Ey imam kardeşim, ey müezzin kardeşim! Kendine ilk önce şu soruyu sor: Allah beni bu camiye neden gönderdi? Allah beni bu köye neden görevlendirdi? Sonra oturup düşün! Ben ne yapabilirim de! Senin yapacağın çok güzel işler var ve belki de basit bir meseleden dolayı yıkılmak üzere olan bir aileyi bir tanışma ya da bir ziyaretle ayakta tutabilirsin. O ailenin fertlerini imanınla, şuurunla aydınlatabilirsin. Nitekim köydeki bir marangozla ayaküstü tanışıp onu camiye davet eden cami imamı kardeşimiz, onunla sıcak temasa geçerek aralarında bir kardeşliğin oluşmasına vesile olmuş, marangoz da derdini ona açınca imam kardeşimiz namaz, ibadet Allah’a kulluk ile evdeki sorunlarını halletme yoluna gitmişti. Şimdi o aile çok mutlu, çünkü Rablerini tanıdılar. Buna vesile olan, o imam kardeşimiz oldu.

Ey imam kardeşim, sakın caminin karşısında bakkal dükkânı açma! Sen böyle bir işe girişip de maydanoz ya da çiklet satarken belki de bazı evlerde yangın meydana gelmiştir ve senin bundan haberin de olmamıştır. Sen şeker satarken, kimileri dizi filmlerin önünde zamanı katletmekle baş başa kalmış olabilir.

Ey imam kardeşim, köyde bir gencin kolu kırılırsa ilk önce sen onu ziyaret et! Bir derdi olan varsa insanlar ilk önce sana gelmelidirler. Çünkü imam demek, lider demektir. Önder demektir.

Köydeki ve mahalledeki 13 ya da 14 yaş grubu gençleri camiye çekmek için camide bir tenis masası neden olmasın ki? Ya da bir langırt makinesi koyabilirsin. Belki köydeki yaşlı amcalar buna karşı çıkabilir ama sen yine de onların gönlünü almayı başarabilirsin. Yaşlıların söyledikleri sakın seni etkilemesin. Bir imamın dediği gibi “İnsanların aleyhte söylediklerine karşı imamın zaman zaman bir kulağı duymamalı.” Hatta sen köydeki gençlerle top da oyna! Onların arasına katıl, onları kucakla, hatta sen gol atma, pası gençlere ver onlar atsınlar.

Gençler camiye gediklerinde onlara müezzinlik yaptır. Onların güzel sesli olanlarını tespit et ve onlara dünyanın meşhur Kur’an okuyucularını dinlet. Abdulbasit’i, Minşevi’yi, Ebu Bekir Şatiri’yi dinlet. Namazdan sonra da onlarla cami içinde güreş tutmayı unutma, zaman zaman onlar seni yere yıksınlar. Güreştikten sonra caminin hücresinde onlara çay, kahve, kek ikram etmeyi asla ihmal etme. Hatta eşin kek yaparsa ve bunu ellerinle onlara ikram edersen bu daha da güzel olur.

Ey şehir merkezlerinde ve büyük şehirlerde görev yapan imam ve müezzin kardeşlerim! Cami avlusunda şayet gençler oturuyor ve muhabbet ediyorlarsa, elinle çay yapıp da onlara ikram etmeyi asla ihmal etme! Çayı ikram ederken onlara “Ben bu caminin imamıyım! Sizi hep beklerim” de. Böyle yaparsan seni severler. Seni severlerse camiyi de severler. Camiyi severlerse Rablerini de severler.

Camiyi hep açık tutmaya çalış. Sakın namaz kıldıktan sonra hemen ayrılmaya çalışma! Çünkü cami cemaatinden bir derdi olanlar olabilir ve bunu sana söylemek isteyebilirler. Şayet camiyi açık tutar ve o sırada demlikte çay kaynarsa, bir bardak çay eşliğinde cami hücresine gelenlerle sohbet edersen, onların gönüllerini kazandığın gibi dertlerini sana açma imkânını da sağlamış olursun.

Caminin önünde tiner çeken gence çay ikram eden cami aşevi sorumlusu bir gün minibüse bindiğinde, “Ben senden minibüs ücreti almam, senin paran bu arabada geçmez” diyen bir şoförle karşılaşır. Genç kendisini tanıştırır ve der ki “Falanca zamanda sen bana caminin önünde çay ikram etmiştin.”

İnsanlar camiye geldiklerinde sende bir şeyler bulabilsinler. Kur’an’dan ve hadisten bir şeyler öğrensinler. Namazlardan önce insanlara bir ayet okuyabilirsin. Özellikle sabah namazından önce camiye gelenlere hadisler okuyabilirsin. Gençlere hadis öğretebilirsin. Onlara hadis yarışmaları yaptırabilirsin. Hadis okuma halkaları kurabilirsin.

Görev yaptığın cami senin hayatının merkezinde olsun. Yapabilirsen camiyi hep açık tut. Özellikle namazlardan bir saat önce ve namazlardan bir saat sonra hep camide kalmayı kendine adet hâline getir. Akşam ile yatsı arasını çok iyi değerlendirebilirsin. Bu vakitleri Kur’an öğretmeye ayırman ne de güzel olur. İnsanların Rabbani kaynaktan beslenmelerine yardımcı olabilirsin.

