Günümüz dünyasında internet ve sosyal medya kullanımının ne kadar yaygın olduğu herkesin malumu. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de internet ve sosyal medya kullanımı gün geçtikçe artış göstermektedir. 2022 yılı TUİK verilerine göre ülkemizde evden internete erişim oranı %94’tür. Yani nerdeyse internetin olmadığı ev yok gibi. Yine aynı verilere göre ülkemizde 62 milyon sosyal medya kullanıcısı bulunmaktadır. Bu rakamlar göz önünde bulundurulduğunda ister istemez bizimle internet ve sosyal medya arasında bir bağ meydana gelmektedir. Nasıl ki insanlarla münasebetlerimizde bir hukukumuz söz konusu ise internet ve sosyal medya ile de bir hukukumuzun olduğunu takdir edersiniz herhalde.
Mümin insan, Rabbinin kendisine bildirmesiyle zerre kadar bir iyilik de yapmışsa onun karşılığını göreceğini, yine zerre miktarınca bir kötülük de yapmışsa onun da karşılığını bulacağını çok iyi bilmektedir (Zilzâl, 7-8). Yine Kehf suresi 49. ayette: “Vay halimize! Bu nasıl bir kitapmış ki küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın her şeyi sayıp dökmüş!” buyurulduğu gibi önemsemediğimiz çok küçük şeyler dahi karşımıza çıkacaktır. Bunun şuurunda olarak internet ve sosyal medyada yaptığımız her şeyin de karşımıza çıkacağını bilmemiz gerekiyor. Girdiğimiz siteler, beğenilerimiz, takip ettiğimiz kişi ve sayfalar ve daha niceleri…

“Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” sözü hala geçerliliğini korurken artık kişilerin sosyal medya profilleri onlar hakkında bize çok şey söylemektedir. Birinin profiline girildiği vakit yaptığı paylaşımlar, beğenileri, takip ettikleri ve takipçileri bize o kişinin kimliğini ayan beyan ortaya çıkarır. Efendimiz (s.a.s.) bir hadisinde “Mümin, kendisine bakılınca Allah’ın (cc) hatırlandığı kişidir.” buyurur. Sosyal medya hesaplarımızın da insanlara Allah’ı (c.c.) hatırlatması gerekiyor. Eğer Allah (c.c.) değil de başka şeyleri hatırlatıyorsa orada çok ciddi sorun var demektir. Kendimize derhal çeki düzen vermemiz icap eder.
Sosyal medya, bizim için bir hayır kapısı olabileceği gibi tam tersine günahlara batacağımız bir mecra da olabilir. Paylaştığımız bir ayet, hadis, güzel söz veya bir videoyu ya da insanların faydasına olabilecek bir bilgiyi vs. başkaları da paylaştıkça ve onunla amel ettikçe bize de sevap kazandırdığını; tam tersine yapacağımız uygun olmayan paylaşımlarımızdan da mesul olduğumuzu ve bunun da insanlar arasında yayıldıkça mesuliyetimizin de artacağını unutmamamız gerekiyor.
Fotoğraf Paylaşma Çılgınlığı-Hastalığı
Bir insanın, eşinin, kızının, aile bireylerinin fotoğraflarını el ilanlarına bastırıp dağıtması veya billboardlara reklam vermesi ne kadar abes ise aynı şey sosyal medyada paylaşınca da bir o kadar abestir. Çünkü sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf yüzbinlerce kişi tarafından görülmektedir. Bu kişiler arasında kötü niyetli olanlar da olabilmektedir. O fotoğraflar üzerinde oynamalar yapabildiği gibi farklı amaçlarla kullanabilmektedirler. Bazen de insanlar özel hallerini WhatsApp’ta durum mesajı olarak paylaşım yapmaktadır. Belki de kardeşlerimiz bunu yaparken sadece telefonunda kayıtlı kişilerin gördüğünü düşünebilirler. Ancak bazen farklı kişilerin de görebileceklerini unutmamalıdırlar. Her ne amaçla olursa olsun bizim özelimizin sadece bizde kalması gerekiyor. Başkalarına gösterme zorunluluğumuz yoktur.
Genel olarak böyle paylaşım yapanlar ya görgüsüzlükten ya da gösterişten ötürü yapmaktadırlar ki her iki durum da bir Müslümana asla yakışmayan hareketlerdir. Maalesef bunu her yaştan kişiler yapmaktadır. Bunun genci, orta yaşlısı veya yaşlısı yoktur. Burada hepimizin kulağına küpe etmesi gereken bir hadis-i şerifi hatırlamamız gerekiyor: “Her kim başkaları tarafından duyulsun beğenilsin diye bir iş yaparsa, Allah, onun gerçek kıymetsizliğini duyurur. Her kim gösteriş olsun diye bir iş yaparsa Allah da onun gösteriş yapmasını ve değersizliğini ortaya çıkarır.” (Müslim, Zühd, 38)
Zan, İftira, Tecessüs, Yalan…
Günlük hayatta bunların günah olduklarını bilmeyenimiz yoktur. Bu kötülükler sosyal medyada yapılınca da günahtır ve kul hakkıdır. Rabbimiz, kitabında bizlere zandan sakınmayı, birinin (fasık) bize getirdiği habere hemen inanmamamız gerektiğini yalan konuşmayı ve insanların ayıplarını araştırmayı nasıl yasak etmişse (Hucurât, 6) bu durumlar sosyal medyada da söz konusudur. Bu fiillerin sosyal medyada yapılması da günahtır ve sahibini günahkâr yapar.
Kaliteli Müslüman
Kimyada kullanılan bir tabir vardır: Turnusol kâğıdı. Turnusol kâğıdının asit ve baz çözeltilerini ayrıştırdığı gibi Müslüman kişinin kalitelisini kalitesizinden ayrıştıran çözeltilerden bir tanesi de internet ve sosyal medya karşısındaki tavrıdır. Günlük hayatımızda bizi harama bakmaktan alıkoyacak bizi frenleyecek bazı şeyler vardır. Arkadaş veya tanıdık birisi gibi. Ancak internet ortamında bizi engelleyecek hiçbir şey yoktur. Sadece Allah korkusu veya Allah’tan hayâ duymamız bizi frenleyebilir. Bundan dolayı da eğer harama bulaşmıyorsak inşallah kaliteli bir Müslümanız demektir. Rabbim bu ahir zamanda hepimizin imtihanını kolay eylesin.
Selam ve dua ile…

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?