“Kıyamet günü insan beş şeyden hesaba çekilmedikçe bırakılmayacaktır. Ömrünü nerede tükettiğinden, gençliğini nerede geçirdiğinden, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, ilmi ile ne kadar amel edip etmediğinden sorulacaktır. (Tirmizî, Kıyamet, 1)
Günümüzde dijital medya maalesef her yönüyle bizleri kuşatmış, esir almış ve birçoğumuzu da bağımlı hale getirmiştir. Teknoloji, hiç olmadığı kadar gündelik yaşamımızı, ilişkilerimizi, fikirlerimizi, davranışlarımızı belirlemiş ve etkilemiş durumda. Yolda yürüyen insanları gözlemleyin. Ya kulaklık takmış yürüyor. Ya elindeki telefondan birilerine mesaj atıyor, bir resme bakıyor, foto çekiyor ya da video izliyor, beğeniyor, paylaşıyor vs.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 1998 yılında “Yaşlanma ve Sağlık Raporu”na göre 15-45 yaş aralığı genç, 45-59 yaş aralığını orta yaş, 60-74 yaş aralığı da yaşlılık olarak belirlenmiş durumda. Şahsen 60 yaşına kadar kendini genç hisseden herkesin genç olduğuna inanıyorum.
Akıllara, “Gençleri sosyal medyaya yönelten sebepler nelerdir? Bir insanın sosyal medyada bu kadar çok zaman geçirmesindeki amaçları ne olabilir? Bilinçli medya kullanımı nasıl olmalı? Dijital medyada nelere dikkat etmeli, nasıl davranmalı” vs. soruları gelmekte…
İnsanlar neden bu kadar internet kullanır? Yalnızlık ya da kendini yalnız hissetme olabilir mi? Kalabalıklar içerisinde yalnız olmak mı? Kendini gösterme, beğendirme şöhret olma, para kazanma, insanların hayatlarını merak etme araştırma, ifşa etme, siyasi nedenler, ekonomik nedenler, karşı cinsle iletişim kurma, bilgi edinme, ders çalışma, kendini gerçekleştirme, bankacılık işlemleri, Bitcoin, borsa, alışveriş yapma vs. oyun oynama, kumar oynama cinsellik içeren (pornografik) foto ve videolar izleme, Müzik, film vs. izleme ya da iyiliği emretme ve kötülükten nefyetme mi?
Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Ameller, niyetlere göredir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti, Allah’a ve Rasûlü’ne hicret etmekse eline geçecek sevap da Allah ve Rasûlü’ne hicret sevabıdır. Kimde elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlendirilir. (Buhari ve Müslim)
İnternet ve dijital çağdaki sosyal medya, nefse hoş geliyor. Beyne dopamin (zevk ve haz sağlayarak) bağımlılık yapıyor. Teknoloji bağımlılığı ve hiperaktivite dijital çağın hastalığı. Bu bağımlılık sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığından pek bir farkı yok. Bir kere bağımlı oldu mu insan, acaba kaç kişi paylaşımımı gördü, beğendi, yorum yaptı? diye merak edip günaşırı internete bakar. Zaman içerisinde böylece narsist (özsever) bir kişiliğe de bürünür bir hal alıyor. Narsist bir kişiliğe bürünen insan bir müddet sonra kendini çok büyük ve farklı, mükemmel ve kusursuz bulmaya başlar. Riyakârca bir tutum ve davranış içerisinde yaşamaya başlar.
Çevrimiçi olduğumuz her noktada hareketlerimizle, gezinmelerimizle binlerce veri noktası bırakırız. Yapay zekâ uygulamalarıyla bu bilgilerimiz art niyetli insanların ve Kapitalist alışveriş şirketlerinin eline düşer. Bu verilerin kontrolü elimizde değil. İzlerimi siler, iz bırakmam diyebilirsiniz ama bu da mümkün değil zaten.
Yapılan araştırmalar günümüzde İnsanların günlük 1-4 saat arası Sanal âlemde çevrimiçi olup zamanını internete geçirdiğini gösteriyor. Müslüman genç teknoloji tarafından kullanılandan çok teknolojiyi Allah rızasını elde etmek için kullanmalıdır. Yani teknolojiyi amaç değil araç olarak kullanmayı bilmelidir.
