Dünyanın bin bir rengi, insanın bin bir hâli hayata dâhil. İnsanın hâlleri ile dünyanın renklerinin buluştuğu anlar, duyularımızı ve duygularımızı hassaslaştırır. Bu hassasiyet insan ruhunun ve bedeninin şifa bulmasına vesile olur. Seyahat etmek; duyularımızın ve duygularımızın hassasiyete ulaşmasına, zamanın içinde anın yakalanmasına ve yaşanmasına fırsat sunar.
Seyahat sözcüğünün anlamı “şehirden şehire, ülkeden ülkeye yapılan yolculuk, uzak yerlere yapılan gezi” olarak karşımıza çıkmaktadır. Seyahat, gözlerimizin, zihnimizin ve gönlümüzün kapılarını; keşfetmeye, öğrenmeye, dinlenmeye, yenilenmeye, tecrübe edinmeye, hayal etmeye, hayaller gerçekleştirmeye, tanımaya, tanışmaya, inanmaya, yorulmaya, yol almaya, yolda olmaya ve daha nicesine aralamaktadır. Bu aralanan kapılarda kimin, neyi, nasıl ve ne kadar göreceği, bakmak ve görmek arasındaki çizginin keskinliğine göre farklı olacaktır. Ancak bu çizginin varlığından söz edebilmek için ilk adım yola çıkmak olmalıdır.
Seyahat etmenin sıhhate ermek ile olan bağı tarihin en eski dönemlerinden beri ifade edilmektedir. Kâinat kitabında gezinip de bu gerçekliği idrak edememek zayıf bir ihtimaldir. Sıhhatin en bilinen anlamı “ruhsal ve bedensel açıdan sağlıklı olmak”, şifanın ise “bedensel ve ruhsal bir hastalığın son bulması” şeklindedir. Sıhhatimizi korumaya özen göstermemiz, şifayı ihtiyacımız olduğunda arayıp bulmamız bir gerekliliktir. Yapılacak işlerimizin, bir birey olarak hayatın içindeki rollerimizin ve onların yüklediği sorumluluklarımızın, telaşlarımızın, yoğunluklarımızın; değişen dünyanın değişmeyen şifasına engel olmasına izin vermemeliyiz. Hayatımıza yön vermemiz noktasında her şeyin en doğru ve sağlıklı olanını tavsiye eden Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in “Seyahat edin, sıhhat bulun”1 tavsiyesini hatırımızda tutmalıyız. Seyahat etmek sadece salt farklı bir mekân görme eylemi olarak düşünülmemelidir. Seyahatlerin beraberinde taşıdığı ve bize sunduğu birçok yararı bulunmaktadır.
İslamiyet insanın sağlığına ve gelişimine çok yönlü etkisi bulunan seyahati teşvik etmektedir. İslam dininde seyahat ile ilgili teşvik unsurları şu şekilde belirtilmektedir.2
• Bilgi ve görgüyü artırma.
• Geçmişten ders ve ibret almaya vesile olma.
• Dinî inançların güçlenmesinde bir ispat olma.
• Hayatın anlam ve amaçlarını kavrayabilme imkânı sunma.
• Allah’a ortak koşanların nasıl cezalandırıldığını gösterme.
• Araştırma, inceleme sonunda tefekküre sevk etme, düşünme imkânı sunma.
• Görüp bildiklerini başkalarına anlatmaya vesile olma.
• İlim, bilgi, kültür alışverişine imkân sunma.
• Sıhhat, sağlık ve dinlenmeye önem verme.
• Ziyaretler, hicret ve göç için imkân oluşturma.
İslamiyet’te seyahat tavsiye edilmekte, farklı amaçlarla seyahatler yapılabileceği belirtilmektedir. İnsan hayatının her alanında rehber olan İslamiyet bu konuda da insanlara yol göstermektedir.
Seyahat etme konusunda “gezip/dolaşma emri/isteği” Kur’ân-ı Kerim’de birbirine yakın ifadelerle on üç ayette geçmektedir. Ayetlerin büyük çoğunluğunda “gezip dolaşmanın” karşılığı olarak “seyr” kelimesi kullanılmıştır. Ayetlere konu olan seyahat olayı ile ifade edilmek istenen, inananların geçmiş kavimlerin yaşamlarından örnek alarak ve tefekkür ederek ibret alması yönünde nasihatlerde bulunmaktır.3 Seyahatler geçmişte yaşananlardan ders alınmasına, insanın bugününü daha bilinçli ve hakikat çerçevesinde şekillendirmesine katkı sunmaktadır. Tefekkür insanın yeryüzünde duyuları ile algıladıklarını, zihni ve kalbiyle kabul etmesindeki anahtardır. Seyahatler tefekkür etmek için en uygun zamanlardır ve tefekkür insanın Allah (c.c.) ile arasındaki kalbî bağın kuvvetlenmesine aracı olmaktadır.
