Ey Gençler!
Özellikle bu çağda arkadaş çevrenizi çok iyi seçmeniz icap eder. Bugün madde bağımlılarının ve cezaevlerine girenlerin çoğu kötü çevre kurbanıdır. Allah’ın şu ayetini kendinize düstur edinmelisiniz: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.” (Tevbe, 119)

Şunu unutma genç kardeşim: Ashab-ı Kehf ile birlikte olan köpek dahi Kur’an-ı Kerim’de sadıklarla birlikte zikredildi. Senin de bundan ibret alıp iyilerle birlikte olman gerekir.

Ey genç kardeşim!
Sevgin Allah için, darılman Allah için olsun. Allah için anlaş, Allah için arkadaş ol. Böyle yapamazsan diğer ibadetlerin ne kadar çok olsa da imanın tadına varamayacağını iyi bil.

Hacı HATİPOĞLU / İmam-Hatip
Gençler ve İdealler
Gençlerin, popüler kültürün etkisinden kendilerini muhafaza ederek, İslam’ın değer verdiği idealleri edinmeleri, onları yüksek şahsiyetli bireyler yapmaktadır. Muhakkak ki gençlik döneminde elde edilen yüce idealler ve salih ameller, yetişkinlik döneminde elde edilenlerden daha değerlidir. Önemli olan, hislerin galebe çaldığı gençlik döneminde sağa sola savrulmamaktır. Bunun da yolu ilimle ve sanatla meşgul olmaktan geçer. Ayrıca faydalı ve iyi işlerin yapıldığı sosyal ortamlarda vakit geçirmek, gençleri kötü alışkanlıklardan korumada oldukça etkilidir. Yetişkinlikte, pişmanlıkların ve mahcubiyetlerin yaşanmaması için gençlik çağının güzel ahlakla geçirilmesi, ibadetlerin ihmal edilmemesi ve günahlardan uzak durulması gerekmektedir. Temennim ve duam, gençlerin bu şuur ve iradeye sahip olmalarıdır.

Ali İLHAN / Öğretmen
Bismillahirrahmanirrahim…
Gençlere söylenebilecek, tavsiye edilebilecek birinci ve en hayati tavsiye, Allah ve Resûlü’nü hayatın merkezine yerleştirmek, onların hüküm ve kararlarını kendi tercih ve seçimlerinin önünde görmek, hayatın akışında onların karar ve emirlerine aykırı tercih, fikir ve seçimlerde bulunmamak ve onları esas almayan inançları hayattan çıkarmaktır.
Gençlerin önüne konan mesleklerin, geleceklerine yönelik fikir ve tasavvurun, hayata dair hedef ve planlarının sağlam, güçlü ve gerçekçi olması gerekir. Bunun için bazı hususlara dikkat edilmelidir.

Gelecek tasavvurunun sadece fani, geçici dünyevi konfor ve zevkleriyle sınırlı tutulmaması;
Meslek veya okul seçiminin toplumun yararına, ümmetin faydasını gözeterek yapılması, sırf dünyevi geleceği ve maddi yönü yüksek ama topluma faydası düşük görev ve mesleklere yönelinmemesi;
Aile değerlerinin korunması, anne ve babanın hürmet ve saygınlığının her şeyin üstünde tutulması;
Kültürel mirasın korunması, hayatımızdan çıkıp kaybolmaya yüz tutmuş değerlere sahip çıkılması;
Vakit ve zaman israfının önüne geçmek için günlük haftalık ve aylık programlar yaparak kişisel beceri, gelişim ve kaliteyi artırmaya yönelik okumalar yapmak;
Bilgi ve irfanı artırmaya yönelik okumalar yapmak, bunun için de popüler magazinsel okumalar yapmak yerine bilgi derinliği olan ilmi eserler okumak;
Okuma alışkanlığı kazanmak için Doğu klasikleri, Şark İslam klasikleri, Batı klasikleri gibi eserleri okumak;
Bütün bu okumalarla birlikte günlük okuma programının ilk sırasına Kur’an ve siyer kitapları yerleştirerek okumaları bu çerçevede zenginleştirmek;
Gündemin içine boğulup güncel meselelerin akışına kapılıp fikir üretme yerine, mevcudu tüketmek yerine bize ulaşan birikime katkı sağlayacak derinlik ve önemde kişisel gelişimi artırmaya yönelik çabada bulunmak;
Herhangi bir hususta fikir ve düşünce beyan etmeden önce acaba bu konuda “Dinim ne buyuruyor?”a bakmak, Allah ve Resûlü’nün bize ulaşan hüküm ve kararlarını kendi kararlarımızın önüne geçirerek gündemi ve hayatı yorumlamak;
Gündelik ibadetlerimizi beş vakit namaz başta olmak üzere Allah’ın emrettiği hiçbir ibadeti gündelik iş ve meşgalelere ve iş hayatına kurban etmeden eksiksiz ve kararlı bir şekilde yerine getirmek;