Öte yandan dijital çağda kitleleri harekete geçirmek, organize olmak, belli bir konuda toplumsal bilinç oluşturmak, dünyanın değişik yerlerinde Müslümanlara yapılan haksızlık ve zulümleri (Mescid-i Aksa, Filistin, Mısır, Hindistan, Arakan, Myanmar, Doğu Türkistan, Afrika, Suriye, Yemen vs.) tüm dünyaya duyurmak çok kolay olmuştur. Bilinçli ve şuurlu Müslüman genç, bu tür paylaşımlar ve haberler yayarak ümmetin sorunlarını ve sıkıntılarını paylaşmalı ve yaymalıdır. Günlük birkaç ayet veya hadis te paylaşabilmelidir. Arap baharını başlatan sosyal medya paylaşımları değil miydi?
Dünyanın en büyük ve en acımasız gözetleme kulesi olarak internet, kullanıcıların zevklerini, tercihlerini, her türlü davranışsal verilerini pervasızca ve utanmadan suistimal etmekte ve sahip olduğu algoritmalar aracılığıyla kayıt altına almaktadır. Artık tüm mahrem yaşantımız vahşi batı kapitalizminin orta malı. Bedava olan internet değil bizim mahremimiz, tercihlerimiz yani biziz. Çünkü zorla veya parayla almıyorlar, biz bedavaya kendilerine veriyoruz. Kim bilir belki birkaç yıl sonra bu mahrem bilgilerimiz başımızı belaya koyacak, utandıracak, pişmanlık verecek veya işten atılmamıza neden olacaktır.
Ücretsiz yüklediğimiz bir uygulamayı veya programı kullandıktan sonra veya sosyal medyada vakit harcarken maalesef bizleri reklam şirketlerine pazarlıyorlar. Muhtemelen dikkatinizi çekmiştir; Bir arama motorundan arama yaparken veya alışveriş sitesinde bir ürün ararken belirli bir müddet sonra önceki aramalarınıza benzer ürünlerin reklamları sürekli karşınıza çıkmaktadır. Bunun dışında yüklediğiniz program veya uygulama aracılığıyla virüs, truva atı, spam gibi vesilelerle banka hesaplarınıza girmeye çalışırlar veya şifrelerinizi ele geçirmeye çalışarak bizleri dolandırmaya çalışırlar.
Müslüman genç dijital çağda nasıl davranmalı, nelere dikkat etmeli?
Ömür sermayemizin bir sınırı ve sonu var. Yüce rabbimizin bize verdiği bu hayattan ve nimetlerden mutlaka hesaba çekileceğimizin bilincinde olmalı. Vaktinin değerini bilmeli ve tüm zamanını internet, sosyal medya, oyun vs. için harcamamalıdır.
Fake (sahte hesap) açarak insanları kandırmamalı ve kendini gizlememelidir.
Cinsel içerikli (pornografik), kumar, sevgili bulma, arkadaş bulma, edep-ahlak yoksunu, LGBT, eşcinsel terör örgütlerinin vs. sitelerini takip etmemeli, bu tur uygulamaları indirmemelidir.
Netflix, Blutv, IP TV vs. kanalları kullanmamalı ve zamanının çoğunu film veya video izleyerek harcamamalıdır.
Hem kendinin hem de ailesinin, arkadaşlarının, akrabalarının vs. özel hayatına dikkat etmeli mahrem bilgi veya foto paylaşmamalıdır. Kendisini ilgilendirmeyen malayani bilgilerin peşine düşmemeli, ifşa ve mahremiyete dikkat etmelidir.
Sosyal medya veya internette yazışmalarına dikkat etmeli, siyasi tartışma, hakaret, argo vs.den uzak durmalı, nazik ve kibar olmalıdır. Kul hakkına girmemelidir.
İnternet ve sosyal medyada paylaşılan her haber ve videoya inanmamalı ilmi bir konuda araştırma yapmak veya bilgi edinmek için güvenilir sitelere başvurmalıdır.
Şeytan, boş, hedefsiz, gayesiz insanla uğraşır. Bunun için belli bir ameli program dâhilinde yaşamalı, ameli program yapmalı ve bu programa mutlaka uymalıdır. Şehit Hasan el-Bennâ’nın tavsiyelerini kendine şiar etmeli ve bu tavsiyelere benzer tavsiyeler belirleyip bu doğrultuda yaşamaya çalışmalıdır.
Her gün en az 30 dk. veya 30-40 sayfa kitap okuma programı yapıp okumalı, en az bir hizb veya yarım cüz Kur’an okumalı ve en az 2 vakit farz namazı mümkünse camide cemaatle kılmaya çalışmalıdır.