Camide bir kütüphanen olsun. Gençlere kitap vermeyi sakın ihmal etme! Seviyelerine göre kitaplar tespit edip okumalarını temin edersin. Zaman zaman o kitapları anlatmalarını, neler öğrendiklerini mini bir konferans şeklinde sunmalarını talep edersin. Böylece öğrenciler arkadaşları önünde konuşma cesaretini elde ederler. Yarın hutbe verirler, vaaz verirler. Kim bilir belki de içlerinden çok güçlü hatipler çıkar.

Ey imam ve müezzin kardeşim! Çok aktif bir imam ya da müezzin olmaya çalış. Sakın cami cemaatini boş verme! Camiye ilk defa gelen biri olursa onunla yakın temas kur. Onu bir kahve içmek ya da birkaç dakika da olsa tanışmak için tutmaya çalış! Onun gelip seninle tanışmasını bekleme! Çünkü sen Allah’ın evinin görevlisisin. Namaz bittikten sonra “Camiye ilk defa gelen var mı?” diye bir göz gezdir. Camideki her bir ferdi Allah’ın evinin misafiri olarak bil! Onlara sıcak yaklaş ve onlarla tanışmaya gayret et! Aranızda bir sevginin olmasını temin etmek için fırsat kolla!

İmam kardeşim! Neden aktif olmak zorundasın biliyor musun? İnsanları güldürmek için yüzlerce film yapmış bir İslam karşıtı, imam ve müezzinleri kötülemek için filmlerinde onlara yer vermiş, onları sahtekâr olarak göstermiş ve sen de bunu izale etmek durumundasın. Peki bunu nasıl yapacaksın? Senin yıllarca çaba sarf ederek yetiştirmeye çalıştığın bir nesli o, filmleriyle ifsat etmeye çalıştı. O yüzden çok aktif olmak zorundasın.

Ey Kur’an ve İslam davasının kutlu neferi olan imam ve müezzin kardeşim! Çok sayıda imam, çok sayıda cami ve çok sayıda müezzin var. Şayet camiler boş durumdaysa bunun en büyük sorumlusu sensin. Şayet köydeki genci tarlada ya da evinde ziyaret etmez, onun derdiyle dertlenmezsen, camiler boş kalmaya devam edecektir. Kalk ve tarlaya git! Traktörün üzerindeki Hasan adlı genç seni görünce zaten traktörden inecektir ve inince de sen onu kucaklayacaksın! Ve ona deki: “Hasan, seni ziyarete geldim.” Yeminle söylüyorum, o günün yatsı vaktinde Hasan camiye gelecektir. Camiye geldiğinde Rabbani bir amel olan namazla tanışacak ve sen onu Kur’an’ın ayetleriyle tanıştırma imkânını elde edeceksin. Bir ziyaretin nelere vesile olacağını unutma. Hasan seni kardeş bilecek, bir müddet sonra İslam’a hizmette senin yanında yer alacaktır.

Namaz bittikten sonra ilkokul ve ortaokul yaş grubunu yanında tut ve onlara mikrofonu ver! Seslerini mikrofon üzerinden dinlemek istediğini söyle. Onlara Fatiha’yı ya da ezbere bildikleri herhangi bir duayı okumalarını söyle. Onlar bu işe çok sevineceklerdir. Bu vesileyle seni de seveceklerdir. Çocukların cami içinde oynamalarını sağla. Onları camide koştur. Zaman zaman yarıştır. Onların birer melek fıtratlı olduğunu asla unutma! Caminin lambası kırılabilir. Hiç önemli değil, onu camiye gelen yaşlı amcalara söylersen seve seve alırlar. Çocuklara sakın kızma! Aşırı yaramazlık yapabilirler. Onları yormaya çalış! Yorulmayı öğrensinler. Yaramazlık yapanları daha fazla yormaya çalış! Enerjilerini atmaları için onlara fırsat tanı!

Ey imam ve müezzin kardeşim! İşin eğitimden geçtiğini asla unutma! Camiye gelenleri Allah’ın razı olacağı birer fert hâline getirmek için gayret göster! Cami onları eğitmen için en güzel mekândır. Şayet cami boş ve insanlar evde aşk ve mafya dizileri seyrediyorlarsa, sen otur ve ağla! Sonra kalk ve “Ben ne yapabilirim?” diye kendine sor! Başarılı imam kardeşlerini ziyaret et ve onların tecrübelerinden yararlanmak için gayret göster! “Köylüyü, mahalleliyi, camiye nasıl çekebilirim?” diye çaba göster. Düşün, planla ve harekete geç!

Ey toplumu ıslah etmek için yola çıkmış imam kardeşim! Kendini asla küçük görme! Sen Rabbani yolda Peygamberî vazifeyi üstlenmiş lidersin! Çünkü imam demek, önder demektir. Toplumun en önünde sen yer almaya çalış! Sakın dünyanın geçici süsleri seni cezbedip de canlı tavuk satan, pazarda maydanoz satan, müftülük tarafından aranıp da insanların tanımadığı ve “Biberci …… mı aradınız?” dediği imam gibi olma. Unutma ki kişi ne iş yaparsa onunla tanınır. Sen söndürülemez bir güneş olan Kur’an’ın hizmetkârı olarak tanınan bir şahsiyet ol!

Taziye, düğün, sünnet merasimi gibi ortamlarda Kur’ân’ın çağrısını dillendirmeyi asla ihmal etme. Hak söze çağıran bir davetçi ol!

İmam ve müezzin kardeşim! Bu anlattıklarımı yapman yolunda yolun açık olsun. Rabbim seni de beni de Nebevi davanın en aktif hizmetkârlarından kılsın! Âmin.

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?