Çok katı ve sert bir yaşam sürmek yerine prensiplerden vazgeçmeden hayatı eğlenceli ve keyifli yaşamak, espriyi ihmal etmemek;
Hayatımızı meşru eğlencelerden mahrum etmeyerek çevremizdeki kimselere dinimizin güzelliklerini hayatı geren değil güzelleştiren bir şey gibi yaşamak;
Gündelik yaşamı sürdürürken Peygamber gençliği ciddiyeti ve anlamını kaçırmamak, Peygamber etrafındaki bir genç şuuruyla hareket etmek;
En önemlisi de yaptığımız her işte çevremizdeki kimselere Allah’ı ve Resûlü’nü sevdirecek şekilde davranmak.
Gençlere tavsiye edilecek belki bir ton malzeme vardır. Ancak gençlerin önem ve değerini bilmek için de yaşlılara daha fazla sorumluluk düşmektedir.

Muhammed ÇİÇEK / Siverek İlçe Müftüsü
Damla…
“Dünya hayatına yön veren nedir?” diye soranlara, “eğitim” derim. Eğitimi binlerce uyarıcının beynimize saldırısından sonra edindiğimiz davranış olarak kabul edebiliriz. Bu davranışlar kimileri için hem dünya hem de ahiret hayatının kurtuluşu olur. Bu damla damla aldığın eğitim, seni doğruluğa, şartlar ne olursa olsun doğru konuşmaya yönlendirmelidir. Sözünü tutmalı ve sana emanet edilen ilahi mesajı doğru bir şekilde önce kendine sonra çevrendekilere anlatmalısın. Hayatta bir derdin, sorumluluğun ve idealin olsun. Kendini düzeltmezsen başkalarını düzeltemezsin. Arkadaş çevresine dikkat etmelisin. Çünkü arkadaş çevresi seni hem aydınlığa hem karanlığa götürür. Yaptığın işin hakkını vererek yap. Namazı hakkıyla kıl çünkü namaz seni kötülüklerden korur. Allah’ın sevdiği kulları arasına koyar. İlim ve bilime yönel. Bilimi insanların faydasına kullan.

Mehmet Sinan AKÇİÇEK / Öğretmen
Ümmetin En Kıymetli Hazineleri Olan Sevgili Gençler!
Öncelikli olarak “Emr-i bil maruf nehy-i anil münker” sorumluluğunuzu yerine getirirken seferde olma halinizi daimi ve diri tutacak en önemli kuvvetin, yapacağınız köklü okumalar olduğunu unutmamanız gerekiyor. Özelde içinde bulunduğumuz toplumun, genelde ise ümmetin ve tüm insanlığın içinde bulunduğu maddi-manevi durumu göz önünde bulundurduğumuzda, ümmete umut olma ve aynı zamanda tüm insanlığa huzur, güven ve adalet getirme adına yeni bir diriliş gerçekleştirme, yeni bir muştu olabilme siz gençlerin bu okuma sorumluluğunu yeniden kuşanmanızla olacağını size hatırlatmak isterim. Aynı zamanda bu sorumluluğun sizin keyfinize bırakılmış bir durum olmadığını, bu sorumluluğun, göklerin, dağların ve yerin kabul etmede imtina ettikleri emaneti ruhlar âleminde yüklendiğiniz günden bu tarafa omuzlarınıza yüklendiğini, bugün ise özellikle ümmetin ve tüm insanlığın içerisinde bulunduğu zillet durumunun, bu emaneti kuşanmayı her zamankinden daha önemli kıldığını, dolayısıyla her birinizin mazlum Filistin/Mescid-i Aksa aşkına Suriye, Afganistan, Yemen, Irak, Mekke-Medine, Doğu Türkistan vb. tüm İslam coğrafyalarının özgürleşmesi aşkına, “Niyet ettim Allah rızası için yeniden kitap okumaya!” deme günüdür.