Seyahatlerde yola çıkma nedenlerimiz çoğu zaman birbirinden farklıdır. Peki varmak istediğimiz gaye de farklı mıdır? Aramızda, vardığı limanda huzur, mutluluk, esenlik, ruhen bir iyi oluş hâli ile buluşmak istemeyen var mıdır? Bizi yollara düşüren iç sesimizin ahengi farklı olsa da vardığımız noktada bulmak istediğimiz ritimler benzerlik gösteriyor. Ancak yolun sonunda nereye ulaşacağımızı yoldaki meşguliyetlerimiz belirliyor. Yol süresince nazarlarımızın güzelliklerle, ruhumuzun onu enginleştirecek düşünüşlerle meşgul olması mana âlemimizin ferahlamasına vesile oluyor. Elbette yolculuklar bazen zahmetli olabilmektedir. Ancak zahmetten çok rahmet odaklı algısal bir yönelim içerisinde bulunduğumuzda, yolculuğun hayatımızdaki izi yorgunluk değil olgunluk olarak kalıyor.
Seyahat etmek vakit kaybı olabilir mi? Küçük bir hatırlatma ile değerlendirmeyi siz okurlara bırakmak isterim. Seyahat denildiğinde ilk aklımıza gelen isim 17. yüzyılın önde gelen gezginlerinden olan Evliya Çelebi’dir. 42 yıl boyunca seyahat etmiş ve 10 ciltlik Seyahatname adlı eserini kaleme almıştır.4 Gezginlerin ve bilginlerin hayatında seyahatler sıklıkla gerçekleştirilir. Seyahatler insan üzerindeki olumlu etkileri ile üretkenliği arttırır, motivasyon kaynağı oluşturur. Gezgin misali yolda olmak; hayatı ve insanları anlama, empati kurma, kendimizi ifade etme, insanlara ve doğaya saygı duyma, insanlığa şefkat ile bakma gibi yeteneklerimizin gelişmesinde etkili olmaktadır. Kalıcı öğrenme deneyimleri ile kendimizi geliştirmemizi sağlamaktadır.
St. Augustine “Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur” sözü ile içinde bulunduğumuz yaşantıyı zenginleştirmede seyahat etmenin önemine vurgu yapmaktadır. Muhtevası zengin ve amacına ulaşmış bir hayat kitabının yazarı olmak için; yeryüzünün muazzamlığını seyir, seyirde tefekkür ile şükür, şükürde hamd ile teşekkür dikkate değer ayrıntılardır. Bu ayrıntılarda derinliği yakaladığımız kadar yaşantımızda da zenginliği yakalarız.
Bir insanı tanımak için en iyi seçeneğin onunla birlikte yolculuğa çıkmak olduğu söylenir. Bu doğru ancak eksik bir tespittir. Çünkü sadece bir başkasını değil kendimizi tanımak için de yolculuk yapmak en iyi seçeneklerden biridir. Kendimizi dinlemek, anlamak, kendimize anlayış ve şefkat göstermek, yeni başlangıçlar yapmak, farklı bakış açıları kazanmak, sorularımıza cevap bulmak ve sorunlarımıza çözüm üretmek bir yol hikâyesinin sonunda biz bekliyor olabilir. Dünya hayatının durmayan ve durulmayan koşuşturmacası içerisinde seyahatler bize kendi dünyamıza yönelme imkânını tanımaktadır. Dinlendiğimiz ve yenilendiğimiz bu anlarda dünyanın sesinin kısılması, kendi iç dünyamızın sesinin daha net duyulmasını sağlamaktadır. Kendimiz olma, kendimizi bulma yolundaki adımlar ivme kazanmaktadır.
21. yüzyıl insanları olarak teknoloji ile iç içe olan yaşantımıza baktığımızda seyahat etmek ihtiyaç niteliği kazanmıştır. Televizyon ekranı başında geçirilen saatleri, akıllı telefonlara bağımlı günleri, masa başında hareketsiz olarak geçen haftaları, gürültü ve kalabalık içerisinde bulunulan yaşam alanlarını, stres ve kaygı oluşturan olayları tahayyül edelim. Bu rutin hâline gelmiş olan kaos, ruha iyi gelecek farkındalıkların oluşmasını engelleyen çıkmaz sokaklara dönüşebilmektedir. Zihin semalarında yeni yollar; hareket hâlinde olduğumuz, temiz hava soluduğumuz, kır çiçekleri ile arkadaşlık ettiğimiz, gökyüzü ile selamlaştığımız, mevsimlerle tanışıp vedalaştığımız, ağaçlarla konuştuğumuz, toprağa dokunduğumuz, denizle kucaklaştığımız, hayatı hissederek su misali aktığımız seyahatler ile keşfedilebilmektedir.
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait…
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…”
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin bu satırları arasında gezinirken bu sözlerin duygu dünyamızdaki yankısını hissedelim. Göçmenin ve konmanın hafifleten tesiri ile yeni sözler söyleme, yenilenme ilhamının peşine düşelim. Hem düşleyelim hem düşünelim. Çaba ve emek ile düşlerimizi gerçekleştirelim.
Takvim yapraklarından ömür dökülürken, yeryüzünde gönüller yeşermekte… Kâinat kitabı sayfa sayfa okunmayı beklemekte… Beklemeyelim, bekletmeyelim… Zamanın içerisindeki her anı değerlendirelim.
Madden ve manen attığınız her adımın, Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmaya vesile olması dileğiyle…

Kaynakça
1) Ahmet b. Hanbel, 3/280; Acluni,1/445 2) Hakkı Kaynak, İ.; Sezgin, Mete. (2008). İnanç Turizmi Kapsamında Dinlerde Seyahat. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi, 10.1-2: 349-360. 3) Uçar, Mustafa; Yüksel, Ayhan. İslam’da Seyahat 4) tr.wikipedia.org

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?