Eskimeyen Bir Yaşanmışlık
Biraz eskilere dayanırdı Ethem abiyle tanışıklığımız. Evimizin karşı arasında eski bir gecekonduda otururdu önceleri. Saçı ve sakalı uzun, genelde sportif bir eşofman ve tişört giyerdi. Kendisi Siverekli eşi de Adıyamanlıydı. Köydeki bir davadan dolayı Adana’ya mecburi gelmişlerdi. Tekstil işiyle uğraşır ve mahallede aktif bir şekilde halı saha maçlarına katılırdı.

Rahmetiyle her şeyi kuşatan Allah bir Ramazan günü onun da kalbini rahmetiyle kuşattı ve teravih namazında yan yana namaz kılmayı ve kalplerimizin ısınmasını ikimize de nasip etti. 2. Teravih, 3. Teravih derken iyice tanıştık ve Salih hocamızın camideki derslerine katılmasını sağladık. Elif-ba öğrenmeye başladı, Kur’an öğrendi, hatim indirdi derken Ethem abi artık Kur’an talebelerine ders verecek kıvama geldi. Kılık kıyafeti, saçı sakalı ile adeta bir sahabi temsiliyetine bürüdü kendisini. Gündüzleri işyerinde çalıştığı için akşam ve yatsı namazlarını camide kılmayı ihmal etmezdi. Elinden geldiğince ezan okuyup müezzinlik de yapardı. Bu nedenle mi bilmem ama caminin hemen arkasına taşındı. Camiden uzak kalmaya dayanamazdı. Camide elif-ba okuyan öğrencilere çoğu zaman Elif-ba ve Kur’an hediye etmeyi de ihmal etmezdi. Ethem abi bu şekilde camide çalışmalara devam ederken yenge hanım da evini bir medreseye çevirmişti adeta. Her gün kız çocuklarına ve hanım ablalara Kur’an dersleri veriyordu.

O Karanlık Saatler
22 Temmuz Çarşamba akşamı Adana’nın sıcağından bunalmış, ailecek damda oturuyorduk. Evimize 2 sokak mesafede bulunan Hz. Enes Camii’nin minaresinden tüm mahalleyi etkisi altına alan güzel bir ezan sesi duyuldu. Ethem Abi ne güzel okuyordu ezanı. Allahu Ekber nidaları kalplerimize kadar dokunurken damda bulunan çeşmeden abdest alıp seccademi serip namazımı 3 gün önce olduğum ameliyattan dolayı oturarak eda ettim. Namazın ardından sofraya oturup yemek yemeğe başlamıştık. Annem ve babam mahallede yaşanan terör olaylarından dolayı sakalımı kısaltmam noktasında bana nasihat ediyorlardı. Yemeğimi bitirip kenara çekilmiştim ki cami taraflarından 3 el silah sesi geldi. Önceleri ne olduğunu anlamamıştım. Derken 5-10 dakika sonra bir telefon geldi ve durumumun nasıl olduğunu bir arkadaşım sordu ve akabinde Ethem Abi’nin evine teröristler tarafından baskın düzenlendiğini ve vurulduğunu söyledi. O an yutkunamadığım kadar büyük yaşanmışlıklarım gözlerimin önünden geçerken bir telefon daha geldi ve Ethem Abi’nin şehadet haberini verdi. Ailemle birlikte büyük bir yasa bürünmüştük. Annem Ethem Abi’nin çocukları için ağlamaya başlamıştı. Hastaneye gitmek ve Ethem Abi’yi son bir kez dahi olsa görmek istiyordum ama ameliyatımdan ve mahallenin karışıklığından dolayı ailem müsade etmiyordu.

Duyduklarıma inanamıyordum. 2 gün önce camideki arkadaşlarla beraber bana geçmiş olsun ziyaretine gelmişti Ethem Abi. Güler yüzü ve heyecanlı anlatımlarıyla bizleri de güldürüyordu. Onun bulunduğu bir ortamda dikkatimizi ondan başkasına vermemiz mümkün olmazdı. Ne güzel düşünceli bir abiydi o. Evden çıkarken zorla da olsa ayağa kalkmıştım ve kapının önüne kadar yolcu etmiştim. Ethem Abi biraz geride kaldı ve arkadaşlar evden çıkarken o benim sakallarıma dokunup “Mahallede İşid ve pkk çatışmaları var. Camiye giden Müslümanları ve sakallı herkesi İşidçi olmakla suçluyorlar. Bu nedenle sakalını kısalt.” Diye nasihat etti ve o da evden çıktı. Çıktı ve bir daha geri gelmedi.
Sonradan öğrendiğim kadarıyla Ethem Abi ailecek akşam yemeğine oturduğunda yenge hanım kendisine hamile olduğu müjdesini vermişti. Yazın sıcaklığı nedeniyle avlu kapısı açık yemek yerken eli silahlı teröristler avluya girip çocuklarıyla sofrada oturan o masum insana, o günahsız yavruların gözünün içine baka baka ateş etmişler ve Ethem Abi’yi şehit etmişlerdi.

Selam olsun Ethem Abi’ye ve İslam davasını kıyamete dek sürdüren yiğitlere!

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?