Halil ÖZER / Öğretmen
Gençlik ve Tarla
Çiftçiler tarlalarını ekime hazır hale getirmek için öncelikle derinlemesine sürer ve sürerken pulluk denilen aracı kullanır. Pulluk tarlayı derinlemesine işler ve yabani otları kökünden söker atar. Çiftçiler yaklaşık dört aylık bir süre tarlayı havalandırmaya bıraktıktan ve külfatör ile tekrar tarlayı sürdükten sonra tohumu ekerler. Yeşeren tohumu yabani ve zararlı otlardan ayıklamak için tarlayı ilaçlarlar. Kış ve bahar olmak üzere yılda iki defa gübre atarlar yeşeren ekine. Tüm bu işler tohumun büyüyüp serpilmesi ve iyi verim vermesi için yapılır. Bunu yaptıktan sonra tarla iyi verim verecek ve ona harcanan emeğin katbekat fazlasını verecektir. Eğer bir de tarlamızı zamanında ve iyi sularsak bu verim iki katına çıkacaktır.

Yüksek verim almak adına emek harcadığımız tarladan karşılığını katbekat alıyorsak dünyaya getirdiğimiz ve can-ciğer dediğimiz evlatlarımızı da tarla misali işlememiz gerekir. Göz aydınlığımız olan evlatlarımız elbette bir tarladan daha fazla bakım ve emek istiyor ve hak ediyorlar.
Doğumdan ilk dört yıla kadarki zaman çok önemlidir. Beynin %80’i bu dönemde kendini tamamlıyor. Artık bu çocuk büyük bir yetişkinin bir prototipi gibidir. Elleri, ayakları, gözleri, kuşlakları ve saçları gibi dış organlarının hazır olması gibi iç organları da artık eğitime hazırdır. Bilim insanlarının çocuk eğitiminde ilk dört yılı ıskalayan ebeveynlerin sonraki zamanlarda çocuk eğitiminde daha çok efor harcaması gerektiğini ifade ediyor.
İslami bir edep ile eğitilmemiş bir küçüğün büyüdüğü zaman toplum yararına yapacağı bir katkıdan söz edemeyiz. Yabani bir otun ekinlere zararı ne ise bu kişinin de topluma faydası o olur. Bunun önemini kavramamız için bugün yaşadığımız toplumun temel değerlerine bakmamız kâfidir. Daha fazla yaşama, zengin olma ve nereden ve nasıl gelirse gelsin daha çok kazanmayı istemek günümüzde baskın olan değer yargılarıdır. “Ben yükseleyim altta kalanların canı çıksın” diyebilen bir gençlik ile karşı karşıyayız. Görünür olma adına sosyal medyada yapılanlar bunu kanıtlar niteliktedir. Bütün bunlar tarladaki dikenlerdir. Bu dikenler ya bizim ektiklerimizdir ya da biçmediklerimizdir.
İslami eğitimden yoksun ebeveynler İslami eğitimden yoksun çocuklar yetiştirir. İslami eğitimden yoksun öğretmenler İslami eğitimden yoksun bir gençlik inşa eder. Bugün şikâyet ettiklerimiz geçmişte eğitemediklerimiz yüzündendir. Temel yanlış olunca bina yamuk yükselir. Ahlaki değerlerden yoksun bir gençliğin oluşmasında ebeveynlerin ve biz öğretmenlerin payı yadsınamaz. Geleceğe İslami bir bakış açısıyla bakabilen ve İslami bir yaşamı kendine yol olarak seçen gençler yetiştirebilme duasıyla…

Mehmet Hacı LALE / Öğretmen

Bu yazıya yorum bırakmak ister misiniz?