayran kaldı. Yapmış olduğu bu fedakârlığın bir hatırası olmak üzere ona yeni bir bisiklet hediye edildi.”4 Teşkilat üyelerinin yapmış olduğu fedakârlıklar yapılan çalışmaları bereketlendirmiş, teşkilatın samimiyeti halkın desteğiyle karşılık bulmuş, kısa sürede teşkilatın üye sayısı yarım milyona ulaşmıştı. Ayrıca halkın misyonerlik faaliyetlerine karşı bilinçlendirilmesi ve İslami bilincin yeniden uyandırılması için yapılan faaliyetlerin anlatılması için dergi ve gazeteler yayımlanmıştır.

Teşkilatın bünyesinde sosyal amaçları gerçekleştirmek amacıyla oluşturulmuş birçok komisyon vardır ve bu komisyonlar çeşitli görevler icra etmişlerdir. Örneğin, aralarında anlaşmazlık bulunan fert ve aileleri uzlaştırma komisyonları; yardımlar toplayan, bayramlarda ve değişik münasebetlerde fakir ve muhtaçlara yardım eden yardım komisyonları; halka açık umumi yerler olan kıraathanelerde, düğünlerde, lokallerde ve taziye yerlerinde görev yapan irşat ve tebliğ komisyonları; köylere dini ve dünyevi hususlarda destek sağlamak için camileri tamir etmek, sokakları temizlemek, yolları aydınlatmak, seyyar hastaneler kurmak gibi kamu yararına hizmet amacıyla kurulan hayır komisyonları; farz ve sünnetleri ihya komitesi gibi…

Müslüman Kardeşler Teşkilatı kuruluşundan kısa bir süre sonra ülke dışında da şubeler açmaya başlamıştır. Eğitim için Mısır’a gelenler ülkelerine döndüklerinde Müslüman Kardeşler’in şubelerini açmış veya o ülkelerde faaliyet gösteren teşkilatlar içerisinde etkinlik sağlayarak bunları kendi şubeleri hâline getirmişlerdir. Bu şekilde 1930’lu yıllarda Suriye, Ürdün, Kuveyt, Yemen, Pakistan, Kuzey ve Orta Afrika’daki bazı devletlerde ve Avrupa ülkelerinde teşkilatın şubeleri açılmıştır.5 Böylece Müslüman Kardeşler, 20. Yüzyılda İslam dünyasını en çok etkileyen teşkilat hâline gelmiştir. Aynı adla anılmasa bile birçok ülkede Müslüman Kardeşler Teşkilatının kuruluş amacını ve sistemini benimseyerek faaliyet gösteren birçok teşkilat vardır. Dolayısıyla Müslüman Kardeşler Teşkilatı bu manada ümmet için yapılan ve yapılacak olan birçok hayır çalışmasına öncülük etmiştir.

Kaynakça
1) Hatıralarım, Hasan el-Benna. 2) Hasan el-Benna, Risaleler, (2016), s. 192. 3) DİB İslam Ansiklopedisi, 2013: İhvan-ı Müslimin maddesi. 4) Hasan el-Benna, Risaleler, (2016), s. 442. 5) DİB İslam Ansiklopedisi, 2013: İhvan-ı Müslimin maddesi.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?