Sıla-i rahim yapmalı, arkadaş ve akraba ziyaretlerini, hasta ziyaretlerini, taziye ziyaretlerini yapmalıdır. Varsa uzakta akraba, eş dost vb. telefonla arayıp hâl hatır sormalı. Telefon konuşmalarını kısa tutmalı gereksiz ve boş konuşmamalı, iyiliği tavsiye eden, hakkı söyleyen bir duruş sergilemelidir.
Aşırıya kaçmadan spor yapmalı, spor vesilesiyle sosyalleşmeli, çevresinde varsa asosyal veya internet bağımlısı olmuş insanlarla ilgilenmeli ve arkadaş olmalıdır.
Evli ve aile sahibi ise ailesiyle ilgilenmeli, çocuklarına zaman ayırmalıdır. Beraber vakit geçirecekleri etkinlikler yapmalı, derslerinde yardımcı olmalıdır. Çocuklarına ve eşine iyi bir rol model olmalı ve ailesini internetin zararlı etkilerinden korumalıdır. Sussunlar veya beni rahatsız etmesinler düşüncesiyle çocukların ellerine telefon-tablet vs. vermemeli.
Evde internet ve sosyal medyayı belirli bir süre kullanıma izin vermeli, belirli bir saatten sonra modemi veya telefon, tablet, bilgisayar vs. kapatmalıdır.
Telefonunuzdaki gereksiz veya fazla uygulamaları silin ve çok gerekli birkaç uygulama dışında hiçbir şey yüklemeyin. Özellikle oyun yükleme, birkaç sosyal medya uygulaması kullanma, program vs. yüklemeyin ve kullanmayın.
Alışveriş sitelerinin mobil uygulamalarını da ya yüklemeyelim ya da birkaç tane yükleyip elimizden geldiğince çok acil ihtiyaç değilse açmamalıyız. Bizleri borçlandırmak veya gereksiz harcama yaptırmaktan ve israftan başka bir faydaları yoktur.
Özetle; menfi yönleri çok olmasına rağmen, Dijital çağda interneti, sosyal medyayı, teknolojiyi vb. tamamen dışlamak ve hayatımızdan çıkarmak hem mümkün değil hem de doğru değildir. Öncelikle; bu alanları düzenleyecek yasal mekanizmaları devlet devreye koymalı, gerekirse topluma zarar veren sosyal medya uygulamalarını (Tiktok, pornografik siteler, kumar ve bahis siteleri vb.) yasaklamalı ve erişime engellemelidir. Ayrıca toplumu ve gençleri internet bağımlılığından korumaya yönelik, bilinçli kullanımına yönelik seminerler, kamu spotu vs. bilinç oluşturmalıdır. Hem resmi hem de tüm sivil toplum kurum ve kuruluşlar el birliğiyle hareket etmeli el ele, omuz omuza vermelidir. Aksi takdirde çok kısa bir süre sonra tamiri mümkün olmayan toplumsal devasa sorunlarla karşı karşıya kalabilir; toplumsal yozlaşma, arsızlık, had safhaya ulaşır ve çocuklarımız ve gençlerimiz elimizden kayıp gidebilir.
Müslüman genç; birey olarak şunu asla unutmamalı. Zamandan ve mekândan münezzeh olan, bizlere şah damarımızdan daha yakın Yüce rabbimizin ve görevlendirdiği meleklerin gözetimi altındayız. Rabbimiz bizleri murakabe ediyor. Bizlerin kul olarak bu dünyaya gönderiliş nedeni var. Sorumluluklarımız var. İnterneti ve teknolojiyi bu yönde kullanmalıdır. “Ben insanları ve cinleri sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat-56)
Otokontrol mekanizması geliştirerek, gerçek hayattan kopmadan, sanal ortamlara mahkûm olmadan, görev ve sorumluluklarımızın bilincinde olarak Rabbimizin rızasını kazanmaya çalışmalı; ibadet ve dünyevi yaşantımızı, Kur’an ve Sünnet çerçevesi içinde yaşamaya çalışmalıyız. Ne mutlu bu şuur ve bilinçle yaşayan şuurlu Müslüman gence…
Rabbim cümlemizi Son nefesine kadar iman yoldan ayırmasın, iman üzerine emanetini alsın…Hak yoldan ayırmasın inşallah…Yazıma hiçbir zaman unutmamamız gereken, şu ayet-i kerime ile son veriyorum:
“Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter, denilecektir.” (İsra 13-14)